Dün gerçekleşen defileler özellikle gelecek sezonda dolaplarımızı ele geçirecek renklerin başında siyah ve kırmızının geleceğini haber ediyorlardı. Alexander McQueen de kırmızı ve siyahın hakim olduğu koleksiyonu ile herkesi büyüledi. Markanın kreatif direktörü Sarah Burton özellikle koleksiyonun ruhunu yansıtması adına defilede boy gösterecek modelleri yerel okullardaki öğrenciler gibi genç kuşaktan seçmeyi tercih etmişti. Burton’ın önümüzdeki sezon için ortaya koymak istediği McQueen tipi genç ve büyülü bir kadın tipi olduğu defilenin her kısmından belli oluyordu. Doğaya ve tarihe olan merakı ve eğilimi özellikle onun çizgisinde kolaylıkla fark edilebiliyor. Alexander Lee McQueen’in hayatı boyunca ilk ve tek asistanı olup daha sonra onun yerini alan Sarah Burton yeni Mcqueen kadınında doğanın sunularını daha fazla ön plana çıkarmayı hedefliyor. “Dayanıklılığı hissediyorum, toprağı ve gelenekleri hissetmeye ihtiyaç duyuyorum.”diye anlatıyor kendisini… Bu senenin koleksiyonu için ise takımını İngiltere’nin Cornwall bölgesine götürmüş ve özellikle bölgenin ünlü heykeltıraşçısı olan Barbara Hepworth’ten ilham almış. Koyu gri pantolon takımları, kemerli paltolar ve ceketler, iri deri ceket ve paltolar içerisinde transparan kumaşa işlemeli üstler ve etekler ile Alexander McQueen kısacası mükemmel bir koleksiyon ortaya koydu.
Kendi DNA’sını taşıdığı tasarımlarından yıllardır ödün vermeyen ve minimalizmi couture havasında sunan Stella McCartney’nin bu sezonki şovu tam bir karaoke dans partisi gibiydi! George Michael’dan “Faith”, Beatles’dan “All You Need Is Love” ve Princess Nokia’dan “Brujas” söyleyen modeller defileyi gerçek bir müzikal şova çevirdi. Savile Row’un büyük beden ve kalıplara olan ilgisi bu sezonda da devam ediyor ve bunu en seksi şekilde yapmayı başarıyor. Özellikle işçi tulumu modellerindeki maskülen feminen duruşun getirdiği çekicilik tam da Stella McCartney DNA’sına uygun… Onun dışında özellikle gece kıyafeti modellerinde kullanılan retro göğüs kapları izleyicileri şaşırtan detaylardan biriydi.
Kırmızılar, siyahlar ve beyazlar içinde bir koleksiyon daha Giambattista Valli’den geldi. Önümüzdeki sezonun renklerinden ve trendlerinden olacak bu karışımı Vali de kendi tarzına göre en iyi şekilde yorumladı. Koleksiyonda en dikkat çeken detaylar midi boylar ve kat kat fırfırlar oldu. Koleksiyondaki her bir parça şüphesiz melankolik bir Paris ruhuna sahipti. Bundan bir önceki koleksiyonunda da romantik bir Fransız genç kızı stili oluşturan Valli, bu sezon da daha melankolik bir kadına dönüşüyor. Özellikle koleksiyona damgasını vuran fırfır detaylar, korse kesimler ve uzun renkli çizmeler bunun en büyük göstergesi. Ünlü tasarımcı sigarası, kırmızı ruju ve koyu kahvesi ile popülerleşen Paris ruhlu kadınlar bu sezon Giambattista Valli’nin koleksiyonu her an her yerde feminenliklerini sonuna kadar hissedeceğini garanti ediyor.