YAŞAM - HABER

Özel hayatın gizliliği ve ihlal edilmesi

Türk Anayasa’sının 20. maddesinde “Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” denilerek kişinin özel hayatı anayasal koruma altına alınmıştır. Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, Türk Ceza Kanunu’na göre bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Av. Elvan Kılıç bilgi verdi.

profil
Av. Elvan Kılıç
6.07.2020
Özel hayatın gizliliği ve ihlal edilmesi

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi özel yaşamı, aile hayatını, konutu ve haberleşme özgürlüğünü korumaktadır. Birbiri ile bağlantılı söz konusu dört hak bir madde içerisinde koruma altına alınmıştır. Bunun sebebi dört hakkın da aslında “özel hayat” ile iç içe olmasıdır. Özel hayat sınırı kişisel faaliyetlerin toplumun diğer bireyleri tarafından bilinmesinin istenmediği noktada başlar. Özel hayat kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısından ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel olayları ve bilgilerin tamamını içerir. 

Özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi bir suçtur. Bu suç Türk Ceza Kanunu’nun 134. Maddesinde düzenlenmiştir. Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin kamera veya başka bir araç kullanarak görüntü veya seslerin kayıt cihazı veya da telefon ile kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde mahkeme cezayı arttırır.
 


Türk Ceza Kanunu bu ihlalin görüntü ve kayıtların hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi durumunda suçu işleyen kimseyi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırır. İfşa etmekten kasıt verilerin herkes tarafından görülecek şekilde yayınlanmasıdır. Kişinin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Özel hayatın ifşası suçu; elde edilmiş olan ses veya görüntü kayıtlarının ifşasıyla, yayılmasıyla, yani yetkisiz üçüncü kişiler tarafından öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşur. Cezanın arttırılması için bu ifşa hukuka aykırı olmalıdır.

Özel hayata ilişkin ses veya görüntü kayıtlarının, savcılığa veya mahkemeye verilmesi, duruşmada görüntülerin izlenmesi veya seslerin dinlenmesi halleri suç sayılmaz. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde bile iki yıldan beş yıla hapis ceza verilecektir.  Bir parkta bir kişinin gizlice kaydedilmiş sesini dinleten kişinin bu fiili, sesi kimse duymasa bile cezanın arttırılmasını gerektirir. Görüntü ve seslerin ifşası, ifşayı sağlamaya elverişli araç ve gereçlerle (sosyal medya, telefon mesajları vs.) yapılırsa özel hayatın gizliliğinin ihlal suçunun nitelikli yani ağır cezayı gerektiren şekli meydana gelir. Ancak özel yaşamın ihlali suçunda; eğer kişi bu duruma "rıza" gösterirse, kendisi özel yaşamının öğrenilmesine ya da özel yaşamına karışılmasına onay verirse bu durum hukuka uygunluk yaratacağından ceza verilmeyecektir.


Bireyin kendisinin izni olmadan fotoğrafının çekilmesi özel hayat gizliliğinin ihlaline girer.. Bu durumda kişinin izni alınmamışsa, kişi en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına giderek bir dilekçe ile suç duyurusunda bulunabilir. Sonrasında ise savcılık makamı şikayet dilekçesini değerlendirir. Yeterli delillerin bulunması halinde kamu davası açılarak yargılama başlar. 


Önceki ve Sonraki
Haberler