ARA
Gucci Sonbahar/Kış defilesinde Michele’nin birçok farklı kültürden giysileri taşıyan ‘insan üstü’ modelleri adeta hipnoz altındaymışçasına podyumda yürüyor. Bu görünüm Alessandro Michele’ye göre günümüz insanının kimlik çözümlemesi, insanların teknolojinin gücü, Hollywood, Instagram ve Gucci ile kendini yeniden tanımlaması. “Kendi hayatlarımızın Frankenstein’yız” diyor Michele ve böylece Gucci Cyborg’u ortaya çıkarıyor.
Gucci Cyborg insan üstü bir varlık. Ellerinde gözler, boynuzları, yavru ejderhaları var. Podyumda da elinde ikinci bir kafa taşıyan ya da bir ejderhayla yürüyen modellere bu yüzden rastlıyoruz. Michele Cyborg koleksiyonunu hazırlarken Donna Haraway’in "Cyborg Manifestosu"’ndan yoğun bir şekilde etkilenmiş. Kendi yarattığı cyborg’larda doğa ve kültürü; feminen ve masküleni; normal ve sıra dışılığı bir arada kullanmış. Özellikle koleksiyondaki ‘cinsiyetsiz’ tasarımlar dikkat çekiyor. Michele bu kararını şöyle açıklıyor: “Bugün artık kadın ya da erkek olmak gibi bir şey yok. Ne olmak istediğimizi biz seçiyoruz.”
Koleksiyon farklı coğrafyalara ve kültürlere uzanan bir seçkiyle hazırlanmış. Rus matruşka bebeklerinden esinlenen başörtüleri, 1920’lerin parti kızlarından esinlenen takılar, Çin esintili pijamalar, İngiliz tüvitleri ve İskoç ekoseleri, 80’lerin İtalyan takımları… Gucci herkesi kucaklıyor!
Bunların yanı sıra tasarımlarda her zaman olduğu gibi her yere işlenen Gucci logoları şaşırtmıyor. Bol kesim parlak blazer ceketler, kadife elbiseler her sezon olduğu gibi bu sezonda da yer alıyor.
