Yüksel Aksu’nun yazıp yönettiği ‘Bak Postacı Geliyor’, 1950’lerin sonunda küçük bir Ege kasabasında geçen sıcacık bir aşk hikâyesi anlatıyor. Posta memuru Osman’ın, imkânsız aşkı Gülizar’a kavuşma çabası; kasabanın renkli dokusu ve dönemin nostaljik atmosferiyle birleşerek duygusal bir anlatı oluşturuyor.
Mali Ergin’in yönettiği ‘Bugün Güzel’, hayat koşturmacasında ‘anı yaşamak’ fikrine odaklanan içten bir komedi-dram. Sağlıklı yaşam programlarıyla tanınan Ali Candemir, beynindeki tümör teşhisiyle hayata yeniden bakmak zorunda kalırken, hemşire Güneş’in varlığı ona umut olur. Oğuzhan Koç, Ayça Ayşin Turan ve İbrahim Selim’in başrollerinde yer aldığı film; gerçek mutluluğun kusursuzluk değil, bugünü kucaklamak olduğunu hatırlatıyor.
Haftanın animasyon filmlerinden ‘Tom ve Jerry: Kayıp Pusula’ (Tom and Jerry: Forbidden Compass), ikonik ikiliyi bu kez zamanda yolculuğun merkezine yerleştiriyor. Bir müze kovalamacası sırasında buldukları gizemli pusula Tom ve Jerry’yi başka bir çağa ışınlar; ikili, hem kendi tartışmalarını hem de yeni dünyadaki maceraları dengelemeye çalışır. Fantastik unsurlarla zenginleşen animasyon, ailece keyifle izlenebilecek bir serüven sunuyor.
Stanley Kubrick’in kült klasiği ‘Cinnet’ (The Shining), bu hafta IMAX formatıyla yeniden beyazperdede. Jack Torrance’ın ailesiyle birlikte Overlook Oteli’ne yerleşmesinin ardından yaşanan doğaüstü olaylar, kar fırtınasıyla tamamen izole olan otelin giderek artan gerilimiyle birleşir. Jack Nicholson’ın unutulmaz performansıyla sinema tarihinin en güçlü psikolojik korkularından biri.
Eva Victor’un yazıp yönettiği ‘Üzgünüm, Bebeğim’ (Sorry, Baby), üniversite akademisyeni Agnes’in başından geçen travmatik bir olayın ardından hayata tutunma mücadelesini anlatıyor. Beş yıla yayılan hikâyede Agnes’in çevresi hayatına devam ederken, onun iyileşme süreci zor ve incelikli bir yolculuğa dönüşür. Duygusal derinliği yüksek film, Naomi Ackie ve Louis Cancelmi’nin katkısıyla etkileyici bir dram yaratıyor.
Michelle Danner’ın yönettiği ‘Yıldızların Altında’ (Under the Stars), tutkudan uzak bir ilişki içinde sıkışıp kalan bir aşk romanı yazarının ilham arayışı için İtalya’ya uzanan yolculuğunu anlatıyor. Burada tanıştığı kadın, hem duygusal hem yaratıcı bir uyanışın kapısını aralar. Andy Garcia ve Toni Collette’in başrolleri, filmi sıcak bir romantik-komedi atmosferine taşıyor.