Bütünlüğünü ve mahremiyetini korumak; kızların öğrenmesi gereken en önemli şeylerden biridir. Buna ‘Hayır’ diyebilmek ve ebeveynlerin de bu ‘Hayır’ı kabul etmesi de dahildir. Bir kız çocuğu, büyükannesinin kendisini öpmesini istemediğini veya yoğun sigara koktuğu için amcasının kucağına gitmek istemediğini açıkça söyleyebilir. Kızlarımızdan defalarca kendi fikirlerini temsil etmelerini istersek ve onlara saygı duyduğumuzu, onları ciddiye aldığımızı görürlerse, kendinden emin bir şekilde tavır almayı öğrenirler.
Kızlar, bizim desteğimizle dilekleri formüle etmeyi ve bunları gerçekleştirmek için bir strateji geliştirmeyi öğrenmeli. Hedeflerine nasıl ulaşacaklarını ve kendi başlarına bir şeyi nasıl uygulayacaklarını ve başaracaklarını öğrenirler.
Tabii ki kızlarımızı okul bahçesinde kavga etmeye teşvik etmekten bahsetmiyoruz. Bu konu, kızların kendi fiziksel güçlerini hissetmeleri ve özgüven kazanmaları ile ilgili. Buna yardımcı olmak için kızınızı, bir kendini savunma veya kick boks gibi dövüş sanatları kursuna yönlendirebilirsiniz.
‘Kız gibi koşuyorsun’, ‘Kız gibi fırlatıyorsun’… Zayıf ve zavallı olan her şey dişidir. Bu doğru değil! Örnek olmalıyız ve böyle anlarda kızlara söz hakkı vermeliyiz. En önemlisi de artık bu ifadelere müsamaha göstermemeliyiz. Bu şekilde, kızlar böyle bir anda nasıl tepki vereceklerini öğrenirler, gelecekte buna karşı koyabileceklerini hissederler ve ‘kız’ kelimesinin bir küfür olmadığını açıkça göstereceklerdir.
İsimler, karakteri şekillendirir. İsim seçimi ile birlikte çoğu ebeveyn de belli bir tavrı iletmek ve çocuğun geleceği için bir program belirlemek ister; bunu unutmayın.
Oyun çağında, özellikle fiziksel zorluklar söz konusu olduğunda, birçok yetişkinin kızları yavaşlattığını ve erkekleri cesaretlendirdiğini görebilirsiniz. Ama unutmayın; kızlar da erkek arkadaşları gibi yükseğe tırmanabilir! Kızlarınızı bir şeyler denemeye ve yeteneklerine güvenmeye teşvik edin. Çocuklar genellikle neyi yapıp neyi yapamayacaklarını en iyi kendileri bilirler.
Hepimiz erkekler ve kadınlar, erkekler ve kızlar hakkındaki klişelerden ve önyargılardan etkileniyoruz. Ve ne yazık ki bunu çocuklarımıza da aktarıyoruz. Ama artık önyargının farkında olmalıyız. Köklü önyargılardan tamamen kurtulmak çoğu zaman mümkün değildir, ancak onlar tarafından yönlendirilmemiz de gerekmez.
‘Prenses’, ‘tatlı’, ‘hisli’ ve daha sonra ‘seksi’ gibi sözcükler, kızlarımızı geleneksel cinsiyet klişelerine iten kelimelerdir. ‘Prenses’ gibi sık kullanılan kelimeler, bilinçaltında kızlara kendilerinden ne beklendiğini ve nasıl davranmaları gerektiğini gösterir.
Evet, bütün çocuklarımız güzeldir. Ama özellikle kızlarda dış görünüşe sürekli vurgu yapılır. Ancak bu tarz iltifatlar, sadece yüzeysel iltifatlardır, çünkü arkasında her şeyden önce dış görünüşlerinin takdire şayan olduğu mesajı yatar. Tabii ki hiçbir zaman kızınıza güzel olduğunu söylemeyin demiyoruz ama güçlü bir kız olmak daha fazlasını gerektirir. Bunun yerine, onun ne kadar zeki olduğunu veya onun sevdiğimiz bir yeteneği vurgulayabiliriz. Kızlar, onlara insan olarak yakından baktığımızı ve özellikle nelerde iyi olduklarını gördüğümüzü öğrendiğinde; yüzü, saçı, elbisesi çok güzel olduğu için değil de kim oldukları ile takdir edildiklerini hissederler.
Erkekler kızlarla dalga geçtiğinde, ‘Eminim senden hoşlanıyor ve bunu nasıl göstereceğini bilmiyor’ demek kolaydır. Ama lütfen kızlara, kötü muamele görmenin sorun olmadığını ve taciz edici bir eylemin takdir göstermek için yapıldığını öğretmeyin! Kızlara kendilerini nasıl savunabileceklerini, desteği nasıl ve nerede organize edebileceklerini ve kendilerini nasıl net bir şekilde ortamdan uzaklaştırabileceklerini öğretmek çok daha önemlidir. Bir kız bize, bir erkeğin onu sürekli itip kaktığını ya da sözleriyle rahatsız ettiğini söylerse, bunu ciddiye almalıyız. Kızlarımıza ve dolayısıyla erkek çocuklarına da bu tür davranışların doğru olmadığını anlatmalıyız.
Çocuklarımız kendi ihtiyaçlarıyla ilgilenmeyi en iyi; örnek oluşturduğumuzda, onu günlük aile yaşamına aktif olarak entegre ettiğimizde öğrenirler. ‘Şimdi 15 dakika dinlenmeye ihtiyacım var, yatak odasına gideceğim ve rahatsız edilmek istemiyorum’ cümlesi, bir ihtiyacı açıkça gösteren net bir duyurudur. İhtiyaçlarımızı bu kadar net bir şekilde iletirsek, kızlarımız da bunun ne kadar önemli olduğunu öğrenir ve kendileri de daha kolay uygulayabilir. Ebeveynlerin kendileriyle ilgilenmelerinin, çocuklarını unutmak anlamına gelmediğini anlamaları da önemlidir. Bu durum, günlük yaşamlarında güçlü ve net bir davranış sağlar.
Her çocuğun hayatındaki ilk rol modelleri, anne-babasıdır. Ancak çok geçmeden diğer kahramanlar da ön plana çıkar ve çocuklar bazen onlardan da etkilenebilir. Çocukların kendilerine hangi rol modelleri seçtiklerine yakından bakmak ve gerekirse alternatiflerle önlem almak önemlidir. Özellikle kızların çok sayıda kadın kahraman ve rol model olduğunu görmesi gerekir.
Kızları güçlendirmek için gerekli olanların başında, önce sizin iyi bir rol model olmanız gelir. Genellikle ne söylediğiniz daha az, ne yaptığınız ve nasıl davrandığınız daha çok önemlidir. İçsel gücü, öz bakımı, hemcinslerinize karşı dikkatli bir yaklaşımı ve aynı zamanda fikir ve ihtiyaçlarınız konusunda netliği örneklerseniz; kızlarınız bunu kesinlikle benimseyecektir. Ayrıca işlerin her zaman mükemmel gitmediğini ve her gün her saat örnek olamayacağınızı görmek de, kızlarınızı güçlü kılacak önemli bir derstir.