Normalde yetişkinlerde görülen bel ve boyun fıtığı şikayetleri okulların açılmasıyla birlikte çocukları da hedef almaya başladı. Çocuklarda görülen bel ve boyun fıtığı vakalarının arttığını söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Melih Üçer, “Bel ağrısı şikayetleri genellikle 30-50 yaş arasındaki kişilerde daha sık görülse de, okulların açılmasıyla birlikte ergenlik dönemi ve daha büyük yaş gruplarındaki çocuklarda bel ve boyun fıtığı vakalarında artış yaşanıyor. Uzun süre oturmak ve hareketsiz yaşam, omurga kaslarının zayıflamasına neden olurken, ağır sırt çantaları ve yanlış taşıma teknikleri de omurga üzerinde aşırı stres oluşturuyor. Özellikle bilgisayar ve tablet başında uzun süre boyunca kötü duruş, temas ve yüksek riskli aktiviteler de okul döneminde fıtık riskini artıyor’’ diyor.
Kız çocuklarının daha riskli grupta oluğuna dikkat çeken Doç. Dr. Melih Üçer, sözlerine şöyle devam ediyor: “Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, çocuk vaka serisinde hastaların yüzde 58'inin kız olduğu rapor edilmiştir. Kızlar, ergenlik çağına erkeklere göre daha erken girer. Bu da kız çocuklarında kemik ve bağların daha erken olgunlaşmasına neden olur. Dejenerasyonun erken başlaması nedeniyle kız çocuk hastalarda fıtığın daha sık görülür.”
Bel ya da boyun fıtığı gibi omurga problemlerinin çocuklarda genellikle konservatif (cerrahi olmayan) tedavi yöntemleriyle ele alındığını ifade eden Doç. Dr. Melih Üçer, şöyle ekliyor: “Bu tedaviler arasında fizik tedavi, egzersiz, istirahat, postür düzeltilmesi ve ilaç tedavisi yer alır. Bu yöntemler genellikle sorunun iyileşmesine yardımcı olsa da çocuk yaş grubunda kıkırdak dokunun yapısı bozulmamış olduğu için fıtığın gerilemesi yetişkinlere göre daha yavaş olur. Bu da semptomların geç iyileşmesine yol açar. Bazı nadir durumlarda, çocukluk çağında bel fıtığı cerrahi müdahale gerektirebilir. Cerrahi genellikle şiddetli ağrı, felç riski veya sinir sıkışması gibi ciddi komplikasyonlar varsa düşünülür.”
Okul çağındaki çocuklarda bel ve boyun fıtığı riskinin doğru önlemler alındığında azaltılabildiğine dikkat çeken Dr. Melih Üçer, ebeveyn ve eğitimcilerin dikkat etmesi gerekenleri anlattı: