Louis Vuitton, lüks güzellik markası La Beauté ile seyahat, zanaatkarlık ve tasarım temel temalarını kozmetik pazarına taşıyor.
Koleksiyon, sektörün en etkili isimlerinden Dame Pat McGrath’in (DBE) yaratıcı yönetimi altında piyasaya sürülüyor. İlk koleksiyon, markanın LV monogramındaki Roma rakamlarına gönderme yapan 55 ruj tonu içeriyor. Rujların yanı sıra balm ve farlardan oluşan koleksiyona daha yakından bakıldığında, ambalajlar Louis Vuitton'un tasarım mirasını yansıtıyor. Koleksiyonluk objeler olarak tasarlanan kutular; sandıklar ve markanın kodlarına gönderme yapan detaylı işçilikle sunuluyor.
Koleksiyon, Louis Vuitton'un uzun süredir devam eden zanaatkarlık odaklı yaklaşımını yansıtırken, aynı zamanda Instagram ve TikTok aracılığıyla kendini ifade etmeye alışkın daha genç bir kitleye de hitap ediyor.
Ancak rekabet yoğun. Prada, Hermès, Valentino ve Gucci son yıllarda güzellik koleksiyonları piyasaya süren diğer lüks markalardan ve diğerlerinin de onları takip etmesi bekleniyor. Fark, her moda evinin marka mirasını ürünlerine ne kadar ikna edici bir şekilde aktardığına bağlı olacak. Louis Vuitton'un avantajı, işçilik konusundaki itibarı ve moda ve deri ürünlerdeki küresel görünürlüğünde yatıyor. Ayrıca, kıskanılacak bir reklam bütçesine de sahip.
Güzellik tüketicileri de daha seçici hale geldi. Ürünün kendisi kadar hikâye anlatımına, kaliteye ve anlama da giderek daha fazla önem veriyorlar.
La Beauté’nin başına Pat McGrath'ın atanması, yalnızca sektördeki etkisi nedeniyle değil, aynı zamanda güzelliğin sanat ve kimliği nasıl bir araya getirebileceğini anlatması nedeniyle de önemli. Ürünler hem performans hem de tasarım beklentilerini karşılarsa, koleksiyonun ilgi görmesine kesin gözüyle bakılıyor.