ARA
Doksanların sonunda hepimizi iliklerine kadar korkutan, sinema kültürüne kaliteli film çekmek için büyük bütçelere gerek olmadığını gösteren “Blair Cadısı” tekrar beyazperdeye dönüyor. Yetenekli yönetmen Adam Wingard bize ormanın derinliklerinde gerilim dolu bir kovalamaca vaat ediyor.
Dünya, 15 Ocak 2009 tarihinde bir mucizeye tanıklık etmiş; Kaptan Sully Sullenberger’in 155 yolcusuyla uçağını Hudson Nehri’ne indirmesini canlı olarak izlemişti. Olay artıları ve eksileriyle günlerce gündemi meşgul etmişti. Evet, bu mucize hikaye, mucize adam Clint Eastwood’un gözünden beyaz perdeye taşınıyor. Kaptan Sullenberger rolünde efsane Tom Hanks’i izleyeceğimiz “Sully” yılın en iddialı yapımlarından biri.
Hayatımıza “hepimiz dinleniyoruz” paranoyasının doğruluğunu kanıtlayan adam olarak girdi Eric Snowden. Ulusal Güvenlik Ajansı çalışanı Eric Snowden’ın binlerce gizli dosyayı basına sızdırmasını konu alan filmin yönetmenliğini, tarihi ve siyasi film denince akla gelen ilk isim olan Oliver Stone yapıyor. Snowden’ı ise son yılların aranan ismi Joseph Gordon-Levitt canlandırıyor.
Büyüklerimizin anlata anlata bitiremediği; Yul Bryner’lı, Steve McQueen’li, Eli Wallach ve Charles Bronson’lu kadrosuyla efsane film “Muhteşem Yedili”, yeniden yapımı ile tekrar sinemalara dönüyor. Bu sefer başrollerde Denzel Washington, Chris Pratt ve Ethan Hawke’ı izleyeceğimiz filmin yönetmeni “Training Day”den tanıdığımız Antoine Fuqua. Siz de benim gibi kaliteli Western’lerin özlemini çekenlerdenseniz, eylülün sonunu beklemeye devam.
2010 yılında meydana gelen ve tarihin en büyük insan yapımı felaketlerinden olan Deepwater Horizon petrol sızıntısını anlatan “Büyük Felaket” beraberinde tartışmaları da getiriyor. Yönetmen Peter Berg, olay sırasında kahramanca mücadele eden çalışanların hikayesini anlatıyor olsa da; tarihin en zararlı çevre felaketlerinden birine izleyenlerin tepkisi nasıl olacak, ben de merakla bekliyorum. Başrollerde ise Mark Wahlberg, Kurt Russell, John Malkovich gibi usta oyuncular yer alıyor.
Zach Galifianakis’i özleyenler burada mı?! “Hangover” serisi ile kalbimize taht kuran Galifianakis, yeni filmiyle karşımızda. Sinema tarihinin en şapşal ve komik banka soygunlarından birini izleyeceğimiz “Masterminds” komedi filmi sevenlere tavsiyem.
Tam Tim Burton’ın hayal gücünü ve yaratıcılığını çok özledik derken, usta yönetmen yepyeni filmiyle karşımıza geliyor. Ransom Riggs’in aynı adlı romanından uyarlanan film, fantastik bir dünyayı önümüze seriyor.
Üniversite yıllarında sanık olarak yargılandığı tecavüz davası ile tekrar gündeme gelen, son günlerin çok tartışılan ismi Nate Parker’ın yazdığı, yönettiği ve başrolünde oynadığı “The Birth of a Nation”, şimdiden bu yılın Oscar adayları arasında sayılıyor. 1800’ler Virginia’sında köleliğe ve siyahlara yapılan zulme karşı çıkan Nat Turner’ın hikayesini anlatan film, 2016’nın ağır toplarından.
Yine uyarlama bir senaryo ve bu sefer karşımızda “Lo Imposible” ve “El Orfanato” filmlerinin yönetmeni Antonio Bayona. Küçük bir çocuğun, annesinin amansız hastalığı ile baş etmek için bir “canavar ağaç”tan yardım istemesini konu alan “Canavarın Çağrısı” izlenmesi gereken filmlerden.
Başrolünde genç oyuncu Kate Mara’yı izlediğimiz gizem dolu filmin fragmanı bile hepimizi heyecanlandırmaya yetti. Usta yönetmen Ridley Scott’ın oğlu Luke Scott’ın ilk uzun metraj yönetmenlik denemesi olan “Morgan” merakla beklediğimiz filmlerden.
Marvel sinematik evreninin merakla beklenen karakterlerinden Dr. Strange, 2016 yapımı bu filmle Marvel dünyasına giriş yapıyor. Favori dizilerimden “Sherlock”un başrol oyuncusu Benedict Cumberbatch’ı Dr. Strange rolünde izliyoruz.
2. Dünya Savaşı’nın en kanlı cephelerinden olan Okinawa’da, silah kullanmadan 75 askeri kurtaran sıhhiye eri Desmond Doss ve gerçek hikayesini anlatan “Hacksaw Ridge” usta sinemacı Mel Gibson’ın son filmi. Gibson gibi kariyeri kahramanlık ve savaş filmleri ile dolu bir ismin, böylesine anti-savaş temalı bir filmi nasıl işlediğini ben de her sinemasever gibi çok merak ediyorum.
Hangimiz çocukluğunda bu çirkin ama sevimli yaratıkları sevmezdi? Evet, troller döndüler ve beyazperdeyi sallamaya geliyorlar. Mutluluk ve umut saçan bir film olan “Troller”, bu sonbaharın gülümseme nedenlerinden biri olacağa benziyor. Seslendirmelerde ise Justin Timberlake, James Corden ve Gwen Stefani gibi sürpriz isimler bizi bekliyor.
Hepimiz Harry Potter özlemi çekerken, bu hasreti bir nebze dindirecek bir filmle karşınızdayım: “Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?” Başrolde Oscarlı Eddie Redmayne’in izlediğimiz yapım, benim gibi 1920’lerin New York’unu sevenleri de mutlu edeceğe benziyor. Filmin yönetmenliğini, Harry Potter serisinin son dört filminde yönetmenlik koltuğunda oturan David Yates yaparken, senaryo pek sevdiğimiz J.K. Rowling’den.
Brad Pitt ve Marion Cotillard’ın adının aşk dedikodularına karıştığı film olarak, daha vizyona gelmeden sansasyon yaratan “Müttefik” bu yılın iddialı dramalarından. II. Dünya Savaşı sırasında birbirlerine aşık olan, farklı dünyalardan iki savaşçının hikayesini anlatan filmin yönetmeni, Geleceğe Dönüş serisi ile tanıdığımız Oscarlı Robert Zemeckis. Yoksa siz de Cotillard ve Pitt’i birbirine yakıştıranlardan mısınız?
“Whiplash” ile sinemaseverlerin gönlünü fetheden Damien Chazelle, yine müzik temalı bir hikaye ile karşımızda. Ryan Gosling’in genç ve başarılı bir caz müzisyenini canlandırdığı filmde, aktris olmaya çalışan güzel Mia rolünde Emma Stone’u izliyoruz. Canlı renklerin, yüksek enerjinin ve romantizmin hakim olduğu “Aşıklar Şehir” bu yılın en merak edilen filmlerinden.
Fazla söze ne hacet! Serinin yeni filmi gelene kadar heyecanımızı bu “ara dönem” hikayesi ile gidereceğiz. Bir grup asinin, Ölüm Yıldızı planlarını çalma görevi için verdiği mücadeleyi anlatan film, 1977 yapımı Star Wars Bölüm IV’ten öncesini anlatıyor.
Efsane video oyunu “Assassin’s Creed” sonunda beyazperdeye taşınıyor. Uzun tartışmalar, şöyle mi olur, böyle mi olurların ardından yönetmen koltuğunda Justin Kurzel ve başrollerde Michael Fassbender, Marion Cotillard, Jeremy Irons, Brendan Gleeson izleyeceğimiz film merakla bekleniyor. Özellikle oyunun fanları dört gözle filmi bekliyor ancak filmi sevenler kadar eleştirenler olduğunu da belirtmek lazım.
Oscar ödüllü, güzeller güzeli Jennifer Lawrence’ı, bu sefer de astronot kıyafetleri ile uzayın derinliklerinde izleyeceğiz. “Yolcular”, uzak bir gezegendeki koloniye yolculuk eden bir uzay mekiğinde, planlanandan erken uyanan iki uzay yolcusunun hikayesini anlatıyor. Lawrence’a, “Galaksinin Koruyucuları” filminden tanıdığımız Chris Pratt eşlik ediyor.
Her gün önünden geçtiğiniz, dünyanın en büyük fast food zincirlerinden birinin nasıl kurulduğunu merak ediyor musunuz? Bu yılın en iddialı filmlerinden olan “The Founder”, McDonald’s’ın kurucusu Ray Kroc’un hikayesini anlatıyor. Favori aktörlerimden Michael Keaton, uzun bir aradan sonra döndüğü büyük bütçeli filmlere, “The Founder” ile devam ediyor. Kimbilir, belki de bu sene Oscar heykelciği onun ellerinde yükselir.
