Düşük nedir?
Düşük, gebelik ile ilgili en endişe verici durumlardan biridir. Tıpta Abortus olarak bilinen ve genellikle gebeliğin ilk üç aylık döneminde görülen düşüğün kesin nedeni her durumda ne yazık ki bilinememektedir.
Hamileliğin 20. haftasından sonra anne karnında gerçekleşen ölümler ise, düşük değil erken doğum olarak tanımlanmaktadır. Hamileliğin ilk aylarında, rahim içindeki fetüs ve amniyon kesesi de dahil olmak üzere, bütün ürünler gebelik materyali olarak adlandırılmaktadır. Gebeliğin düşükle sonlanması durumunda, gebelik materyali vajinadan dışarı atılmaktadır.
Düşük neden olur?
Doğal yolla elde edilen gebeliklerde, sperm ile yumurta vücut içinde buluşur ve ortalama 1 hafta içerisinde oluşan embriyo, anne rahmine yerleşmektedir. Bu aşamada, anne karnındaki bebeğin beslenebilmesi için, bölgedeki damar yapıları da gelişmektedir.
Bazen, bazı kadınlarda, çeşitli nedenlerden dolayı bu damar yapıları yeterince gelişmeyebilir. Bu gibi durumlarda, bölgede kan akışının gerçekleşmesi ve pıhtılaşma oluşumunun engellenmesi için, bazı ilaç tedavileri gerekmektedir. Gebeliğin plansız olması durumunda, bu ilaç tedavileri olmadığı için düşük görülebilir. Tedavi edilmemesi durumunda, düşük diğer hamileliklerde de tekrarlayabilir. Bu durum da “tekrarlayan düşük” olarak bilinmektedir.
Düşüğün en yaygın nedenlerinden biri de bazı endokrin hastalıklardır. Özellikle, Polikistik Over Sendromu gibi hormonal hastalıklar, tekrarlayan düşüklere neden olabilir. Bu nedenle, bir hamilelikte düşük yaşanması durumunda, tekrarlayan düşüklerin engellenmesi için gerekli tedavilerin gerçekleştirilmesi gerekir.
Düşük, bazen anne adayının rahmindeki yapısal problemlerden de kaynaklanabilir. Rahimde görülen şekil bozuklukları ya da rahim içinde perde olması durumu, gebelik düşükle sonlanmasına neden olabilir. Bu, rahim yapısındaki problemlere bağlı düşüğün en yaygın nedenidir.
Sigara, kahve ve alkol, günümüzde düşüklerin ve kısırlığın en yaygın nedenleri arasında göstermektedir. Yaşam tarzı alışkanlıkları, gebeliğin düşükle sonuçlanmasına neden olabilir. Günde yarım paket ve daha fazla sigara içen kişilerin düşük riski, diğer anne adaylarına göre iki kat daha fazladır. Aynı şekilde, günde 5 fincanın üzerinde kahve tüketmek de düşük riskini iki kata kadar arttırabilir. Bu nedenle, bir çiftin gebelik planlaması ile birlikte, sigara ve kahve tüketim alışkanlıklarına mutlaka dikkat etmesi gerekmektedir.
Bir gebeliğin düşükle sonuçlanması durumunda, ikinci gebeliğin elde edilmesinden önce, düşüğün altında yatan faktör tespit edilmeli ve mutlaka tedavi edilmelidir. Bu, ikinci gebeliğin de düşükle sonlanmasını önlemek için önemli bir adımdır. Tedavi edilmemesi durumunda, anne adayı tekrarlayan düşükler ile karşılaşabilir.
Tekrarlayan düşüğün önlenmesi için, ikinci bir gebelik planlamasından önce anne adayının detaylı bir muayeneden geçmesi gerekir. Muayene ve gerekli tedavilerin gerçekleşmesine rağmen tekrarlayan düşük durumu ile karşılaşılırsa, bu kez embriyo kalitesinin incelenmesi yararlı olacaktır. Embriyo kalitesinin incelenmesi için, implantasyon öncesi genetik tarama ile detaylı bir inceleme gerçekleştirilir. Bu tarama ile, sağlıklı ve kaliteli embriyolar seçilir ve en kaliteli olanlar transfer edilir. Düşüğün embriyo kalitesine bağlı olarak gerçekleşmesi durumunda, implantasyon öncesi genetik tarama ile kaliteli embriyoların seçilip transfer edilmesi, tekrarlayan düşük riskini önemli ölçüde azaltmakta ve sağlıklı bir gebelik elde edilmesini mümkün kılmaktadır.