Çocukların korkularını aşma rehberinin ilk bölümünü bir önceki yazımda paylaşmıştım... Kaldığımız yerden devam ediyoruz.
• Çocuğunuza korkusunu fark etmesini ve korku anında bedeninde nelerin değiştiğine odaklanmasını öğretebilirsiniz. Beden tetikleyicilerini keşfeden çocuk, korkunun gelmekte olduğunu fark eder. Böylece korkuyla mücadele eylem planını hayata geçirebileceğini düşünebilir. Bu, ona duygusunu düzenleme ve kontrol edebilme yetkinliği kazandıracaktır.
• Çocuğunuzun oyunlarını gözlemleyebilir, bu oyunlara onun rızası ve yönlendirmesi dahilinde katılabilirsiniz. Oyunda canlandırma, rol oynama tekniklerini kullanabilirsiniz. Bu teatral oyun sayesinde çocuğunuz, korkusunu dışa vuracaktır. Korkuyu yenmek için korku uyandıran figürün rolüne girerek oyun oynayabilirsiniz. Oyuna korktuğu nesneleri dahil ederek, onların taklitlerini beraber yapabilirsiniz.
• Çocuğunuzla birlikte hikaye oluşturabilirsiniz. “Maviş sudan korkuyor ama havuzda arkadaşlarıyla oynamayı gerçekten çok istiyor. Sence su korkusunun üstesinden gelmek için ne yapabilir?” gibi.
• Hayaller kurarak korkularını anlatmasını sağlayın. ‘Bu korkuyu zihninde yarattığın için onu yine zihninde yarattığın bir teknikle yenebilirsin. Mesela bu spreyi sıktığında seni koruyacak bir koruma kalkanı enerjisi yayılsın.’ Bu tarz hayal gücü kullandığınız tekniklerde, bunun gerçeküstü olduğu ve hayalin bir parçası olduğunu mutlaka belirtin ve zihninde yarattığı şeyi zihninde yarattığı başka bir şeyle çözebileceği mesajını verin.
• Konuyla ilgili çocuğun yaşına uygun öykü kitapları okuyun.
• İkincil kazanımların var olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Çocuğunuzun ihtiyacının ne olduğunu fark ettiğinizde mesafe kat etmek kaçınılmazdır. Örneğin yalnızca korktuğu zamanlarda babasının bilgisayar başından kalkıp kendisiyle ilgilendiğini gören bir çocuk, aslında babasıyla vakit geçirmeye ihtiyacı olan bir çocuktur. Korkulara ihtiyaç duymasına gerek kalmadan ebeveyn çocuk ilişkisinin ve paylaşımın artması süreci olumlu etkileyecektir.
• Çocuğunuzla konuşurken onun dilinden konuşmanız ve ihtiyacı olandan fazlasını aktarmamanız önemlidir. Metaforlar, deyimler, soyut kavramlar özellikle erken çocukluk çağındaki çocukların zihinlerini karıştırır. Mümkün olduğunca net ve sade bir dil kullanımı anlaşılır bir iletişim imkanı sunacaktır.
• Çocuklara izletilen filmlerin, okunan kitapların, oyunların içeriklerine dikkat edin.
• Korkuyla, beraber mücadele edin (odaya fosforlu ışıklar, başucu lambaları vs. koymak gibi.)
• Aşırı koruyucu tutumla çocukların ilgilerini ve meraklarını köreltmemek için özen gösterin.
• Korkular konusunda çocuğa model olmaya çalışın. Sizin fobileriniz varsa, bu sorunu bir terapistle ve destek kaynaklarınızla paylaşın. Ebeveynler duygularını çocuklarıyla paylaşabilirler. Fakat ebeveynlerinin, kontrolünü kaybettiğini görmek çocukları çok kaygılandırır.
• Çözümü çocuğunuzun bulmasına olanak sağlayın. Ona “Senin daha az korkmana nasıl yardımcı olabilirim?” diye sorabilirsiniz.
• Çocuğunuzun cesur olduğu durumlarda ona bu durumu tasvir edin.
“Böylesine korktuğun bir şey hakkında resim çizmek cesaret gerektirir.” gibi.
Empati kurmanın, anlayışlı, sabırlı olmanın önemini hatırlayın.
• Fiziksel ve ritmik aktivitenin çocukları rahatlattığı bilinmektedir. Çocuğunuzu aktiviteye yönlendirin. Hamakta sallanmak, trampolinde zıplamak, koşmak, kumla oynamak, yoga hareketleri yapmak gibi sakin ve ritmik hareketler, çocukların duygu durumlarını düzenleyecek ve sakinleştirecek etkinliklerdir.
• Sakinleştirici, rahatlatıcı, huzur veren bir uyku ortamı sağlayın. Odanın ısısına, ışığın derecesine özen gösterin.
• Daha büyük meseleleri gözden kaçırmayın. Korkuların altında yatan ve çocuğu derinden etkileyen diğer muhtemel süreçleri gözden geçirin; boşanma, kardeş doğumu, cinsel istismar, okula başlama gibi.
Çocuğunuzun korkuları, onun işlevselliğini ve hayat kalitesini olumsuz etkileyecek durumdaysa mutlaka bir uzmana danışmanızı öneririm.