ARA
Granville’deki güllerden ‘New Look’ döneminin büyüleyici ‘çiçek kadınlarına’, bahçe teması Christian Dior’un kalbinde her zaman için özel bir yere sahip olmuştur. Taç etekler, işlemeli veya brokar taç yapraklar, çiçek açan örgüler, rustik baskılar... Lüks moda evinin efsanevi kurucusu Mösyö Dior, her koleksiyonu için ilhamını doğadan ve onu cömert doğurganlığından almıştır.
Dior’un sanat yönetmeni Victoire de Castellane’ın ‘Les Jardins de la Couture’ isimli koleksiyonuyla Dior yüksek mücevher tarihinde yeni bir sayfa yazıyor. Önceki tasarımların izinde hazırlanan koleksiyon; üç gizli saat de dahil olmak üzere dört büyüleyici hikayeyi oluşturan 170 olağanüstü parçadan oluşuyor.
Hikayelerden ilki olan Galons Fleuris, değerli kurdeleleri çağrıştıran kolyeler, küpeler ve bileziklerde pastoral motiflerin kullanılmasıyla hayat buluyor. Aynı şiirsellik; parıldayan, kabartmalı mücevherleri içeren Très Cher Dior'da da keşfedilebilir. Yemyeşil, canlı bitki örtüsüne bir övgü olan Buissons Couture kreasyonları, hipnotik bir baleyi andıran ve taşlardan oluşan çiçeklerle bezenmiş. Bu büyülü yolculuğun son durağı olan Mini Milly; Christian Dior'un Milly-la-Forêt'teki bahçesini yeniden ziyaret ediyor.
Victoire de Castellane'nin vizyonunu hayata geçirmek için özel olarak geliştirilen modeller, gelenekselliğin ve yenilikçi ustalığın buluşmasından oluşuyor. Tek tek yerleştirilmiş renkli taşlar, Dior Joaillerie Sanat Yönetmeni'nin imzası olan lake tekniğiyle birleşerek baharın yumuşaklığını çağrıştıran romantik minyatür tiyatro sahneleri yaratıyor. Mücevherlerin, ışıltılı elmasların, yanardöner sedefin, altın ve payetlerin harikulade iç içe geçmişliğiyle, mücevherler bitki dünyasının ihtişamını neşeli bir bolluk içinde aktarıyor. Farklı ölçeklerin ve perspektiflerin etkileşimi, bir bahçenin doğallığını yorumlayarak mükemmel bir asimetri ve düzensiz denge izlenimi yaratıyor.
