Darlığa, sıkıntıya dayanmak, her türlü zorluğa katlanmak anlamına da gelen ‘diş sıkmak’, aslında sağlığımızı tehdit eden büyük bir sorun. Hayata direnmeyi ve dayanmayı dişlerimizi sıkarak becerdik. Peki ya dişlerimiz?.. Sıkmanın etkisiyle eriyen, aşınan boyları kısalan dişler ve çekilen diş etleri… Bu kocaman kuvveti bütün gece taşıyan çene ekleminin bozulması ile ortaya çıkan baş, boyun, hatta bel ağrıları... Erken kırışan ve çöken yanaklara üzülürken, ağrılar yüzünden doktor doktor gezerken gene geceleri dişlerimi sıkmaya devam ediyoruz. Bu kısır döngü maalesef düzenli hekime gitme alışkanlığının olmadığı ülkemizde diş kayıplarına ve çok fazla ağrı kesici ilacın boşuna tüketilmesine neden oluyor.
Diş sıkma, çoğunlukla yoğun stres ve psikolojik sıkıntılarda farkında olmadan yapılan bir harekettir. Kişiler çoğunlukla uykuda rüya görürken şiddetli olarak dişlerini sıkarlar. Bu, gün içinde yaşadığı veya hayatında maruz kaldığı sıkıntıların yansımasıdır. Oysaki uyku dinlenme ve yenilenme zamanıdır. Uyku sırasında dişler, aralarında hafif aralıkla istirahat pozisyonu denilen durumda olmalıdır. Yaklaşık 8 saat uyuyan bir kişi, uykusunun ortalama 2 saati aralıksız diş sıkarsa; bu sıkma sırasında ortaya çıkan kuvvet çok şiddetli olduğu için belli bir süre sonra diş etleri belirgin olarak çekilir. Aşınan dişler kısalır ve yaşlı bir görüntü ortaya çıkar. Bu duruma eşlik eden baş ağrıları oldukça sık görülür. Uykunun kalitesiz olması da kişiyi devamlı yorgun ve gergin yapar.
Diş sıkan ve baş, boyun ağrısı çeken çoğu kişi ilk önce nörologlara, ortopedistlere yönelir. Çünkü ağrının altında genellikle tümör, kist ya da fıtık gibi şeyler olduğu düşünülür. Ancak gittiği hekimin çoğunlukla hastayı bir diş hekimine yönlerdirir. Bu, diş hekimi alışkanlığı olmayan her bireyde böyle olmuştur. Diş hekimleri özellikle TMJ (Temporomandibular Eklem) çene eklemini değerlendirerek, doğru hasta bilgisiyle bir aparey yani plak hazırlar. Burada amaç, hastanın diş sıkmasını plakla engellemektir. Oysa ki buna sebep olan etken devam etmektedir. Bu aşamada hastanın psikolojik olarak incelenmesi, farkındalığının sağlanması da diş hekiminin görevidir. Çoğu kişi antidepresan kullanmayı istemez. Bu durumda hastanın terapi görmesinin ve ek tedavilerin çok faydası olmaktadır.
Bu tedavilerden TMS etkili bir yöntemdir. Belli seanslarla Transkranial Manyetik Stimülasyon stresin etkilerine iyi gelmektedir.
Uzmanlar, her geçen gün artan panik atak, OKB, duygu durum bozuklukları, depresyon, baş ağrısı ve baş dönmeleri gibi çeşitli beyin hastalıklarının yenı sıra diş sıkmanın da TMS ile tedavi edilebildiğini söylemektedir.
Diş hekiminin uyguladığı plak, Botox; kasları gevşetir. Sonrasın da ise etkene yönelik destek tedaviye yönlendirmek önemlidir. Amaç sıkıntıları diş sıkarak içe atmak değil, çözüme yönelmektir.