Son yıllarda, özellikle meme büyütme ve dikleştirme ameliyatlarına olan ilginin belirgin şekilde artmasının nedeni, öncelikle kadınların bedenleriyle ilgili beklenti ve ihtiyaçlarını daha rahat dile getirmeleri, estetik ameliyatlarını sadece görünüm değişikliği değil, kendini iyi hissetmenin de bir yolu olarak görmeleri.
Estetik, Rekonstrüktif ve Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Münür Selçuk Kendir, meme estetiğine olan talebin artmasındaki ikinci önemli etkenin ise cerrahi tekniklerdeki gelişmeler olduğuna dikkat çekiyor: “Günümüzde kullanılan yeni nesil silikon implantlar, minimal iz bırakma teknikleri ve hızlı iyileşme protokolleri ameliyatı hem daha güvenli hem de konforlu hale getirdi. Modern tekniklerin getirdikleri güven hissi doğal olarak kadınların daha kolay karar vermelerini sağlamaktadır. Ayrıca, sosyal medya ve dijital platformlar da kadınların bu konuda daha fazla bilgi edinmelerine destek olmaktadır.”
Günümüzde, cerrahideki teknik gelişmeler ve kadına özel planlama sayesinde meme estetiği ameliyatında son derece doğal ve vücutla uyumlu sonuçlar elde edilebiliyor. Dr. Münür Selçuk Kendir; özellikle kullanılan yeni nesil protezlerin doku, şekil ve kalite olarak doğal meme dokusuna çok yakın özellikler taşıdıklarını belirtiyor: “Ayrıca, her kadında meme yapısı, göğüs kafesi genişliği ve cilt elastikiyeti analiz edilmekte ve bu sayede vücuda en uygun hacim ile ameliyat tekniği belirlenmektedir. Amacımız, ‘yapılmış’ bir görünüm değil; aksine, kadının kendi vücut oranlarına yakışan, doğal ve estetik bir form elde etmektir. Ameliyatın en önemli kazanımı ise fiziksel görünümün yanı sıra özgüveni ve yaşam enerjisini de olumlu yönde etkilemesidir.”
Meme estetiği ameliyatları için belirli bir ‘üst yaş sınırı’ yoktur; önemli olan kadının genel sağlık durumu ve vücut gelişimini tamamlamış olmasıdır. Meme estetiği ameliyatının genellikle 17-18 yaşından itibaren, yani meme dokusunun gelişimini tamamladıktan sonra yapılabildiğini anlatan Dr. Münür Selçuk Kendir, sözlerine şöyle devam ediyor: “Ancak, bazı istisnalar olabilir; örneğin doğuştan belirgin asimetri, tek taraflı gelişim bozukluğu veya aşırı büyük olması nedeniyle oluşan fiziksel rahatsızlıklar gibi durumlarda, psikolojik ve fiziksel sağlığı korumak adına, daha erken yaşlarda cerrahi müdahale gerekebilmektedir. Ameliyat kararı, vücut gelişimi kadar kadının psikolojik olarak hazır oluşu da göz önünde bulundurularak verilmektedir.”
Meme estetiği yaptırmak isteyen kadınlar hekimlerine bir fotoğraf gösterip ‘Bu şekilde istiyorum’ diyebiliyorlar. Ancak, beğenilen görünüm her vücut yapısında aynı sonucu vermeyebiliyor. Meme estetiğinin kesinlikle ‘tek kalıp’ bir operasyon olmadığını vurgulayan Estetik, Rekonstrüktif ve Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Münür Selçuk Kendir, şu değerlendirmede bulunuyor: “Her kadının göğüs kafesi genişliği, cilt kalınlığı, meme dokusu miktarı ve vücut oranları birbirinden farklıdır. Bizim yaklaşımımız, hastalarımızın isteklerini dikkatle dinleyip, bu istekleri vücudun ölçülerine, doku özelliklerine ve doğal dengesine uygun bir biçimde planlamaktır. Amaç, fotoğraftaki görüntüyü birebir kopyalamak değil, vücutta en güzel ve en doğal duracak formu oluşturmaktır.”
Meme dikleştirme ameliyatında amaç sarkmış dokuyu toparlayıp meme başını yeniden ideal konuma taşımak ve memeye daha diri, dik ve estetik bir form kazandırmak. İhtiyaç halinde fazla deri çıkarılabiliyor veya meme aynı anda küçük bir silikon protezle desteklenerek hacim dengesi sağlanabiliyor. Meme dokusu yerçekimi, kilo alıp vermeler veya yeni bir emzirme dönemi gibi etkenlerle hafifçe değişebiliyor, ancak tekrar aynı derecede sarkma genelde görülmüyor. Sarkmayı önlemek için ideal kiloda kalmak, düzenli sütyen kullanımı ve cilt elastikiyetini koruyan yaşam alışkanlıkları çok önem taşıyor.
Meme dokusu korunarak yapılan meme büyütme ameliyatları emzirme fonksiyonunu genellikle etkilemiyor. Ayrıca meme dokusunun arkasına yerleştirildikleri için silikon protezler mamografi ve ultrason taramalarında kanserin erken tanısını da önlemiyor.
Meme büyütme ameliyatında; meme dokusunun veya kasın altına yerleştirilen silikon protezlerle meme hacmi artırılıyor. Seçilen teknik ise kadının cilt dokusunun yapısına ve beklentisine göre belirleniyor. Günümüzde kullanılan yeni nesil silikon protezler son derece güvenliler ve genellikle ömür boyu dayanıyorlar. Silikonların rutin olarak belirli bir sürede değiştirilmeleri gerekmez. Ancak, çok nadir durumlarda, implantın formu veya çevre dokularla ilişkisi değişirse, ihtiyaç halinde değişim önerilmektedir.
Meme küçültme ameliyatına hem estetik görünümü düzeltmek hem de büyüklüğü dolayısıyla oluşan boyun, sırt ve omuz ağrısı gibi fiziksel şikâyetleri gidermek amacıyla başvuruluyor. Meme küçültme ameliyatında fazla olan meme dokusu ve deri çıkarılarak meme yeniden şekillendiriliyor ve meme başı ideal konuma taşınıyor. Meme küçültme sadece estetik değil, yaşam kalitesini artıran bir ameliyattır. Ameliyat sonrasında boyun, sırt ve omuz ağrısı ile sürekli terleme nedeniyle oluşan cilt problemleri de ortadan kalkmaktadır.
Ameliyat öncesinde doğru planlama, dikkatli hazırlık ve bilinçli davranış; hem daha kısa iyileşme süresi hem de daha doğal ve kalıcı sonuçlar anlamına geliyor. Ameliyat öncesinde yapılması gereken hazırlıklar şöyle: