ARA
Bu sene kendimi Anadolu’yu diyar diyar gezmeye adadım. Yaza kadar ve yazdan sonra epeyce memleketi dolaşıp deneyimlerimi ve beğendiğim lezzet duraklarını sizlerle hem burada hem de Instagram sayfamda paylaşmayı hedefliyorum.
Trabzon’la başladığım gastronomi odaklı seyahatlerimin ikincisini, geçtiğimiz haftalarda Türk mutfağının bir numarası olarak bilinen Hatay’a yaptım. Bundan sonraki planlarım arasında da Adana, Gaziantep, Kapadokya, Konya, Bursa ve İzmir gibi memleketler var. Şimdiden bilginize.
Her ara öğünde künefe yemeye kendini hazırlamış yedi kişilik ve çok eğlenceli bir ekiple gittiğimiz Hatay’da gün kaybetmeyelim diye sabahın 05:30’una almıştık biletlerimizi. İniş için alçalıyoruz uyarısı yapıldığında uykudan gözlerimi açmamla, acaba Hatay’a mı yoksa Amsterdam’a mı iniyoruz diye kafamda sorular oluşmaya başladı. Şaka bir yana ben bu kadar yeşil ve aynı zamanda bu kadar düzenli bir şehirle karşılaşmayı gerçekten beklemiyordum.
Merkezde konaklayacağımız, eskiden zeytinyağı ve sabun fabrikası olarak faaliyet gösteren “Savon Hotel’e”gidene kadar sağlı sollu eski Antakya evleri hemen dikkatimizi çekti. On yılda bir karın yağdığı, sıcak bir iklime sahip olan Hatay’da evlerin kocaman balkonları var.
Biz iki tam gün içerisinde Antakya Merkez, Döver Köyü, Samandağ, Çevlik Plajı (dünyanın en uzun ikinci sahili), Titüs Tüneli ve İskenderun’u da gezebilme başarısını gösterdik. Ama asıl rekorumuz bu iki tam gün içerisinde yediğimiz 17 öğün yemek oldu tabii. En sevdiğim 14 tanesinden oluşan bu listeye göz atmadan, bir şişe sodayı yanınızda bulundurmanız öncelikli tavsiyemdir.
İki günlük Hatay seyahatimizdeki Konak Restaurant’ı en son deneyimlememize rağmen listede ilk sıraya koyuyorum çünkü unutulmaz bir final yaşadık burada. Konak Restaurant, Hatay’ın ambiyansı en şahane mekanı olabilir. Böyle otantik bir ortamda tatlar da iyi olunca keyif otomatik olarak dört köşe oluyor. Biz mekana rezervasyonsuz gittik (siz gitmeyin) ama yer olmamasına rağmen fazla istekli olduğumuzu belli edince ellerinden geleni yaptılar, sağ olsunlar. Ne yiyelim diye soracak olursanız ise gözünüz kapalı sipariş edebileceğiniz tabaklar: mezelerden Muhammara ve Mütebbel, ara sıcaklardan Oruk (yani bizim bildiğimiz adıyla içli köfte), Güveçte Antakya Peyniri, Falafel, ana yemeklerden Et Öcce ve tatlılardan tabii ki künefe. Her şey dahil kişi başı maksimum 50-60 liraya mekandan çıkacağınızı da ayrıca belirtmek isterim.
Hatay’a gitmeden önce ‘nerede ne yiyelim’ diye Instagram’da ve çevremde biraz araştırma yaptım. İstinasız herkesin tavsiye ettiği yegane mekandı Pöç Kasabı. Uzun Çarşı’nın içerisinde konuşlanan ve minicik bir girişi olan dükkanın vitrininde etler sallanıyor. Bildiğiniz kasap yani. Tam böyle salaş bir yer herhalde diye kendi kendimize konuşurken içeriye girmemizle üç katlı devasa bir mekan karşıladı bizi. Kuzu etinden sanat yaptıklarına inandığım Pöç Kasabı’nda Kağıt Kebabı ve Tepsi Kebabı yemeden sakın ola çıkmayın. Porsiyon fiyatları 15 TL.
Hatay’daki diğer otellerde konaklamadım tabii ama ambiyansı olsun, odaların rahatlığı olsun, personelin ilgisi ve alakası olsun, en önemlisi kahvaltıdaki ürünlerin lezzeti olsun; memnun kaldık hepimiz Savon Hotel’den. Akşamları otelin avlusunda canlı müzik ya da DJ performansı keyfini de yakalayabileceğiniz otelin gecelik oda fiyatı ortalama 250 TL civarında. Humusların, muhammaraların, zahter salatalarının, sürk, çökelek gibi tüm yöresel peynirlerin de yer aldığı kahvaltıya dışarıdan katılmak isterseniz de kişi başı fiyatı 30 TL. Konaklamasanız bile kahvaltıyı mutlaka deneyimlemeye gelmelisiniz.
Hatay’daki gezinizin verimli geçebilmesi için araba kiralamanız şart çünkü mesafeler çok kısa değil. Bizim gibi kalabalık bir ekipseniz şoförlü minibüs kiralamanız en mantıklısı olur. Merkeze 20-25 dakika uzaklıkta olan Döver Köyü'ndeki 85 yıllık Hammuş'un Yeri (Yağmur Restaurant olarak da geçiyor) olmazsa olmaz kahvaltı mekanlarından biri. Şu an üçüncü kuşaktan Hatice Hanım’ın işlettiği ve sundukları her şeyi kendilerinin ürettiği Hammuş’un Yeri için “Yok böyle kahvaltı!” desem hiç abartmış olmam herhalde ki fotoğrafta görünen köy de kılavuz istemiyor. Güveçte Antakya Peyniri’nin tek kelimeyle efsane olduğu mekanda Kırma Zeytin, Çökelek, Biber Ezmesi ve Havuç Reçeli diğer favorilerim. Serpme kahvaltının kişi başı fiyatı 20 TL.
İskenderun dönüşü Belen ilçesindeki Kurtoğlu Restaurant’ta yediğimiz Belen Tava, Hatay'da en beğendiğimiz spesiyallerden biriydi. Tok olmamıza rağmen saldırdık yemeğe. Kurtoğlu, Hatay’ın en iyilerinden. 1950'den beri ayakta. Kuzu eti, sebze ve sarımsak sotenin eritilmiş kuyruk yağı ile birlikte güveçte 30-35 dakika pişirilmesiyle ortaya çıkan bu kocaman porsiyonlu lezzetin fiyatı ise 15 TL. Belen Tava’nın pişmesi uzun sürdüğünden insanlar mekana gelmeden önce restoranı arayarak veriyormuş siparişlerini. Gezi sırasında zaman kazanmak isterseniz iyi taktik bence.
Humusçu İbrahim buranın en iyisi. Nohut ezmesi, zeytinyağı, limon, sarımsak ve tuzdan meydana gelen humusun bu kadar lezzetlisini ben hayatımda başka hiçbir yerde yemedim. Kıvamı ve damakta bıraktığı tat tek kelimeyle inanılmaz. İbrahim Usta kendi dükkanındaki satışları dışında, Hatay'daki birçok restorana da satıyormuş humusunu. Buradan da anlaşılıyor ki restoranlar da İbrahim Usta gerçeğini kabul etmişler. Vedat Milör'den de onaylı humusun kilogram fiyatı 18 TL. En ciddi tavsiyelerimden biridir.
Şehirlerin kendi mutfaklarına ait lezzetleri için en iyi köfteyi bilmem ne usta yapar, onun pidesi iyi, bunun baklavası kötü konuşmaları alır başını gider. İşin özü herkesin damak tadının farklı olmasından kaynaklanıyor. Hatay’a gitmeden önce Instagram’daki sayfamda aynı tartışmayı en iyi künefeyi neresi yapar sorusuyla yaşadık. Tüm tavsiyeleri dinledim ve inanın tüm tavsiyeleri yedim. Şunu çok net söyleyebilirim ki hayatımda yediğim en iyi künefeyi Uzun Çarşı’da konuşlanan ve künefeyi közde yapan Yusuf Usta’nın Yeri’nde yedim. Bir diğer adıyla Çınaraltı Künefe. Söyleyeceklerim bu kadar.
Tavuk dönerlerden hepimiz korkuyoruz malum. Köy tavuğu mudur, organik midir, gdolu mudur, sağlıksız mıdır bilemiyoruz. Hataylı, çok sevdiğim arkadaşlarımdan aldığım referanslarla, ekipten bazı arkadaşların “Yeter artık yerimiz kalmadı isyanlarını.” dinlemeyerek gittim Kebo’nun tavuk dönerini yemeye. Tavuğun lezzeti, kalınca pideye sürdükleri acı sos ve üzerine sıktıkları mayonezle birleşince efsane bir tat çıkmış ortaya. Zerre pişmanlık duymuyorum aldığım kaloriden. Sonuçta ben yiyip güzelleşenlerdenim. Bu arada dürüm dönerin fiyatı 9 TL.
Hatay’ın İmam Çağdaş’ı olarak bilinen Petek Pastanesi’nin tatlılarını ve künefesini yiyebilmek için Antakya’dan İskenderun’a tam 60 km yol gittik. 1942’de açılan ve Hatay’ın ilk pastanesi olarak tarihe geçen Petek Pastanesi’nin geçmişi aslında 1910’lara dayanıyor. Hikayesini mekanın web sitesinden okumanızı öneririm. Baklavaların, cevizli büzmelerin, halep sarmaların, fıstıklı dolamaların, baton pastaların, sütlü tatlıların havalarda uçuştuğu fazlaca geniş bir vitrine sahip mekanın yıldızı tabii ki de künefe. Yanında sütle yemenizi önerdiğim künefe Hatay’da yediğim en iyi ikinci künefeydi. Her türlü gitmeye değer yani.
Hatay'da akşam yemeği için size önerebileceğim bir diğer mekan da Sveyka Restaurant. Antakya mutfağını Halep mutfağıyla harmanlayan bir yer burası. Muhammarası, İbrahim Usta'dan alıp servis ettiği humusu, kırma zeytinli zahter salatası, tebbulesi, maklubesi (patlıcan kızartmaya sarılı iç pilav), vişneli kebabı, etli aşırı (keşkek yani) ve taze kıymadan yapılan sucuklu rulosu olmazsa olmaz spesiyalleri. Hatay'ın mutfağındaki çeşitlilik düşünüldüğünde bu kadar olmazsa olmaz spesiyalin olması da normal oluyor tabii. Alkol dahil kişi başı ortalama 60 TL’ye tamamsınız burada.
Mısır unu ve sütten yapılan muhallebi, gül suyu ve dondurma: nam-ı diğer Haytalı! Bir diğer adıyla Bıcı Bıcı! En iyisi Affan Kahvesi'ndeymiş, biz de oraya gittik. Ben gül suyundan pek hoşlanmadığım için aromasının baskınlığı çok yememe engel oldu. Ama ekipte 2 porsiyon yiyenler vardı. Bilginize. Fiyatı: 5 TL
Antakya merkezde bulunan Sultan Sofrası’nda Hatay’a özgü yöresel ev yemeklerini deneyimleyebilirsiniz. Nar ekşili sarma, yoğurt aşı (yayla çorbası gibi ama yöreye özgü tuzlu yoğurttan yapılıyor), kaytaz böreği ve oruk, yani bizim bildiğimiz adıyla içli köfte buranın muhakkak tadılması gereken yemekleri. Lezzetleri hepimiz tarafından test edilip onaylanan mekanın fiyatları ise diğer Hatay lezzet duraklarının bir tık yukarısında ama bize göre yine uygun tabii. Fotoğrafta gördüğünüz her şeye toplam 36 TL ödediğimiz kesin bilgidir.
Kireçte balkabağı, en az künefe kadar meşhur tatlılardan biri Hatay’da. Ceviz ilavesiyle üzerine tahin dökülerek yenilen tatlıyı yiyebileceğiniz en iyi yer Uzun Çarşı’daki Kerem Tatlıcısı. İstanbul’da Bağcılar’da da şubeleri olan Kerem Tatlıcısı’nın Taş Kadayıfı da balkabağı kadar iyi. Tatlıların tanesi ortalama 1-1.5 TL arasında değişiyor.
Tavuk dönerde olay Kebo ise, et dönerde de olay Abdo. Bir Trabzonlu olarak alıştığım Trabzon dönerinden başkasına yıllardır çok tav olamasam da (İstanbul yaprak döneri dahil), Abdo’nun tamamen dana etinden hazırladığı, kuyruk yağı ilaveli Hatay usulü dürümünü sevdiğimi söyleyebilirim. Hürriyet Caddesi’ndeki mekan her daim tıklım tıklım. Servis ve güleryüz on numara.
