“Annelik içgüdüsü” dediğimiz kavram gerçekten var ve araştırmalar da bunu kanıtlar nitelikte. Sizler, hamilelik döneminden başlayarak, içgüdüsel olarak bebeğinizin ihtiyaçlarına göre uyumlanmak gibi eşsiz bir yeteneğe sahipsiniz.
Her bebeğin kendini ifade edişinde kendine has özellikler olabilir. Fakat yüzlerce, binlerce bebek üzerinden yapılan çalışmalarla elde edilen birtakım genel işaretler de var. Algılarınızı bebeğinize odaklayarak ve bu ipuçlarını gözlemleyerek bebeğinizin o an ne istediğini anlamanız mümkün. İşte bebeğinizin size verdiği 5 temel mesaj:
Uyku: Gözlerini, kulaklarını ovuşturması, kaşları çatık, yüzünün somurtkan bir hal alması, hareketlerinin yavaşlaması ve tabii ki esnemesi bebeğinizin uykusu geldiğine dair işaretlerdir. İlk aylardan itibaren, onun biyolojik saat ritmini ve gelişimi için uyku ihtiyacını göz önünde bulundurarak bir uyku rutini oluşturmanız faydalı olacaktır. Bebeklik döneminde bu rutini belirlemek için işinize yarayacak şey, işte bu erken yorgunluk sinyalleri. Uykunun habercisi bu anları kaçırdığınızda, huzursuzluğu artacağı için onu sakinleştirmek daha da zorlaşabilir.
Açlık: Elini bir yumruk gibi yaparak ağzına götürmesi, ağzını şapırdatmaya benzer şekilde, emme refleksi göstermesi açlığın ilk sinyallerinden bazıları. Yüksek ve tok sesli bir ağlama ise aslında gecikmiş bir beslenme ihtiyacını ifade eder. Eğer yeterince iyi gözlemlerseniz, henüz ufak ufak mırıldanma aşamasındayken onun acıktığını anlayıp besleyebilirsiniz. Böylelikle o şiddetli ağlamaya mahal vermemiş olursunuz.
Oyun: Gözlerini genişçe açmış, heyecanla size bakıyorsa ve aynı anda mırıldanır gibi sesler çıkarıyorsa, bebeğiniz onunla daha fazla konuşmanızı, gülmenizi ve oynamanızı istiyor demektir. Ağzını öpücük atar gibi büzüştürmek, ellerini size doğru hareket ettirerek uzatmak ve gülücükler atmak da, bu keyif dolu anların bitmesini istemediğinin birer işaretidir. Her an onunla uzun uzun konuşmak, oyuncaklarla oynamak veya kitap okumak gibi fırsatlara sahip olamayabilirsiniz. Örneğin, bir iş yaparken ya da yolda. O zaman sadece birkaç sözle ve gülücükle ona cevap vermeniz bile iyi gelecek, coşkusunu arttıracaktır.
Geri Çekilme: Oyun/keyif ihtiyacının tam tersine, bebeğiniz bazen kendi kabuğuna çekilmek ve sakin durmak isteyebilir. Dışarıdan yoğun ses, görüntü gibi uyaranları çokça aldıysa biraz dinlenme ihtiyacındadır diyebiliriz. Sizinle göz kontağını keser, sessizleşir, hatta başını sizden ters tarafa çevirebilir. Bu durumda ona izin vermek ve üzerine gitmemek gerekir. Molası bittiğinde o tekrar size bakarak, hareketlenerek ve sesler çıkararak haber verecektir zaten. Eğer son uykusunun üzerinden belirli bir süre geçtiyse, bu geri çekilme aynı zamanda uykunun geldiğine de bir işaret olabilir.
Acı: Onun sıkıntıda olduğunu, canını yandığını anlayabilmek şüphesiz en hassas olduğunuz noktalardan biri. Başını geriye atarak, sırtını bir yay gibi germesi, ayaklarını karnına doğru çekmesi, iki elini birbirine tutuşturması… Ama en dikkat çekici tarafı ise, diğer ağlamalarından farklı, çok daha baskın, kesintisiz şekilde, hatta ses tonunu gitgide yükselterek ağlamasıdır. Bu işaretler bezinin değişmesi gerektiği, pişik olması ya da bir başka sebeple o an canının acıdığını size anlatır. Ama bazen de, bebek reflüsü, ateşlenme, ağrı gibi fiziksel bir rahatsızlığın belirtileri olabilir. Sinyalleri fark ettiğinizde gerekli kontrolleri yaparak olası bir zarara karşı önlem almanız mümkün.
Bu ihtiyaçları fark etmenizin ve cevap vermenizin büyük önem taşıyor. Hem dünyaya karşı, hem de yakın ilişkiler içerisinde güven duygusunu tadabilen, “Bazen öteki insanlara ihtiyaç duyabilirim ve onlar beni duyup, görüp, anlayabilirler.” hissini yaşayabilen bir yetişkin olmanın ilk adımı buradan geçer. Aynı zamanda, kendisini etkin, özgüvenli, değerli ve sevilen bir birey olarak hissetmek gibi çok anlamlı katkıları olduğunu unutmamak gerekir.