ARA
Seyahatimiz sırasında bütün sahil şeridini gezdik ama otel olarak tek bir yeri seçmek bize daha kolay geldi. Gideceğiniz yerler arası maksimum 2 saat sürüyor. Eşyaları taşıma, yerleştirme derdi olmuyor. Otelimiz Tossa de Mar’da Old Town’un içerisindeydi. Ambiyansı ile Avrupa’da konakladığım oteller arasında ilk üçe girer, ismi “Hotel Diana”. Gaudi’nin öğrencisi tarafından yapılmış, bu nedenle otelin birçok detayında Gaudi izleri görmeniz mümkün.
Tossa de Mar, Costa Brava’nın en güzel üç plajına sahip. Arabayla ilk geldiğimiz gün biz arabayı bırakıp, etrafta zaman geçirmeye karar verdik. Plajlarının ismi, Platja d’es Codolar, Platja Gran ve Platja Mar Menuda. Plaj sonrasında kalenin ve Old Town’un içerisinde yürüyüş yapın. Restoranların hepsi çok sempatik, tek tavsiyem deniz mahsülünden şaşmayın et yemeklerinde o kadar başarılı değiller.
Özellikle yazlık otellerde her zaman dikkat ettiğim özelliklerden birisi, oda+kahvaltı olması. Plaja gitmeden ya da araba yolculuğuna çıkmadan büyük kolaylık oluyor. Bu arada Hotel Diana’nın kahvaltısı da çok başarılıydı. Kahvaltımız sonrası rotamızı Salles Hotel & Spa Cala Del Pi’ye doğru belirledik. Platja D’aro’da bulunan en lüks otellerden birisi. Ağaçların arasında havuzu ve denizi var. Otele gitmeyip hemen dışarıdan denize de inebilirsiniz, bütün plajlar halk plajı. Yanınızda havlunuzu, içeceğinizi götürmeyi unutmayın. Herhangi bir tesis bulunmuyor, ağaçların arasında gizli kalmış bir koy bu. Öğle yemeği için sizlere önerim, Casa Brinda Restaurant. Dekorasyonu da lezzetleri de çok başarılı. Tercihinizi deniz mahsullerinden kullanın. Yemekten sonra Playa Calella de Palafrugell’e geldik. Plajı küçük, sakin; tam kitabını havlunu al kafanı dinle…
Costa Brava’da Salvador Dali’nin hem evi hem müzesi bulunuyor. İkisinin lokasyonları farklı. Biz 40 sene boyunca yaşadığı kendi evini ziyaret etmeyi tercih ettik. Okuduğum tüm yorumlarda, evini gezmenin unutulmaz bir deneyim olduğu yazıyordu ve bu da bende büyük bir merak uyandırdı. Bir evi gezmek bir insanda ne kadar büyük bir etki bırakabilir? Sabahtan Cadaques’a yola çıktık, Cadaques İspanya’nın en uç sahil şeridi. Biraz daha giderseniz Fransa tarafına geçiyorsunuz. Size biraz tarihi ile ilgili de bilgi vereyim. Dali’nin ailesi Gala ile evlenmesini istemez. Bunun üzerine Dali ve Gala kaçarlar. Etrafta kimse onlara otel odası bile vermez. Onlar da İspanya’nın en ucu Cadaques’a gelip bir barınağa yerleşirler. İlerleyen yıllarda Dali’nin zenginleşmesi ile o barınak büyür ve bugün gezeceğiniz halini alır. Dali’nin ünlü sözlerinden biri ‘Port Lligat’a gelmeden benim sanatımı gerçekten anlayamazsınız’... Oraya gidince anladım, o kadar doğru ki! Kendisine bambaşka bir dünya yaratmış. Bir ev düşünün ki Dali’nin tabloları ev şeklini almış. Ve evet bir evden bu derece etkilenmek mümkünmüş. Mutlaka gidin ve mutlaka önceden online bilet alın çünkü kısa sürede tükeniyor. Gittiğinizde bilet bulmanız neredeyse imkansız. Müze gezisinden sonra Cadaques’ın kendi köyünü gezebilir ve restoranlarını deneyebilirsiniz.
Sabahtan Tossa de Mar tarafında denize girip, Barselona dönüş yoluna çıktık. Bu arada çarşının içerisinde kendi sabunlarını yapan bir dükkan var, uğrayın derim. Tiramisuludan yaseminliye çeşit çeşit sabun var. Biz Barselona dönüşümüzü de o güne almıştık, o nedenle arabayı havalimanına bıraktık. Havalimanına giderken yol üstünde Avrupa’nın en büyük outletlerinden biri olan La Roca Village bulunuyor. Kendinizi içeride kaybedebilirsiniz, dikkat edin uçağı kaçırmayın…
