YAŞAM - ANNE - ÇOCUK

Özgüven sahibi çocuklar nasıl yetiştirilir?

Her bebek kendi bağımsızlığını ilan edebilme potansiyeli ile dünyaya geliyor. Maalesef birçok anne ve baba, çocuğuna bu şansı tanımıyor. Peki çocuğunuza bu şansı nasıl tanıyabilir ve onlara nasıl yardımcı olabilirsiniz? Uzman psikolog Merve Terim Çetin yeni yazısında anlatıyor.

profil
Merve Terim Çetin
20.04.2016
Özgüven sahibi çocuklar nasıl yetiştirilir?

Her çocuk öğrenme ve büyüme güdüsüyle doğar ve anne, baba olarak sizin bu süreçteki yardımlarınız bebeğiniz açısından çok önemlidir. Bebekler doğdukları andan itibaren çevre ile başa çıkmak için mücadele verirler. Birçok uyarıcının hazır bulunduğu çevrede, çocuk başa çıkmak için anlayışlı bir yetişkine ihtiyaç duymaktadır. Diğer yandan da gelişimin gerçek anlamı, yetişkinlerden bağımsız hale gelmek için çabalamaktır. Montessori yönteminin temel taşlarından olan bu yaklaşımı bende Yaman ile olan ilişkimde kullanmaya özen gösteriyorum.

Çocuklar genelde her şeyi kendileri yapmak ister. Yürümeye başlar başlamaz, kendi başlarına bir yerlere gitmeye başlarlar. Zorlanmaya bayılan çocuklara biraz yol gösterdiğimizde, ayakları yere basan ve kuvvetli çocuklar yetiştirmemiz çokta zor olmayacaktır. Düşen bir çocuğu yerden bir hışımla kaldırıp, olayı gerektiğinden fazla abarttığımızda çocuk kendi tepkileri yerine sizin verdiğiniz tepkileri gözlemleyerek, bunları bir sonraki seferde taklit etmeye çalışacaktır.

Düşen bir çocuğu tabii ki de kaldırmanız gerekecektir, hiçbir şey olmamış gibi davranmanız da doğru olmayacaktır. Ancak belli bir süre bekleyerek, onun verdiği tepkiyi tartmanız daha doğru olacaktır. “Yok bir şey” diyerek olan olayı görmezden gelmek yerine, olan olayı kavrayıp, düştün ve biraz canın acıdı ama geçecek merak etme demek çok daha yerinde bir tepki olacaktır.

Cesaretlendirici ve şefkatli bir biçimde olaylara yaklaşmak, hayattaki yenilgileri daha kolay ve çabuk atlatmalarını da sağlayacaktır. Bu noktada annelerin yaptığı en büyük hata, çocukların yapabildikleri bir şeyi onlar için yapmalarıdır. Kendi kaşıkla yemek yiyebiliyorken annenin yedirmeye çalışması, üstünü çıkarabilirken annenin onun için çıkartması ve hatta bir soruya cevap verebilecekken, onun yerine cevap verilmesi gibi örnekler verebiliriz.

Basit gibi gördüğümüz ve çocuğa bir zararı olmadığını zannettiğimiz çoğu davranış onları düşündüğünüzden çok daha fazla etkileyebilir. Kendisi adına sürekli başka birinin konuştuğunu düşünen çocuk, bir süre sonra bu tembelliğe alışabilir. Konuşma zorlukları veya geç konuşma gibi problemlerde bu yolda karşılaşabileceğimiz sorunlar arasındadır. Bir nesneyi işaretle gösteren çocuğa bunu anladığınızı belirtmek yerine onu biraz zorlayıp, nesnenin ismini telaffuz etmesini sağlayabilirsiniz. Üstünü kendi için sürekli çıkaracak biri olduğunu hisseden çocuk el ve motor becerileri açısından tembelleşebilir. Bu anaokulu ve ilkokul zamanlarında başınızı ağrıtan bir problem haline gelecektir.

Çocuklarınızın zekasına ve yeteneğine güvenerek, bir birey olmalarına izin vermeye çalışın. Onu giydirmek , onun adına konuşmak elbette ki daha kısa ve pratik çözümlerdir. Ancak onun gelişimi adına hiçbir katkı sağlamamaktadır.

Çocuk çevresine uyum sağlarken, sizin yönlendirmenizle değil kendi yaşamında deneme-yanılma, kendi adına deneyimlerde bulunma ve keşfetme biçiminde olduğunda sağlıklı bir birey olma adına gelişim gösterir. Davranış deneyimleri çeşitli olan çocuklar ise, zeka gelişimi açısından daha şanslıdırlar.

Önceki ve Sonraki
Haberler