‘CREED III: Efsane Devam Ediyor’, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir dövüşçü olan Damian ile yüzleşmek zorunda kalan boksun idolü Adonis Creed'in hikayesini anlatıyor. Adonis Creed, sonunda Ivan Drago'nun oğlu Viktor'u yenerek boksun zirvesindeki yerini sağlamlaştırmıştır. Kariyerinin yanı sıra kız arkadaşı Bianca ile de mutlu bir yaşam süren Adonis’in hayatında her şey yolundadır. Ta ki eski çocukluk arkadaşı Damian, yıllar sonra aniden ortaya çıkana kadar. Hapisten yeni çıkan Damian, ringe çıkmak ve Adonis'e karşı kendini kanıtlamak için hazırdır. Ancak her ikisi için de bu düello, sadece sportif bir hesaplaşmadan daha fazlasıdır.
Fredrik Backman’ın aynı adlı romanından uyarlanan ‘Hayata Röveşata Çeken Adam’, emekli olan huysuz bir adamın hayatına odaklanıyor. Eşini kaybeden ve günlerini onun mezarını ziyaret ederek geçiren Otto Anderson’ın tek eğlencesi, bıktırdığı komşularını eleştirmek ve acımasızca yargılamaktır. Mahallenin huysuz ihtiyarı olan Otto’nun hayatı, yan dairesine yeni komşularının taşınmasıyla bambaşka bir hal alır. Marison kıvrak zekasıyla tam da Otto’nun dişine göre bir rakiptir. Çok geçmeden aralarında beklenmedik bir dostluk başlar.
‘Yaşamak’, ömrünün son günlerini yaşayan bir adamın hikayesini anlatıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında harap olan Londra’da kıdemli memur olan Williams, şehrin bürokrasisini yeniden inşa etmek için mücadele eder. Ofiste evrak işlerine gömülen, evde ise yalnız bir yaşam süren Williams için hayat oldukça boş ve anlamsızdır. Ancak, sarsıcı bir tıbbi teşhis, hayatını gözden geçirmesine neden olur. Ölümcül bir hastalığı olduğunu öğrenen William, işe gitmeyi bırakarak hayatı dolu dolu yaşamaya başlar.
Pathaan, Hindistan gizli servisi RAW'ın bir ajanıdır. Uzun süredir öldüğü düşünülen Pathaan, beklenmedik bir anda yeniden ortaya çıkar. Çünkü eskiden de peşinde olduğu ve son seferinde onu kandıran bir terör örgütü geri dönmüştür. Liderleri Jim, Hindistan'ı sallayacak korkunç bir saldırı planlar. Onu yalnızca Pathaan durdurabilir; ancak bunun için yalnızca meslektaşlarının değil, her şeyden önce gizemli Rubai'nin yardımına ihtiyacı vardır.
Yıllar önce babasının kaybeden Marie, annesi ile birlikte yaşar. Zor şartlarda yaşam süren ailenin durumunu bilen kötü kalpli Mr. Ratter, bu durumdan yararlanarak Marie’nin annesine evlilik teklif eder. Ratter, Marie’ye de iyi gözükmek için ona Fındıkkıran adında oyuncak bir asker hediye eder. Marie’nin annesi yaşadıkları şartlardan dolayı teklifi kabul etmek zorunda kalır. Ancak bu karar Marie’yi mutsuz eder ve mutlu çocukluk yıllarına geri dönmeyi diler. Dileği mucizevi bir şekilde gerçekleşen Marie, kendisini sihirli bir dünyanın içinde bulur. Bu dünyada çocukken oynadığı oyuncakları kuzu Curly, devekuşu Red Beak ve yeni hediye edilen oyuncak asker Fındıkkıran canlanmıştır. Ayrıca, Marie’nin de boyu oyuncakları kadar küçülür. Bu sırada Fındıkkıran’ın, kötü kalpli üvey annesi tarafından büyü yapılarak oyuncak askere dönüştürülen Çiçekler Diyarı’nın gerçek prensi George olduğu ortaya çıkar. Fındıkkıran’ın tekrar gerçek prens George’a dönüşmesi ve Marie’nin de evine dönebilmesi için Çiçekler Diyarı’na yolculuğa çıkıp büyüyü bozabilen sihirli flütü ele geçirmeleri gerekmektedir.
‘Tom Medina’, çocuk mahkemesi tarafından Fransa’nın güneyine, doğa ile uyum içinde yaşayan Ulysse’nin bakımını gerçekleştirmek için gönderilir. Burada boğa ve atların büyüsüne kapılan Tomm, Ulysse’nin rehberliğiyle hırsızlığı bırakır. Artık değişmeyi arzulayan Tom, beklemediği bir düşmanlıkla karşı karşıya kalır. Bu duruma isyan eden Tom’un yolu, kaderiyle savaşırken Suzanne ile kesişir.
‘Kaptan Porsuk Kayıp Hazinenin Peşinde’, tehlikede olan tünellerini kurtarmak için zorlu bir maceraya atılan Knutsen ve Ludvigsen’in hikayesini konu ediyor. Knutsen ve Ludvigsen tünellerini kaybedebileceklerini keşfettiklerinde drama başlar. Onlara sadece efsanevi korsan Kaptan Knutsen yardımcı olabilir. Ama o nerededir? Knutsen ve Ludvigsen, Kaptan Knutsen'i bulmak ve tünellerini kurtarmak için çılgın bir maceraya atılırken inanılmaz bir yolculuk başlar. Ancak kurtuluş, kimsenin tahmin etmeye cesaret edemeyeceği kadar yakındır.