ARA
Bu karşılaştırmayı yapabileceğim en pahalı iki adayı gezdim: Mykonos ve Santorini.
Açık söylemek gerekirse, tüm masraflarımı düşündüğümde finalde daha uygun bir rakamla karşılaşmadım. Hatta fiyatların bizim buralarla birebir aynı oranda olduğunu bile söyleyebilirim. Elbette Mykonos ve Santorini’den daha uygun fiyatlı tatil yapabileceğiniz adalar (Sakız, Rodos, Leros, Kos gibi) var Yunanistan’da ama Türkiye’de de aynı şekilde Datça, Didim ve Kaş gibi yerlerde Çeşme ve Bodrum’dan çok daha uygun rakamlara tatil yapabiliyorsunuz. Buradaki olay sizin tatilden ne beklediğinizle ilgili aslında. Sakin sakin denizime gireyim, huzurla yemeğimi yiyeyim derseniz başka; sabahtan akşama kadar çılgınlarca eğlenip, akşam yemeğimden sonra yine çılgınlarca eğlenmek isterim derseniz durum başka oluyor.
Bu arada ulaşım açısından Yunan Adaları’nı ülkemizle karşılaştırmamız gerekirse çok daha pahalı sonuçlar bile ortaya çıkabiliyor. İstanbul’dan uçakla Mykonos’a gideceğiniz parayla acaba New York’a mı gitsem diye düşünebilirsiniz. Fiyatlar o derece yüksek!
Biz, özel bir firmanın organize ettiği cruise seyahati ile gezdik adaları. (Instagram’dan gemi seyahatimin nasıl geçtiğine dair o kadar soru geldi ki, deneyimimi burada biraz açıklamak isterim.) Yunan adaları gezimize, 4 gece 5 gün için toplamda 600 Euro gibi bir para ödedik kişi başı ki bu para bayram dediğimiz en yüksek sezon fiyatıdır. (Normalde daha uygun.) Bu miktara konaklama ve gemi içerisindeki yeme-içme dahildi. Her şey dahildi diyorum ama programda sabahın erken saatinde adaya bırakılıp, gecenin bir vakti hareket etmek için tekrar gemiye dönmeniz gerektiğinden aslında tüm günü adada geçirmek ve tüm gün para harcamak durumunda kalıyorsunuz. Zaten gemide bir şeyler yemenizi de pek tavsiye etmiyorum lakin lezzetler pek iç açıcı değildi. Bir tarafında Ankara’nın Bağları’nın çaldığı, diğer tarafında buzuki eşliğinde Yunan müziklerinin çalındığı gemimizin en güzel tarafı odalarımızın temizliğiydi. Kocaman olmasına rağmen iki gün boyunca ciddi sallantılar yaşasak da (özellikle Santorini tarafları) bu kadar kısa zamanda bu kadar sayıda adayı gezmenin ve bu kadar güzelliği görmenin daha uygun bir yolu yok.
Yunan adalarına gitmeden önce bilmeniz gerekenler:
· Eğer cruise ile yolculuk yapıyorsanız Schengen vizenizin olmasına gerek yok. Pasaportunuzla birlikte sıkıntısız giriş çıkış yapabiliyorsunuz. (Gemiye check-in yaptığınızda pasaportlarınıza el konuluyor ve bir daha check out sırasında gemi resepsiyonunuzdan temin ediyorsunuz. Kimse adalarda mülteci olmanızı istemiyor malum.)
· Adalarda ulaşım en ciddi sıkıntılardan biri. Toplu taşıma ve taksi yok gibi bir şey. Mesafeler de sanıldığından uzak olunca size araba, motor ya da ATV kiralamak düşüyor ki bunlardan en keyiflisi bence ATV. Günlük kiralar, ATV’nin motor gücüne göre 25-50 Euro (benzin dahil) arasında değişiyor.
· Adalara gitmeden önce planlamayı iyi yapmanız gerekiyor. Hele de sınırlı sayıda vaktiniz varsa günün ilk kısmını deniz keyfi yapmaya, akşam ve sonrasını şehri gezmeye ve eğlenmeye ayırmalısınız.
· İyi restoranların hepsi kapılarını akşam 7-8 gibi açıyor. Gitmeden önce mekanların web sitesinden mail yoluyla ya da direkt telefonla rezervasyon yapmanızı öneririm. Aksi takdirde aç kalabilirsiniz.
· Yunan Adaları’nda mekanlarda çalışan insanlar fazlasıyla güler yüzlü ve yardımseverler. Ayrıca hepsi İngilizce bildiği için iletişimi kolayca sağlayabiliyorsunuz.
İlk durağımız Mykonos'la başlıyorum turumuza:
Mykonos’un Nikki Beach’i diyebiliriz. Sağınıza baktığınızda Alessandra Ambrosio’yu, solunuza baktığınızda Adriana Lima’yı görebilirsiniz. Biz gördük, oradan biliyorum. Nammos’un giriş ücreti yok. Şezlonglarda (1 şezlong: 30 Euro) yer bulabilmeniz için sabah saat 11:00 civarında mekana gitmenizi öneririm. Eğer bizim gibi fazla vaktiniz yoksa öğleden sonrası için restorana rezervasyon yaptırın. Bir şeyler yerken, bir taraftan da o muazzam turkuaz denizin tadını çıkarabilirsiniz. Kokteyllerden Ginger Rush (20 Euro), yemeklerden Karidesli Köri Soslu Tagliatelle (25 Euro) tavsiyemdir. Bir de 165 Euro'luk, çok özel Kobe etinden yapılmış bir black burger var tabii. Tadı çok iyi olmasına rağmen bir daha gidersem yer miyim? Yemem..
Scorpios, Nammos’dan sonra adından en çok söz ettiren beach club Mykonos’da. Sabah 11:00’den gece 02:00’ye kadar hizmet veren Scorpios’un en meşhur ve keyifli kısmı happy hour saatleri. Nammos’dan çıkıp akşam 17:30 gibi buraya koşabilirsiniz mesela. Zaten 10 dakikalık ATV yolculuğuyla plaja ulaşabiliyorsunuz.
Interni, Mykonos’un merkezinde yer alan restoranlardan biri. Saat 20:00’de kapılarını açan mekana önceden rezervasyon yaptırmanız şart. Rezervasyon saatinizi 15 dakika geciktirmeniz durumunda masanızı başkasına veriyorlar. 19:58’de gitmemize rağmen, kapılarını tam 20:00’dE açacak kadar da disiplinliler. Yemekler? Tek kelimeyle muhteşem! Başlangıçlardan Gnoochi, ana yemeklerden Rib Eye Steak en ciddi tavsiyelerim size. Her şey dahil kişi başı fiyat ortalaması 75 Euro civarında.
Gece nerede eğlenelim sorusunun cevabı burası. Mykonos’un tam ortasında, inanılmaz kaliteli bir kitleyle bir aradasınız. Nargile keyfi yapıp, farklı kokteyller deneyebileceğiniz Bonbonniere, saat 23:30’dan sonra hareketlenmeye başlıyor.
Little Venice'de şiddetli rüzgara karşı koyabilirseniz belki güzel bir fotoğraf çekilebilirsiniz. Mykonos’un en güzel köşelerinden biri burası. Lokal Yunan içeceklerinden birini alın ve bir yere oturup manzaraya karşı güzel bir keyif yapın.
Yunan adalarında en sık karşınıza çıkabilecek konseptlerden biri bu krepçiler. Biz de waffle neyse, onlarda da krep o. Akşam yemeğinden sonra bir porsiyon (6 Euro) yemeniz şart! Bilginize.
