Aslında dokunmatik ekranların ve bize sağladıklarının etkisine kapılalı çok uzun zaman olmamıştı. Fakat COVID- 19 ise hepimizi temas ettiğimiz yüzeyler ile ilgili olarak ‘alarma’ geçirdi. Dolayısıyla COVID-19 sonrası dünyada, daha az dokunmatik ve daha çok ses tanıma özellikli teknoloji ile karşı karşıya olmamız bekleniyor. Mobil teknolojiler ile sağlanan temassız ödeme sistemlerinin ortaya çıkışına salgından önce şahit olduk. İnsanların dokunulan yüzeyleri azaltma isteği birlikte bu sistemlere ilginin artması bekleniyor. Sosyal medya filtrelerinden aşina olduğumuz yüz tanıma teknolojisini ise fiziksel teması azaltmak amacıyla birçok sektörde çok daha fazla görebiliriz.
COVID-19 insanların evden çalışmaya ve sosyal izolasyona uyum sağlamasına neden oldu. Evlere sığındığımız bu dönemde toplantıları, dersleri, egzersizleri dijital olarak sürdürmenin yollarını ve bunları COVID-19 sonrasında da sürdürebileceğimizi gördük. Şahsen, toplantı için başka bir ülkeye gitmenin çok da gerekli olmadığını ve her türde toplantı için video görüşmelerin verimli olabileceğini gördüm. Kızım ise ilk piyano dersini bir video görüşmesi aracılığıyla aldı ve sürpriz bir şekilde iyi sonuçlandı!
Pandemi süresince datanın gücünü gerçek zamanlı olarak görüyoruz. Bu deneyimden kazandığımız dersler, ilerideki salgınları gözlemlerken interneti, teknolojiyi ve datayı kullanmada fayda sağlayacak.Ulusal ya da küresel aplikasyonlar erken uyarı sistemi olarak kullanılabilir. Bu uygulamalar semptom gösteren kişileri raporlayabilir ve takibini sağlayabilir. GPS verileri virüs taşıyan kişilerin konumunu, kimlerle temasa geçtiklerini belirleyebilir. Tabii tüm bu teknololojiler özel hayatın gizliliği ve datanın suistimal riski gözetilerek kullanılmalı…
COVID-19 ilacını ve aşısını ne kadar hızlı bir şekilde bulabilirsek bu salgın o kadar hızlı bir şekilde frenlenecek… Ve Yapay Zeka ilaç geliştirme aşamasında ideal partner! Çünkü insan emeğini hızlandırabiliyor. Şu anda edindiğimiz tecrübe, ilerideki salgınlarda yapay zeka kullanımına ışık tutacak.
Bazı şirketler çoktan online alışverişin şifresini çözmüş olsa da, COVID-19 ile birlikte alışveriş hiç olmadığı kadar çok online’a taşındı. COVID-19 sonrasında yalnızca dört duvardan oluşan mağazaları olan şirketler de online’da var olmanın ve teslimat yapmanın bir yolunu bulacak.
Robotlar virüsten etkilenmiyor. Her ne kadar şimdiye kadar market alışverişi teslimatında, sağlık sisteminde ya da fabrikalarda hayati rollerde kullanılmış olsalar da şirketler robotların bize nasıl destek olabileceğini, COVID-19 sonrası dünyada ve gelecekteki salgınlarda önemli rollerde kullanılabilecekleri gerçeğini artık fark etti.
Etkinlik organizatörleri ve katılımcılar yüz yüze organizasyonları dijitalleri ile değiştirmek durumunda kaldı. Mesela ben Londra Meclis Binası’nda düzenli olarak teknoloji oturumlarına katılıyordum. Bu hafta ‘ Eğitimde Yapay Zeka’ konulu oturum sanal olarak gerçekleştirildi, gayet iyi geçti ve aslında çok daha fazla insan katıldı. Böylesi yoğum bir katılımı daha önce deneyimlememiştik, dünyanın pek çok bölgesinden katılım sağlandı. COVID-19 sonrası dünyada tüm etkinliklerin sanal olacağını söylemiyorum ama bir kısmı yüz yüze gerçekleşirken bir ksımı dijatale taşınan melez etkinlikler olacağını düşünüyorum.
Bu süreçte COVID-19 nedeniyle spor organizasyonlarının, maçların ve etkinliklerin iptaline şahit olduk. Öte yandan dijital sporlar yükselişte. F1 yarışlarının bile televizyonda dijital versiyonları yayınlanıyor. Ana akım sporların aksine dijital sporlar kolaylıkla dijitale geçiş sağlayabilir. Etkinliklerde olduğu gibi spor dünyasında da gelenekselin ve dijitalin karması alternatfiler sunulacağını söyleyebilirim.