İçeriye girdiğimde bir süre sessizce mağazayı gezdim. Renklerin birlikteliğini incelerken yeni projem için hayal kurdum, halılara dokundum, hasır kaktüslere sarılasım geldi, neyse ki kendimi tutmayı başardım. Çok beğendiğim" Beni ouarain" halıyı işaret ederek hikayesi hakkında bilgi almak istedim. 50 senelik bir geçmişi olduğunu, Berberi kadınlar tarafından ev işlerinden geri kalan vakitlerinde elde dokunduğunu öğrendim. Bej/siyah tonlarda geometrik şekiller ve sembollerle doğaçlama bir şekilde dokunmuş olması ise, gerçek bir sanat eseri ile karşı karşıya olduğumun tam kanıtı olsa gerek! Zihnimde acilen cevaplanmasını umut ettiğim soruların devamı geldi. Bu denli güçlü parçalar, bu kadar özenli seçilmiş aksesuarlar bir araya nasıl getirilmiş olabilir? Mağazanın yaratıcısı kim? Ürünler nereden geliyor? Hikayeleri nedir?
Aldığım cevaplar sonrası tahminlerimin beni yanıltmaması yüzümde küçük bir tebessüm oluşturdu. Zaten bu denli egzotik, etnik ve doğal malzemelerle üretilmiş özel parçaları bir araya getiren kişi, farklı kültürleri bizzat deneyimlemiş olmalıydı.
Gökçen Adıgüzel'den bahsediyorum. Neredeyse 40 yıldır gerçekleştirdiği seyahatleri sonucunda Taoizm ve Zen Budizm’e olan ilgisi onu Wabi-Sabi felsefesiyle tanıştırmış. Wabi- Sabi, adını ve anlamını Japon kültüründen alan, insanı doğal döngünün bir parçası olarak görmek isteyen, güzelliği ayrıntılarda bulmaya davet eden, kişinin psikolojik sağlığına pozitif etkisi olduğu inanılan bir yaşam felsefesi.
El işçiliği ile üretilmiş olan parçalara her zaman farklı gözle bakarım. Değerlendirmeye başlamadan önce elimde birkaç saniye incelediğim ürünün ne kadar sürede kim tarafından üretildiğini düşünürüm hep. Benim için değerlidir zaman ve zaman ayıran eller. Sanırım bu nedenle kopmam uzun sürdü Primitif'ten. Eğer sizin de yolunuz buraya düşerse, özgün, titiz bir el işçiliği ve en önemlisi sevgi ile üretilmiş hikayesi olan parçaları bir arada görebilmenin tadını çıkarın.
Ürünlerin her birinin dünyanın bir ucundan gelmiş olması düşüncesi ise bayıldığım kaktüsleri alıp eve götürmem yönünde ikna eden son nokta oluyor. Gana’dan, Kamerun’dan, Mali’den gelmiş yol yorgunu misafirleri daha fazla bekletmek olmaz! Türk misafirperverliğiyle sevdiklerimi kucaklıyor ve evimin yolunu tutuyorum.