ARA
(Tully)
Charlize Theron ve Mackenzie Davis’i buluşturan film, üç çocuğuna yetişmekte zorlanan bir annenin, yeni doğmuş bebeğine bakması için işe aldığı gece bakıcısıyla kurduğu beklenmedik bağı konu alıyor.
(Still Alice)
Başrolünde, Hollywood’un en güzel aktrislerinden Julianne Moore’un yer aldığı filmde, kendisine konulan Alzheimer teşhisiyle aile bağları test edilmeye başlayan bir dilbilim profesörünün öyküsü anlatılıyor.
(The Dressmaker)
Kate Winslet ve Hugo Weaving’in başrolünü üstlendiği, Rosalie Ham’ın çok satan romanından uyarlanan Düşlerin Terzisi, geçmişinde yaptığı hatalarla yüzleşmek ve onları düzeltmek için memleketine dönen eski ‘femme fatale’ Tilly Dunnage’ın çarpıcı öyküsünü anlatıyor. Bu öyküde aşk, intikam ve farklı stiller öne çıkıyor.
(Euphoria)
Başrolünü güzel aktris Eva Green’in üstlendiği filmin öyküsü, pek de iyi geçinemeyen iki kız kardeşin Avrupa’ya yaptıkları ve bir anda gizemli bir hal alan yolculukları üzerine kurulu.
(Please Stand By)
Filmde, genç aktris Dakota Fanning’in canlandırdığı genç bir otistik kadın, bilimkurgu kültü ‘Star Trek’le ilgili 500 sayfalık yazısıyla bir Hollywood yarışmasına katılmak için bakıcısından kaçıyor.
(Atomic Blonde)
Soluk soluğa izleyeceğimiz bu öyküde, güzeller güzeli aktris Charlize Theron, MI6’in en ölümcül suikastçısı Lorraine Broughton’u canlandırıyor. Kaçış ustalığı ve yakın dövüşteki yeteneğiyle bilinen Sarışın Bomba, soğuk savaş sırasında bir ajanın öldürülmesini araştırmak ve eksik ajanlar listesini bulmak için Berlin’e gönderilir ve Berlin istasyon şefi David Percival ile iş birliği yapar. İkili gerilim dolu büyük bir aksiyona atılır, ancak Lorraine’in gelişi sır olarak kalmayacaktır.
(After I’m Gone)
Marie-Laure Picat ve Anne Berthod tarafından yazılmış ‘Le courage d’une mere’ kitabından uyarlanan dramada kanser hastası bir kadının, ölümünden sonra çocuklarını bir arada tutmak ve onlara sevgi dolu bir yuva sağlamak için Fransız hükümetine karşı verdiği mücadelenin öyküsü anlatılıyor.
(Love & Friendship)
Filmde, 18’inci yüzyılın sonuna romantik ve eğlenceli bir seyahat yaşayacağız. Başrolde Kate Beckinsale’i barındıran bu güzel filmin 1790’larda geçen öyküsü, çekici dul Susan’ın kendisi ve kızı Frederica için uygun eşler aramasını ve genç erkeklerin kadınlar karşısındaki zayıflığını konu alıyor.
(A Tale of Three Sisters)
Dünya prömiyeri 69. Berlin Film Festivali’nde gerçekleşen Kız Kardeşler, annelerinin vefatından sonra besleme olarak verilen farklı yaşlardaki üç kız kardeş Reyhan, Nurhan ve Havva’nın köylerine geri dönmeleri sonrası gelişen olayları konu ediniyor.
(Amazing Grace)
Amazing Grace, 2018 yılında kaybettiğimiz sevilen müzisyen Aretha Franklin’in hayatına odaklanıyor. Belgeselde, 1972 yılında Aretha Franklin’in Los Angeles’taki New Bethel Baptist Kilisesi’nde verdiği görkemli konser gözler önüne seriliyor. Gerçekleştirdiği bu muhteşem konseri Amazing Grace adını verdiği bir albüm ile kayıt altına alan Aretha Franklin, bu albümü ile yalnızca Amerika sınırlarında 2 milyon satış rakamına ulaşmıştı. Franklin’in dünya çapında en fazla saan albümü olan ‘Amazing Grace’, aynı zamanda müzik dünyasının da kutsal albümlerinden biri olarak kabul görüyor.
(The Model)
Yeni ortaya çıkan model Emma, uluslararası bir üst model olma hayalini gerçekleştirme şansı yakaladığında, Danimarka’daki günlük hayatını geride bırakır ve Paris’e taşınır. Yeni memleketindeki fotoğraf çekiminde çekici fotoğrafçı Shane White ile tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. Ancak ilişkileri kısa süre sonra Emma için tehlikeli bir takıntıya dönüşür.
(A Tale of Love and Darkness)
Ünlü yazar Amos Oz’un gençliğine odaklanan ve Natalie Portman’ın yönetmeliğini ve başrolünü üstlendiği film, genç bir adamın annesi ile ilişkisini ve yazarlığa başlamasını ele alıyor. Ayrıca filmde, yazdığımız hikayelerin başımıza gelmesi konusunu işleniyor.
(War Flowers)
Amerikan sivil savaşı döneminde North Carolina’da yaşayan ve yalnız bir anne olan Sarabeth Ellis, bir yandan 7 yaşındaki kızı Melody’le ilgilenirken diğer yandan aile çiftliklerine zarar gelmemesi için savaşmaktadır. Kuzey ve Güney arasındaki stratejik bölgede yer alan bu çiftlik, Sarabeth’in en küçük kızının bir hastalığa yakalanıp ölmesinden sonra kedere boğulmuş ve artık genç kadın için savaş başlamıştır. Melody ise babası John’un savaştan dönmesinin dışında bir şey düşünmemekte, kendi hayal evreninde yaşamaktadır. Bu esnada kuzeyli bir asker olan States Louis yaralanır ve çiftliklerine sığınır.
(3 Meters Above The Sky)
Farklı dünyalara ait iki insanın tutkulu aşk öyküsünün anlatıldığı gençlik filminde başrolleri Maria Valverde ve Mario Casas paylaşıyor. Filmde Babi ve Hache (H.) birbirlerinden çok farklı olan lise çağında iki gençtir. H. orta sınıf bir aileden gelen asi, tehlike seven, kısıtlanmaya gelemeyen ve çok çapkın bir delikanlıyken, Babi üst orta sınıf ailesinin rahat yaşam koşulları içinde, masumiyetin ve ahlaki değerlerin ön planda tutulduğu bir yaşam sürmektedir. İlk tanıştıklarında birbirlerinden nefret eden ikili, zamanla karşı koyamadıkları bir çekimle birbirlerine tutulurlar. Her ikisi de hayatta ilk kez gerçek aşkı ve bağlanmayı yaşarlar. Ailelerinin ve çevrelerinin tüm karşı koymalarına rağmen...
(Love And Mary)
Mary, fırınının kapılarını açık tutmak için mücadele eden sofistike bir pasta ustasıdır. Tahliye ile karşılaştığında, enteresan Teksas’lı ailesinden ölçülebilir bir nişan hediyesi almak için nişanlısı Brent ile birlikte evine geri dönmeye karar verir. Brent alerjilerden sıkıntı çektiğinde ve seyahat edemez hale geldiğinde, kendesine tıpatıp benzeyen ikiz abisi Jake’i hapisten çıkarır ve onu nişanlısı Mary ile bırakarak evine geri döner.
