Bazı mağazalara, mağaza deyip geçmek bazen haksızlık olur. Bu mağazayı özel kılan pek çok detay da bize bunu ispatlar nitelikte. Haydi hemen içeri girelim... Ana girişten geçince, mağazanın Louis Vuitton’un Damier deseninden ilham alan ve bir heykel niteliği taşıyan cephesiyle karşılanıyorsunuz. Cephe, Türk limra taşı kullanımı sayesinde antik Türk kentlerini anımsatan iki boyutlu amorf ve kıvrımlı bir forma dönüştürülmüş. Bu malzeme aynı zamanda kadın deri ürünlerine ayrılan alanın tasarımına da dahil edilmiş. Mağazanın tam kalbinde, mücevher ve saat koleksiyonlarının yanı sıra, lüks ve egzotik deri ürünleri sunmak üzere tasarlanmış göz kamaştırıcı özel bir bölüm de yer alıyor. Çok sayıda mum ve parfümün bulunduğu alana kadar tavan ve kapıları kaplayan Marcel Wanders’in elmas deseni, müşterilerin dikkatini tamamen ürünlere çekiyor. Kadın Giyim dünyasına ayrılmış bir alanda, en yeni koleksiyonların kıyafet ve ayakkabılarına; Benji Boyadgian, Simone Cenedese ve Russel Frampton gibi sanatçılara ait sanat eserleri ve çeşitli oturma alanları ile Osmanlı stili kanepeler eşlik ediyor.
Richard Marti-Vives’in sanat eseri, çok sayıda deri ürünün ve en yeni koleksiyonlara ait ayakkabı ve hazır giyim seçeneklerinin yer aldığı erkek giyim alanında görülebiliyor.