EĞLENCE - KÜLTÜR SANAT

24. İstanbul Tiyatro Festivali'nde 10 online oyun

24. İstanbul Tiyatro Festivali başladı. Bu yıl sahnede izlenebilecek oyunlar kadar online gösterimler de oldukça ilgi çekici... 1 Aralık'a kadar izlenebilecek 10 online oyunu mercek altına aldık.

profil
BT Ekip
16.11.2020
24. İstanbul Tiyatro Festivali'nde 10 online oyun

Yaklaşık 40’ sürer; ara yoktur.

Kulak Tiyatrosu

Yazan: Nathalie Sarraute 
Yöneten: Kerem Ayan 
Çeviren: Kerem Ayan 
Yapımcı: Nisan Ceren Göçen, Faruk Özerten, PODACTO 
Ses Tasarımı: Hakan Atmaca, PODACTO 
Proje Sorumlusu: Naz Güven 
Hukuk ve Finans Sorumlusu: Evrim Zeybek 
Proje Asistanı: Zeynep Çamlılar 
Ses Kayıt: Nuri Aykurt, Hakan Atmaca 
Ses Miksaj: Hakan Atmaca 
Foley Kayıt: Günkut Adalı 
Oynayanlar: Nejat İşler, Özgür Emre Yıldırım, Ülkü Duru, İştar Gökseven

Dille ve sözle tarif edilemeyeni arayan, bu arayış sürecinde geleneksel roman yapısını reddederek “yeni roman” akımını yaratan Fransız yazarlardan biri olan Nathalie Sarraute imzalı bir “dil oyunu”. Tıpkı “yeni roman” akımı yazarlarının dili kullanış biçiminde olduğu gibi, Sarraute’un radyo için yazdığı bu oyunun iki erkek oyuncusu arasında da asıl mesele; dilin, sözcüklerin, söylenenin ve söylenmeyenin ardındaki anlamlarda... İki çok eski ve yakın arkadaş, eften püften şeylerden yola çıkarak dostluklarına dair ciddi bir hesaplaşmaya girişiyor. Seyirciyle oyunları podcast formatında buluşturan yeni oluşum, kulak tiyatrosu Podacto’dan; dilin ilişkilerimizdeki ve hayatımızdaki yerine ve ikili ilişkilere sızan, görülmeyen ancak sezilen yargılara dair bir oyun.


Yazan: Sevilay Saral Yöneten: Aysel Yıldırım 
Dış Göz: Duygu Dalyanoğlu, İlker Yasin Keskin
Müzik: Beril Sarıaltun 
Afiş Tasarımı: Damla Pinçe 
Oynayanlar: Aysel Yıldırım, Ayşenil Şamlıoğlu, Duygu Dalyanoğlu, Bulut B. Sezer, Elif Karaman, Tülin Özen, Zeynep Okan

Haftanın günlerinin ismini taşıyan yedi kadından, yedi Covid-19 öyküsü… Rotterdamlı genç, kargo çalışanı, emekli öğretmen, hemşire, ev hanımı, online yaşam koçu ve oyuncu yedi kadın; kâh kendi durumlarıyla dalga geçerek kâh olan biteni iğneleyerek başlarından geçeni seyirciyle paylaşıyor. Kimisi Covid-19 pozitif, kimisi negatif, her biri izolasyonda olan farklı profillerdeki yedi kadın; kişisel anlatılarıyla adeta pandemi günlerinin kaydını tutuyor. İnternette karşılaştıkları “İzolasyondaysanız ve şiddet görüyorsanız, paylaşın” mesajıyla, kişisel videolarını paylaşmaya başlayan bu kadınlar; fiziksel olarak bir araya gelemeseler de, internette yayınladıkları videolarla yolları kesişiyor, karantinada gerçek karşılaşmalarının yollarını döşüyorlar.

Yaklaşık 70’ sürer; ara yoktur.
Türkçe, İngilizce altyazılı

BGST TİYATRO


KAZAN DAİRESİ
Yazan ve Yöneten: Barış Arman 
Dramaturji: Özlem Hemiş 
Ses Tasarımı: Hakan Atmaca 
Oynayan: Funda Eryiğit

ÖNEMLİ NOT: Katılımcılar bu performansı, kendi evlerinde dolaşarak tablet veya akıllı telefon aracılığıyla, kulaklıklarıyla takip edeceklerdir. Performans süresince kulaklık takılması gerekmektedir. Seyircilerimizin bu performansı; gün ışığında ve sessiz bir ortamda deneyimlemelerini tavsiye ederiz.

“Ev hali”mizin hiç olmadığı kadar gündemimizde olduğu bir dönemde, seyirciye, kendi evlerine ait odalarda çıkacakları alışılmadık bir yolculuk daveti. Katılımcılar, tıpkı bir sanat galerisini gezer gibi, kulaklıklarından kendilerine seslenecek rehberin yönlendirmesi ile; evlerinin içinde, farklı duraklardan oluşan performatif bir deneyim yaşayacak. Pencereleri kadraj, kapı dürbününü ise kamera olarak kullanacak olan katılımcılar, barınma ihtiyacımızı karşılayan bu tipolojinin tarihine de göz gezdirecek. Evin içi, dışı, pencerelerimiz, kapılarımız ya da buzdolabının içindekiler ne kadar güvenli? Bizi patlamalardan, hastalıklardan, baskınlardan, doğal afetlerden, hırsızlıktan veya çekirge saldırısından koruyabilir mi evlerimiz?

Yaklaşık 40’ sürer; ara yoktur.


25 KASIM ÇA. 18.00 – 21.00
26 KASIM PE. 18.00 – 21.00

Yaklaşık 90’ sürer; ara yoktur.

Ortak Yapımcılar: PLATFORM TİYATRO & FRINGE ENSEMBLE 

Konsept: Ceren Ercan, Frank Heuel, Mark Levitas, Annika Ley, Fehime Seven 
Dramaturji ve Metinler: Ceren Ercan 
Yöneten: Frank Heuel 
Sanal Gerçekleştirme ve Sahne Tasarımı: Annika Ley 
Oyun Tasarımı ve Geliştirme: Fehime Seven 
Prodüksiyon: Mark Levitas 
Ses Tasarımı ve Müzik: Ömer Sarıgedik
Akademik Danışman: Miguel Sicart, Güven Çatak 
Oyun Tasarımı Asistanı: Maria Muszynska 
Oyun Geliştirme Asistanı: Yusuf Işık 
Oynayanlar (alfabetik sırayla): Alican Yücesoy, Elif Ürse, Ersin Umut Güler, Gizem Erdem, Okan Urun

Teşekkürler Kunststiftung NRW, NRW Landesbüro Freie Darstellende Künste, Ministerium für Kultur und Wissenschaft des Landes Nordrhein-Westfalen, Goethe Institut Istanbul, Bahçeşehir University Game Lab, Hann Sahne

ÖNEMLİ NOT: Oyuna online katılım için başvurular 15 Kasım tarihinden itibaren Platform Tiyatro’nun Instagram sayfası üzerinden yapılacaktır.

Birbirimize dijital ağlar ve sinyallerle bağlı olduğumuz bir gelecek yerine; dayanışmayla örülmüş bir toplum haritasına ulaşmaya ne dersiniz? Üstelik oyunun sunduğu verileri kullanıp birer karakter inşa ederek, bu dayanışma ağını örenlerden biri de siz olacaksınız... İstanbul merkezli Platform Tiyatro ile Bonn’dan Fringe Ensemble’ın ortak projesi olan Map to Utopia, seyircinin konumunu pasif izleyiciden aktif katılımcıya dönüştürerek, tüm farklılıkları içinde birbirini duymayı öneren bir kent geleceği fikrini yerleştiriyor. 20 avatar eşliğinde, kurmaca, dört farklı semt simülasyonu yaratacak olan performans, seyircileri; birbirleriyle komşu oldukları bu semtlerde yeni bir karakteri ve onun yolculuğunu inşa etmeye davet ediyor. Üç yıldır, dijital ve tiyatro ilişkisine dair farklı deneyim alanları sunan projede, seyirci; iki farklı seyir deneyiminden birini tercih edebilecek. Seyirci-katılımcılar oyuna Zoom programı ve oyun için tasarlanan özel bir mobil uygulama üzerinden kendi özel alanlarından dahil olabilecekler. Oyuncularla aynı fiziksel mekânı Böylece oyuncularla aynı dijital alanı canlı olarak paylaşacak seyirciler ise yepyeni bir seyir-katılım deneyimi yaşayacak. Map to Utopia, “geleceğin şehri” ekseninde bir tartışma zemini oluşturmayı amaçlarken geleceğin tiyatrosu üzerine de uzun soluklu bir araştırma alanı açıyor.


Yaklaşık 50’ sürer; ara yoktur. Türkçe; İngilizce altyazılı

TALDANS
Konsept, Koreografi ve Performans:
Mustafa Kaplan, Filiz Sızanlı
Ses Tasarımı ve Uygulama: Sair Sinan Kestelli, Enis Gümüş, Gökhan Deneç Özgün
Müzik: Enis Gümüş
Işık Tasarımı: Utku Kara
Prodüksiyon: Taldans
Prodüksiyon Direktörü: Fırat Kuşçu

Teşekkürler EMPAC (Experimental Media and Performing Arts Center, USA), La Maison des Métallos (F), Tiyatro Medresesi (TR), İnci Furni, Sima Can Kaplan, Çatı Çağdaş Dans Sanatçıları Derneği

Çağdaş dans ikilisi Taldans, ses, ritim ve hareket eksenli çalışmalarını; müzikteki serializm akımının özgün dinamiklerini inceledikleri yeni eserlerinde sürdürüyor. Koreografilerini matematiksel skorlar, diziler ve tekrarlar kullanarak gerçekleştiren ikili; sorularını bu kez, esin kaynağı olarak ele aldıkları serializme yöneltiyor: serializmin ton, ritim, tını gibi özelliklerini kullanarak oluşturduğu diziler, bedene ve harekete dair imgeleri nereye sürükleyebilir? Serializmin müziğe, edebiyata, mimariye ve sanata yansıyan yaklaşımı koreografik bir yapıyı nasıl etkiler? Yapıların sistematiği nasıl kurulur ve yaratım bu sürece nasıl katılır? Diziler ve seriler kullanarak bir disiplinden başka bir disipline nasıl geçilir? Danstan videoya, müzikten dansa geçişte bu dizilimler bir araç olabilir mi? Taldans yeni projesinde, seriler ve diziler aracılığıyla doğanın ve duyguların matematiğini araştırıyor ve sahneye yansıtmayı hedefliyor.


Yaklaşık 110’ sürer; ara yoktur. İtalyanca, Türkçe ve İngilizce altyazılı.

Yapım: Emilia Romagna Teatro FondazioneOrtak Yapımcılar: Teatro di Roma, Théâtre du Rond Point- Paris, Théâtre de la Place – Liège, Théâtre National de Bretagne - Rennes

PIPPO DELBONO COMPANY
Tasarlayan ve Yöneten: Pippo Delbono 
Özgün Müzik: Alexander Balanescu 
Sahne Tasarımı: Claude Santerre 
Kostüm Tasarımı: Antonella Cannarozzi 
Işık Tasarımı: Robert John Resteghini 
Teknik Yönetmen: Fabio Sajiz 
Ses Sorumlusu: Angelo Colonna 
Ses Tasarımı: Corrado Mazzone 
Işık & Video: Orlando Bolognesi 
Gardrop: Elena Giampaoli 
Şef Makinist: Gianluca Bolla 
Makinist ve Video: Mattia Manna 
Yapım Yönetimi: Alessandra Vinanti 

Organizasyon: Silvia Cassanelli 
Oynayanlar: Dolly Albertin, Gianluca Ballaré, Bobò, Pippo Delbono, Ilaria Distante, Simone Goggiano, Mario Intruglio, Nelson Lariccia, Marigia Maggipinto, Julia Morawietz, Gianni Parenti, Pepe Robledo, Grazia Spinella, Alexander Balanescu’nun katılımıyla

Tarafsız bir manzara… Pippo Delbono’nun bu çalışmasını izlerken, kendimizi geleceğe dair bir yolculuğun başlangıcında, bir dizi karenin eşiğinde, gerçeği geri çekmeden bize gösteren bir dramaturjinin gövdesinde bulacağız. Dopo La Battaglia (Savaştan Sonra), ortaya çıkardığı boşluktan geçen sürekli bir akışla varoluşsal karanlığımızın kapılarını ardına kadar açan bir kompozisyon… Oyunda müziğin ve dansın ritmi aracılığıyla, sözlerde ve şiirsel dizelerde dil ve duygu arasındaki uyumu bularak, geleceğe inanca dönüşen mevcut acıya tanık oluyoruz. Oyuncular seyircilerini, fiziksel ve zihinsel bir gri bölgeye, hayal dünyamızın bir kavşak noktasına, gerçek dünyamızın figürlerinin akıp gittiği, esir, kör insanın sefaletinin ve ahlaksızlıklarının yer aldığı bir kavşak noktasına çağırıyor. Delbono tarafından yeniden yazılan Antonin Artaud, Franz Kafka, Alda Merini, Pier Paolo Pasolini, Walt Whitman, Rainer Maria Rilke, Alejandra Pizarnik gibi yazarların sözleri, bu performansta, adeta bir ritüelde yeniden yankılanıyor. Alexander Balanescu’nun bestelediği ve canlı icra ettiği özgün müzik, söz ve dizelere eşlik ediyor; oyuncular ise uçuşan sözleri bedenleştiriyor… İçinde yaşadığımız zamanın araladığı bir kapı, tiyatronun diliyle ardına kadar açılıyor…


Yaklaşık 55’ sürer; ara yoktur. Türkçe, İngilizce altyazılı

Yazan: William Shakespeare
Yöneten: Kubilay Karslıoğlu
Uyarlayan ve Oynayan: Simge Günsan
Kostüm ve Dekor Tasarımı: Şirin Dağtekin Yenen 
Asistan: Uğur Cem Biricik
Işık Tasarımı: Mansur Turna
Afiş Tasarımı: Barış Keskin

İhanet, bir dizi yanlış anlaşılma, çokça entrika, gözle görülür bir iktidar hırsı, dökülen bolca kan ve mutsuz son… İçinde kendi komedisini de barındıran bir Shakespeare trajedisi, Kral Lear. Bu klasik eser bir mutfak tezgâhında; mutfak malzemeleri eşliğinde sahnelense ortaya nasıl bir oyun ve yemek çıkar? Obje tiyatrosu ve hikâye anlatıcılığını daha önce Macbeth Mutfakta adlı oyunlarında harmanlayıp, oyunu bir yemeğe dönüştüren Kadro Pa bu kez “ihanet soslu bir trajedi yemeği” pişirecek. Kral Lear ve dostları adım adım kaçınılmaz acı sona yürürken, tezgâhtaki malzemeler de oyun sonunda bir “yas yemeği”ne dönüşecek.


Yaklaşık 90’ sürer; ara yoktur.

Kulak Tiyatrosu

Yazan ve Yöneten: Aksel Bonfil 
Yapımcı: Nisan Ceren Göçen, Faruk Özerten, PODACTO 
Ses Tasarımı ve Miks: Serkan Köseoğlu 
Foley Editör: Hadiye Gülay Acar 
Ses Kayıt: Hakan Atmaca 
Proje Sorumlusu: Naz Güven 
Teknik Sorumlu: Hakan Atmaca 
Hukuk ve Finans Sorumlusu: Evrim Zeybek 
Proje Asistanı: Zeynep Çamlılar, Su Lara Aslan 
Oynayanlar: Cengiz Bozkurt, Esra Dermancıoğlu, Salih Bademci, Ahsen Eroğlu

1940’ların İstanbul’unda üç kişilik yoksul bir ailenin, sırtlarına çöken ağır bir yükle, Varlık Vergisi’yle başa çıkmaya çalışmasının öyküsü… Çaresizce çabalayan bir baba, katı gerçekle boğuşan bir anne ve ailesinin zorlu koşullarıyla kendi hayalleri arasında büyümeye çalışan bir genç kız… Karşılarında ise bu küçük ailenin kaderini etkileyecek, kendi ailesinin iyiliği için gözünü karartmaya hazır bir vergi memuru… Oyun, Türkiye’nin gayrimüslim nüfusu üzerindeki etkileri kuşaklar boyu sürecek ağır sonuçlar yaratan Varlık Vergisi’ne, sıradan bir ailenin perspektifinden bakıyor. Galata’daki bu yoksul ev, seyirciyi; yakın tarihin, bireylerin hayatlarını yıkıma uğratan politik ve toplumsal iklimini anımsamaya çağırıyor.


(İngilizce, +13 yaş için uygundur.)

18 KASIM ÇA. 21.00 / 21.20 / 21.40 / 22.00 / 22.20 / 22.40 / 23.00 / 23.20 / 23.40
19 KASIM PE. 21.00 / 21.20 / 21.40 / 22.00 / 22.20 / 22.40 / 23.00 / 23.20 / 23.40

ÖNEMLİ NOT: Gösteri yaklaşık 70’ sürer; ara yoktur. Gösterideki performanslar her 20 dakikada bir yeniden başlayacak ve 9 kez tekrar edecektir. Her bir performansa 35 katılımcı kabul edilecektir. Performansın ve çevrimiçi platformun dili İngilizcedir. Çevrimiçi platforma dizüstü bilgisayar, bilgisayar veya tablet aracılığıyla bağlanabilirsiniz; üç boyutlu ortam nedeniyle, cep telefonu ile bağlanmak mümkün olmayacaktır.

CLUB GUY & RONI, SLAGWERK DEN HAAG, TOMOKO MUKAIYAMA
Koreografi: Roni Haver, Guy Weizman
Besteci: Alexandre Kordzaia
Kostüm Tasarımı: MAISON the FAUX
Sahne Tasarımı: Ascon de Nijs
Işık ve Video Tasarımı: Maarten van Rossem
Çevrimiçi Sanat Tasarımı: Martijn Halie
Dansçılar: Angela Herenda, Sofiko Nachkebiya, Tatiana Matveeva, Jochem Braat, Adam Peterson, Igor Podsiadly, Camilo Chapela, Harold Luya, Sanne den Hartogh, Niels Meliefste, Jonathan Bonny, Enric Monfort, Poetic Disasters Club

İstanbul Tiyatro Festivali yeni bir işbirliğine imza atıyor. “Hollanda Seçkisi” ortak paydası altında üç yapım bu yıl seyircimizle buluşuyor. Bu projeler, Hollanda Performans Sanatları Fonu tarafından destekleniyor. 

Uluslararası dans topluluğu Club Guy & Roni, festivalin “Hollanda Seçkisi” bölümünde son çalışması ile yer alıyor; üstelik bu gösterim canlı olarak yayınlanıyor! Klasik baleye getirdikleri özgün yorumlarıyla seyircinin beğenisini kazanan topluluk, Kuğu Gölü’nü sahneye uyarladığında nasıl bir gösteri ile karşılaşırsınız? Bu çok bilinen klasik eserin yepyeni bir yorumu, topluluğun Hollanda’daki sahnesinden hem çevrimiçi hem de çevrimdışı, paralel yürütülen bir etkinlik olarak seyirciye sunuluyor. Kuğu Gölü, kusursuz bir masal dünyasına kaçma arzumuzla, gerçeklikle ilişkimizi kaybetme riskini bir araya getiren bir performans. Bizlerle aynı zamanda, Hollanda’da mekânda bulunan “gerçek” seyirciler, bir sahneden diğerine geçerken yol boyunca performansın nasıl ilerleyeceğini belirleyen seçimler yapmak zorunda kalıyor. Aynı zamanda çevrimiçi olarak bu oyuna katılan bizler de masalın nasıl sona ereceğini belirliyoruz. Kuşkusuz ki herkesin bu oyunda söz hakkı var ve bu etkileşim bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Seyircinin bu sorumluluğunu vurgulayan performansın yaratıcıları, bir kriz sonrasında nasıl ilerleyebileceğimizi keşfetmeyi amaçlıyor. Siyah kuğu teorisi, tahmin edilmesi imkânsız ancak yine de sistem üzerinde çok büyük etki bırakan bir ekonomik olguyu belirtmek için kullanılır. Peki, Covid-19’un ve iklim krizinin siyah kuğusu birleşip peri masalı demokrasisini ve liberal tüketici cennetini altüst ettiğine göre şimdi nasıl ilerleyeceğiz? Birlikte yeni bir hikâyeye başlayacak mıyız? 


Seyircilerimiz oyunun tamamlayıcı bir öğesi olan Yapı Kredi bomontiada’daki sahne yerleştirmesini, 24 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında saat 10.00-20.00 arasında, oyun için satın aldıkları biletle ziyaret edebilirler.

Yaklaşık 45’ sürer; ara yoktur.

GALATAPERFORM
Yazan: Ferdi Çetin 
Yöneten: Yeşim Özsoy 
Dramaturji: Ozan Ömer Akgül 
Görüntü Yönetmeni ve Kurgu: Noyan Ayturan 
Işık Tasarımı: Ayşe Sedef Ayter 
Müzik Tasarımı: Çağrı Beklen 
Dekor ve Kostüm Tasarımı: Ferdi Çetin 
Dekor Uygulama ve Styling: İrem Dilaver 
Kamera ve Drone: Serdar Çam 
Proje Asistanı ve Sahne Amiri: Senem Birlik 
Reji Asistanı: Ahmet Ayaz Yılmaz 
Teknik Ekip: Uğur Aksu, Umut Rışvanlı, Aslı Dinci 
Video Çekim Asistanı: Nilay Yerebasmaz 
Oynayanlar: Kübra Balcan, Yaman Ceri, Meral Çetinkaya, Banu Fotocan, Ahmet Ayaz Yılmaz

Oyuncularla seyirciyi bir araya getirmeden video, ses, performans ve yerleştirmenin birleşiminden bir estetik ortaya çıkaran Terkedilmiş Kıyılar // Negatif Fotoğraflar; mekânının çağdaş teatral araçlarla dönüştürülmesini hedefliyor. Seyir yeri ve sahne arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmeyi ve kurgulamayı amaçlayan ekip, bu şekilde tiyatronun iki asal öğesini tartışmaya açıyor. Oyuncunun bedeni ve sesinin, diğer tüm teatral araçlarla bir bütün oluşturduğu gösterimde; bir ailenin bir araya gelemediği aile yemeğine dair bir anlatı inşa ediliyor. Oyun mekânı, bir ailenin geçmişinin izlerini sürecek şekilde yeniden düzenlenirken, seyirci; bu mekânda gerçekleşecek multimedya performansa çeşitli araçlar üzerinden dahil olacak. Oyuna öncelikle sanal dünyada çevrimiçi olarak katılacak olan seyirci, ikinci aşamada oyunun gerçekleştiği mekânı ziyaret ettiğinde ise sahnede bildiğimiz anlamda bir oyuncuyla karşılaşmayacak.

Bonus: 5 online tiyatro önerisi


Önceki ve Sonraki
Haberler