Zor zamanlardan geçiyoruz, gündemde hep yeni bir haber var. Duygu durumumuz karışık, üzgünüz, kaygılıyız, endişeliyiz, bazen umutluyuz bazen de umutsuz…
Ama hayat ne kadar üzerimize gelirse gelsin, hep bir çıkış yolu var, her zaman vardı. Hayata bakışımız aslında olayları yaşarken verdiğimiz tepkilerle şekilleniyor. Tepkilerimiz de duygu durumumuzu etkiliyor. O halde verdiğimiz tepkiler bizim elimizdeyse, hep olumlu duygular yaratmak, mutlu, keyifli, huzurlu olmak da bizim elimizde olmalı, öyle değil mi?
“Nasıl olacak? Bizden bağımsız gerçekleşen olaylara karşı ne yapacağız?” dediğinizi duyar gibiyim.
Bu sebeple, size endişelerinizi azaltmanız ve daha huzurlu hissetmeniz için birkaç önerim olacak:
Sizi endişelendiren olaylar karşısında düşünün: Olanları kontrol edebilir miydiniz?
Kontrol edebileceğimiz ve edemeyeceğimiz şeyler hakkında algınız net olsun. Değiştiremeyeceğiniz durumlar hakkında üzülmeniz veya öfkelenmenizin, sadece sizin nasıl tepki vermeyi seçtiğinizden kaynaklı olduğunu görmeye çalışın.
Unutmayın, hayatta sadece kendi fikirlerinizi ve tepkilerinizi kontrol edebilirsiniz. Başkalarının algısını, fikirlerini ve yaptıklarını değiştirme şansınız yoktur.
Denemeniz gerektiğinde pes edip, vazgeçmeniz gerektiğinde diretmeyin.
Bir Japon atasözü der ki: “Yedi kez düş, sekiz kez kalk”.
Değiştirebileceğiniz şeylerle ilgili algınız net olursa, ne zaman vazgeçip ne zaman denemeye devam etmeniz gerektiğini belirleyebilirsiniz.
Unutmayın, hayat her zaman mücadele değildir, bazen akışa bırakıp beklemek en zoru gibi gelse de en iyisidir. Her zaman su yolunu bulur.
Endişelendiğiniz durumla ilgili kendinize sorun: İlk defa mı böyle bir şeyle karşılaşıyorsunuz?
Belki evet, ilk defa sizin başınıza geliyor ama düşünün, bunu yeryüzünde yaşayan ilk insan olamazsınız. Bu şekilde düşünmek ve sonra hayatın devam edip bu zamanlara kadar geldiğini görmek bile rahatlatıcı, öyle değil mi?
Unutmayın, ilk siz değilsiniz, son da olmayacaksınız. Ve hiçbir zaman kolay değildi ama hep bir çıkış yolu vardı ki bu günlere geldiniz.
Şimdi’nin gücünü hatırlayın
Endişe, geleceğe veya geçmişe dair bir şeyler düşündüğünüzde oluşur. Yani şu an içerisinde bir yeri yoktur. Tamamen zihninizin size oynadığı bir oyundur.
Olmamış bir şeyi olmuş gibi, hem de kötü olmuş gibi düşünerek, bu duyguyu yaşarsınız. Yani zihninizde bu kurguyu siz yaratırsınız. Oysaki siz şu andasınız, zihniniz size gelecekte oyun oynuyor.
Unutmayın, sadece zihniniz devreye girdiğinde geçmişte veya gelecekte olabilecekleri düşünür, kaygı, endişe, öfke, korku gibi duyguları yüklenirsiniz. “Şimdi” sizi gerçeklikte tutar. Dillere pelesenk olmuş “Anı yaşa! Carpe Diem!” sözünün özü budur.
Sevdiklerinizle vakit geçirin
İlişkilerin en temelinde güven olgusu vardır. Eş, anne, baba, çocuk, arkadaşlar kim olursa olsun, sevdiğiniz kişilere bağlılığınızın temelinde güven duygusu yatar. Kişi kendini güvende hissettiğinde, daha huzurlu ve mutlu olur, hayata daha olumlu bakmak için kendine sebepler yaratır.
Hazır bayram yaklaşırken, kendinizi güven çemberinizin içine daha çok dahil edin. Sevdiklerinizle vakit geçirin, onların varlığından duyduğunuz güveni hissedin.
Son olarak, dünyanın en kadim bilgilerinden: ŞÜKREDİN
Her zaman şükredecek bir şey bulabilirsiniz, en umutsuz hissettiğiniz anda bile şükretmeniz için bir sebep vardır. Örneğin, hala hissedebiliyor olmanız.
Unutmayın, hayatta yaşadığımız travmalar bizim en güçlü yanlarımızı oluşturur. Her yenildiğimizi sandığımız durumdan, daha çok şey öğrenerek ve güçlenerek çıkarız, çıkacağız.
Sevdiklerinizle beraber geçireceğiniz, umut dolu bir bayram dilerim.