ARA
Mercedes Benz Fashion Week Istanbul’un birinci gününde kapanışı “Gare de l’Est” (Doğu Garı) adlı koleksiyonunun defilesi ile Özlem Süer yaptı. Sonbahar/Kış 2017 koleksiyonunda ilhamını Doğu Ekspresi’nin rotasında yer alan farklı şehirlerin farklı renk ve motiflerinden alan Özlem Süer defilesi her zamanki gibi eski bir masal diyarı izlenimi oluşturuyordu. Her bir parçada yüksek el işçiliği ile hazırlanan koleksiyonda tafta, tül ve işleme gibi pek çok farklı kumaş ya da detayın bir arada olduğunu görüyoruz. Renklerde ise çoğunlukla siyah kullanılsa da pastel tonların ara geçişleri ile koleksiyona oldukça romantik ve vintage bir hava verilmiş. Fırfır detaylar da koleksiyonda sıkça karşımıza çıkan detaylardan… Ten rengi astarın ve dantel, işlemeli transparan tül kumaşın kullanıldığı parçalar klasikleşmiş Özlem Süer imzası taşıyan parçalardan ve yine koleksiyonun en ilgi çeken parçalarından oldu. Ayrıca yalnızca bizi eski zamanlara götürmekle kalmayan Özlem Süer trendlerden de detaylara yer vermiş. Fırfır trendinin ardından korse trendi de koleksiyonda karşımıza çıkıyor.
Nars ve Erkan Uluç ekibi ile hazırlanan makyajlarda da aydınlık elmacık kemikleri, grafik eyeliner detaylar ve pembe tonlar kullanılarak Doğu Ekspresi ruhu yansıtılmış. Ayrıca saç konusunda da kullanılan kurdele detayları ve toplama modelleri günlük hayatta farklılık arayanlar için bile ideal bir ilham kaynağı olabilir.
Tasarımcı Cihan Nacar, Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul kapsamında sunduğu Sonbahar/Kış 2017-18 defilesinde dünya podyumlarına “couture beachwear” kavramını kazandırdı. Glam ve feminen çizgilerin üstün el işçiliğiyle birleştiği Cihan Nacar Sonbahar-Kış koleksiyonu, 7/24 yaşayan şehirlerin kozmopolit ve hareketli kültüründen ilhamını aldı. Gece ve gündüzün birbirine karıştığı, göz alıcı mega kentlerin maksimalist tavrını kendine has bir tasarım anlayışıyla yorumlayan tasarımcı, moda sevenlerin beachwear anlayışını değiştirmeyi hedefliyor.
Tamamı tasarımcının imzası niteliğinde 41 parçadan oluşan Sonbahar-Kış 2017/18 koleksiyonunda keskin kalıplar ve girift el işçiliği bağlar ile zarif, modern yapı arasında yumuşak bir denge oluşturulmuş. Gücünden ve tavrından ödün vermeden feminenliği ve zarafet fikrini dile getiren tasarımlarda; geometrik kalıplar adeta bir mimari form prensibiyle ele alındı. Felsefi olarak tüm sanatların birleştiği en yüksek nokta olmayı kabul eden Bauhaus döneminden ve mimar Takeshi Hirobe’nin “M House” isimli tasarımından etkilenen tasarımcı modernleşmenin sanatını kıyafetleriyle yeniden yorumluyor. Burçe Bekrek, iplerin ve geometrik kesimlerin hakimiyetindeki Sonbahar-Kış 2017-18 Koleksiyonu için; “Bu koleksiyon sevdiğim kadın tarzını, parçaları, teknikleri ve fikirleri kutladığım bir koleksiyon. Basitlik içindeki derin karmaşayı anlatan modern bir hikaye yazmak istedim. Bu koleksiyon aslında şehirli romantik kadınların kendinden emin ve bir o kadar da flörtöz ruhuna saygı duruşu niteliğinde. “ diyor .
