Christian Dior moda evi bu sene 70. yılını haute couture haftasında Musée des Arts Décoratifs de gerçekleşen defilesi ile kutladı. Maria Grazia Chiuri de 70. yıl şerefine Dior ruhunu yansıtan bir koleksiyon ortaya koydu. Chiuri bu koleksiyon için her ülkeden her tip kadına hitap edebilecek eksiksiz bir koleksiyon hayal ettiğini belirtti. Koleksiyonda da tarz olarak Hollywood’dan Asya’ya kadar uzanan kadınların hepsinden izler fazlasıyla görülüyor. Ayrıca koleksiyona hakim olan renk gri de ikonik bir Dior grisi olarak on yıldan fazla süredir anılıyor ve Chiuri’ye göre fazlasıyla Fransız olan bu renk tam da bu koleksiyonla örtüşen tek renk. Yıl 2017, maskülen kesimlerin ve renklerin kadınsı hatlarla harmanlanması ile Dior’un yepyeni koleksiyonu karşınızda… Ne denebilir ki? Dior ruhu bir 70 yıl daha geçse yine bu keskin çizgiyi ve feminist yaklaşımını sürdürmeye devam edecek gibi gözüküyor.
Konuklar arasında özlenen bir isim… Celine Dion! Bu şovu ne kadar sevdiğini ve defileyi izlerken ne kadar eğlendiğini anlatıyor defile çıkışı… Bahsettiğimiz isim Giambattista Valli. Yıllardır kendine has tarzıyla ortaya koyduğu kat kat tütü etekleri ile bizi her defasında başka bir masal diyarına götüren ve içimizdeki prensesleri canlandıran isim! Üç boyutlu işlemeli çiçek desenleri ve mini elbiselerle sakin ve sıcak bir giriş yapıyor Valli önce, daha sonra sarı rengin can alıcı tonu ve şifon kumaşlar, asimetrik kesim ile baharı çağrıştıran tarzıyla içimizi ısıtmaya devam ediyor. Dar kesim mini elbiseler, boyundan bağlama detayları ve yuvarlak yaka kesimleri ile daha klasik ve romantik bir stil bu sezon ortaya çıkıyor. Finali ise her zamanki gibi tütü etekler yapıyor. Pembe renk bu sezon Valli’nin gözdelerinden. Ön kısmı mini arkası uzun modeller favorilerden!
Metalik dokularla, kat kat püsküllerle ve ışıltılı işlemelerle Ralph&Russo sezonun parti kızlarını yaratıyor. Lila, bebek mavisi, su yeşili, bakır ve gümüş tonları gibi daha yumuşak ve sakin renkleri ve tonlarını ağırlıklı olarak kullanan moda evi insanı kelimenin tam anlamıyla her bir parçada yeniden büyülüyor. Klasik kesimlerin ve işlemelerin haricinde bazı parçalarda ise daha otantik dokunuşlar ve Doğu kültüründen gelen çizgiler göze çarpıyor. Ralph&Russo böylelikle farklı kültürleri çarpıştırarak ortaya yeni bir etki alanı çıkarıyor.