Adet düzensizliğinde hormonlar sorunlar ve aslında birkaç faktör başroldedir. Klinik Endokrinoloji ve Metabolizma Dergisi'nde yayınlanan 2011 tarihli rapora göre, ileri yaşlı kadınların yüzde 5'i sıklıkla adet düzensizliği yaşamaktadır. Ayrıca daha çok kadın da, gençlik ve verimli üreme dönemleri süresince adet düzensizliği yaşar.
Yumurtalık bezi, hipotolamus, adrenal ve tiroit bezlerinin hepsi hormon düzenlemeye yardımcı olur, bu nedenle hormonal durumları olumsuz şekilde etkileyebilecek yaygın yaşam tarzı alışkanlıklarını değiştirmek veya dikkat etmek önemlidir.
Tiroid Bozuklukları
Tiroid bezi, hormon bozukluğuyla ilgili sorunların sonucu olabilir. Tiroid hastalıkları, adet düzensizliğinin önde gelen nedenlerinden biridir. Hiç adet görmeyen amenore hastalarının ortalama yüzde 15'inin de tiroid sorunu vardır. Çoğunlukla vücudun kontrolünü üstlenen bez olarak adlandırılan ve vücudun endokrin sisteminin kontrolcüsü olarak bilinen tiroid bezi, direk metabolizmanızı etkiler ve yönetir, böylece birçok cinsel hormonu da etkileyecektir.
Hipotiroidizm (yavaş çalışan tiroid bezi) veya hipertiroidizm (çok çalışan tirodi bezi) de dahil olmak üzere tiroid sorunları, östrojen ve kortizol hormonlarında değişikliğe ve dolayısıyla adet düzensizliğine sebep olur. Vücutta fazla kortikol bulunması, hormon sorunlarına sebep olabilir.
Polikistik Over Sendromu
Polikistik over sendromu (PCOS), kadınlarda yumurtlama ve adet düzenini etkileyen bir hormonal problemdir. Polikistik over sendromu yaşayan bir kadının yüzünde ve vücudunda anormal şekilde tüylenme, kilo artışı ve bunun doğal bir sonucu olarak diyabet problemleri, sivilcelenme ve başta östrojen, progesteron ve testosteron olmak üzere seks hormonlarının değişen oranlarından dolayı adet düzensizliği gibi problemler görülür. Bir kadının hormon testi sonuçları, yaşadığı belirtiler ve ailesinde böyle bir problem olup olmadığı da gözden geçirilerek ultrasonuna bakılabilir. Üstelik, aslında çok sık rastlanmamakla birlikte erken menopoz dahi görülebilir.
Aşırı Stresli Olmak
Günlük yaşantınızda aşırı stres altındaysanız, vücudunuz çareyi enerji tasarrufu yapmak için yumurtlamayı önlemekte bulabilir. Çok üzücü bir durum veya gündelik hayata dair bir stres yaşamak adrenal bezlerin çok çalışmasına neden olabilir, böylece tiroit hormonu, östrojen ve diğer üreme hormonlarının üretimini etkiler ve sekteye uğratabilir. Yetersiz beslenme ve fazla egzersiz gibi diğer durumların yanı sıra, stres hipotalamik adet görememeye (HA) katkıda bulunabilir. Luteinize hormon (Lh) ve folikül uyarıcı hormon (FSH) gibi östrojen ve genel hormon düzeyleri düştüğünde, uterus astarı düzgünce yapılamaz ve doğal olarak adet düzensizliği yaşarsınız.
Çünkü vücudunuz acil durumlarda harekete geçer ve ilgisini o acil duruma yönlendirir. Hayatta kalmamızı sağlayan mekanizma; kortizol ve adrenalin gibi başlıca stres hormonlarının üretilmesine etki eder. Adrenalin ve kortizol vücudumuz için olmazsa olmazdır. Kalp atışlarını düzenlemeye, enerjik hissetmeye, terlemeye ve hatta çalışmaya yardım eder.
Vücudunuz bir makinedir ve her zaman sizi zor bir durumdan veya bir krizden kurtulmanıza yardımcı olacak stres hormonlarını üretmeye öncelik verir, hal böyleyken vücudunuz bir sıkıntı çıktığını algıladığı zaman seks hormonlarıyla uğraşmayı bırakır. Yani seks hormonları çalışmayı durdurur. Düzenli olarak stres altındaysanız ve vücut; seks hormonları ve stres hormonları arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa, daima stres hormonunu seçer. Aşırı kilo, yetersiz beslenme, ağır egzersiz yapmak ya da güçlü duygusal travmalar gibi şiddetli stres atakları adet düzensizliğine sebep olabilir.
Yetersiz Beslenme
Antioksidan ve probiyotik gıdalar bakımından yetersiz bir beslenme düzeni veya alışkanlığı, adrenal ve tiroid bezlerinin işleyişini sekteye uğratabilir. Şeker, hidrojenize yağlar, gıda katkı maddeleri veya zirai ilaçlara yüksek oranda maruz kalınması, kortizolü artırabilen tiroit bozuklukları ile bağlantılıdır.
Fazla kortizol yüklenmesi, seks hormonu ve benzeri birçok hormonun fonksiyonunu düzgün yerine getirmemesine sebep olur. Bunun yanı sıra, beynin, cilt dokularının tahrip olmasına ve yüksek oranda parçalanmasına sebep olur. Fazla kortizol protein kaybına sebep olur, bu durum da kas kaybı ve dolayısıyla osteoporoz kaçınılmaz olur.
Adet düzensizliği yaşıyorsanız, düzenli beslenmek ve gerekli vitaminleri besinler aracılığıyla almak önemlidir. Besin içerikleri yüksek ve bol antioksidan içeren gıdalarla özellikle bolca sağlıklı yağ içeren ve proteinler deposu besinler tüketmeye çalışın.
Aşırı Zayıflık
Vücut kitle indeksi 18’in altına düştüğünde vücudunuzun yağ ve kas oranı gereğinden fazla azalmış olur, hatta tükendi denebilir. Bu nedenle adet dönemleriniz düzensizleşmeye başlayabilir. Vücudunuzdaki yağ oranı, östrojen hormonu oluşturmak için önemlidir, bu nedenle çok zayıf olmak veya anoreksia gibi ciddi sağlık sorunlarına sahip olmak, adet düzensizliğine neden olabilir. Yoğun ağırlıklı egzersizler yapmanın gerektirdiği şekilde beslenmemek bazı durumlarda düşük vücut ağırlığına neden olabilir bu da hormon problemleri için risk oluşturabilir.
Düşük kalorili ve az yağlı bir beslenme rutinini takip etmek kemik ve kas yoğunluğunda azalmaya katkıda bulunabilecek besin eksikliklerine ve vücuttaki yağ oranının düşmesine sebebiyet verebilir. Bunun yanı sıra, adet düzensizliği olan her kadın aşırı zayıf olmak zorunda değildir. Birçoğu normal kilodadır ve aslında bir o kadarı da aşırı kilolu kabul edilebilir. Genellikle obezite problemi olan kişilerde de adet düzensizliği sıkça yaşanır.
Fazla Spor Yapmak
Aşırı spor yapmak, tiroid bezi ve hipofiz bezine aşırı yüklenme doğurabilir. Hareketsiz yaşam tarzına sahip kadınlar bir anda ağır spor yapmaya başlarsa bir anda adetleri döngüleri düzensizleşebilir.
Kortizol gibi stres hormonları, ağır spor veya yoğun strese yanıt olarak vücut tarafından serbest bırakılacaktır. Özellikle sporcu veya maraton koşan kadınlar için adet düzensizliği alışılagelmiş bir problemdir. Çünkü aşırı fizik hareketleri hormon dengesini bozar.
Sporun da vermiş olduğu stresle birlikte seks hormonlarını düzenlemek için gereken enerji tükenebilir. Michigan Üniversitesi'nin hazırladığı bir rapora göre, maraton koşan kadınlar ve balerinlerin yüzde 66'sı çoğunlukla adet düzensizliği yaşıyor. Kadın vücut geliştiricilerin yüzde 81'i de kesinlikle hayatlarının bir döneminde adet düzensizliği yaşar ve ayrıca hemen hemen hepsinin yetersiz beslendiği bilinmektedir.