İş ve okul hayatının yoğunluğu bizlere hayattan zevk almayı çoğu zaman unutturuyor. İşten uzaklaşsak bile zihnimizde ‘yarın yapılacak ne vardı’ listesi dönüp duruyor. Daha mutlu bir yaşam diliyorsanız kendinize ayırdığınız zamanlarda ‘o andan’ başka bir şey düşünmemeye dikkat edin.
Her haftaya başlarken önümüze hedefler koyup, planlar yapıyoruz. Ancak hafta içinde planımız biraz olsun bozulunca sinirleniyor ve hayal kırıklığı yaşıyoruz. Bunun yerine haftalık programınızda esnek davranırsanız, hem kendinize zaman ayırırsınız hem de öfkelenmekten kaçınırsınız. Arkadaşınızla yapacağınız küçük bir sinema kaçamağı sizi programınızın gerisine düşürse de keyifli vakit geçirdiğiniz gerçeğini değiştiremez.
Sakin olmak hem iş yükünüzü azaltır hem de daha az stressiz olmanızı sağlar. Bazı durumlar karşısında sakin kalmak kolaymış gibi gözükebilir, ancak bu zamanlar olgunluğunuzu, deneyiminizi ve bilginizi test etmek için bir sınav niteliği taşır.
Uçaklarda ne derler: “Önce kendi oksijen maskenizi takın sonra yakınınızdakine yardım edin.” Eğer kendimize iyi davranmazsak, başkalarına karşı iyilik ve şefkat gösteremeyiz. Sakin bir yürüyüşe çıkın, güneşin tadını çıkarın, kitap okuyun, yeni bir makyaj deneyin, arkadaşınızla buluşun...
Hiçbir planınızın olmasın ve pijamalarınızın içinde koltuğa yayılıp uzun zamandır izlemeyi planladığınız filmleri izleyin. Bu şekilde zihninizi boşaltıp, haftanın stresini atabilirsiniz. Bu ‘hiç’lik duygusu tembellikle karıştırılmamalı. Zaten tüm hafta boyunca adete bir savaşçı gibi koşuşturuyorsanız, arada hiçbir şey yapmamak için zaman ayırın!