Yazımın ilk bölümünde anlattığım maddelere hyaluronik asit ile devam ediyorum. Derimizin sağlıklı ve diri görüntüsünde rol alan önemli faktörlerden biri de içeriğindeki hyaluronik asit denilen şeker yapısındaki ana yapıtaşı. Bu temel yapıtaşı da 30’lu yaşlarla birlikte belirgin olarak azalmaya başlıyor. Bu nedenle eksilenleri yerine koymak yaşlanma sürecinin kontrolunde önemli.
a. Dolgu dışı hyaluronik asit: 'Volite' yılda bir veya iki kez yaptırdığınızda deri altı hidrasyonunu sağlayan bir uygulama. Uygun dozda yapıldığında deri yaşlanmasında belirgin yavaşlatıcı özelliğe sahip. Kullanılan ürün, miktar ve yapılış şekli başarının anahtarı.
b. Dolgu amaçlı hyaluronik asit: Hyaluronik asit dolgular yaş alma sürecinin iyi yönetilmesi ve güzelleşmedeki en önemli yol arkadaşımız. Dolguların kalitesi ve kullanış şekli çok önemli. Abartılı sonuçlardan kaçınmak için nokta lifting teknikleri tercih edilebilir. Destek noktalarına verilen dolgular hem eksilen hyaluronik asit açısından hem de derinin taşıyıcı desteğinin arttırılması açısından kritik.
Derimiz kolajen ve elastin lifleri yıpranması ile zaman içerisinde sarkmaya başlar. Bu karmaşık süreçte yumuşak dokuda azalma, deri altının yeterli beslenmemesi, neminin eksilmesi de rol oynar.
a. BBL: Geniş spektrumlu ışık teknolojisi deri altına hasar vermeden uyarı sağlayarak yeni kolajen oluşumunu sağlar, buna bağlı olarak kaybolmaya başlayan esnekliği geri kazanmak olasıdır.
b. Danish Skin: Fraksiyonel bir tip laser olan bu teknolojide üst tabakadan yapılan atışla deri altına ulaşıp yaratılan hasarla sıkılaşma ve doku üretimi sağlanır.
c. Fibroblast Kültürü: Kök hücre diye bilinse de gerçek adı fibroblast kültürü olan bu uygulamada kişiden alınan deri parçasından kolajen üreten hücreler ayıklanmakta ve yine kişinin kanından elde edilen büyüme faktörleri ile çoğaltılmaktadır. Yaklaşık 4-5 haftada çoğaltılan bu hücreler tekrar kişiye enjekte edilerek kollajen üreten hücre sayısında bir artış sağlanır. Böylelikle elastikiyet kazanımı elde edilir.
d. Strawberry Lift : İki farklı enerjiyi, düşük doz lazer ve sessiz ultrasonu, beraber kullanan bu teknoloji özellikle boyun bölgesi elastikiyet kayıplarında çok başarılı. Hem yağ tabakayı hem de sarkıklığı azaltması nedeniyle özellikle İngiltere'de çok beğenilen bu teknoloji de elastikiyet denilince akla gelen cihazlardan.
Derimizde ve altında yıpranma süreci başladığında hemen yaşlı görünmüyoruz ama bize birtakım sinyaller vermeye başlıyor. Olmadığımız halde ‘Yorgun musun? Üzgün müsün? Kızgın mısın? sorularını almaya başladıysak bu yıpranmanın belirginleştiğinin önemli bulgusu. Bu noktada artık mutlaka önlem almak lazım. Duyguların adeta olumsuzdan olumluya çevrilmesi mümkün ancak sıklıkla bir kombinasyon tedavisi ile… Tabii ki önce bir durum değerlendirilmesi lazım. Yani yaşınıza ve güzelliğinize bir check-up yapmak gerekli.
a. Visia - Bilgisayarlı Deri Analizi: Güzellik ve yıpranma check-up’ında en önemli unsurlardan biri. Deri ve deri altının özelliklerini skorlayan ve eş zamanlı olarak deri yaşını gösteren bu teknoloji ihtiyaçlarınızı belirlemede en önemli yol göstericilerden.
b. Facemotion Analizi: Yüz tanıma teknolojileri kullanılarak yapılan bu değerlendirmede yüzdeki olumsuz ve olumlu duygular değerlendirilmekte ve yapılması gereken işlemler hakkında tavsiyelerde bulunulmakta. Bir Türk teknoloji firması tarafından gerçekleştirilmiş olan bu analiz hem pratik hem de çok faydalı.
c. 3D Volüm Analizi: Üç boyutlu değerlendirmeler artık estetiğin vazgeçilmez bir parçası. Yapay zeka teknolojilerinin de kullanılması ile sadece derinin değil tüm katmanların değerlendirilmesi mümkün.
Derinizin eşit bir renge sahip olması onun sağlıklı olduğunun bir göstergesi olduğu gibi, değişik renk bozuklukları göstermesi de yıpranmanın bir kanıtı olduğu gibi aynı zamanda bazı hastalıkların da işareti olabilir.
a. BBL: Geniş spektrumlu ışık teknolojisi deri altına hasar vermeden uyarı sağlayarak yeni kolajen oluşumunu sağlar. Özel filtreler kullanıldığında bu teknoloji aynı zamanda yıpranmaya bağlı ortaya çıkan kahverengi lekelerin tedavisinde de kulllanılır. Özellikle yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan renk koyulaşmalarında çok etkin bir tedavidir.
b. Cosmelan: Yaşlanmadan daha çok Güneş ve hormonların etkisi ile ortaya çıkan renk koyulaşmaları için tercih edilir. Uygulama protokolü ve öncesinde yapılması gereken hazırlık kadar sonrasında Güneş’den korunma şekli de önemlidir.
c. Coolaser: Erbium lazer ile yapılan ablatif bir uygulamadır. Deri üst tabakasındaki leke ve düzensizlikleri azaltır. Standart lazerlere göre çok daha hızlı atış yaptığı için çevresinde ısıya bağlı yanık oluşturmaz.
d. Renk Açıcı Enjeksiyonlar: Diğer yöntemlere göre etkinlikleri daha az olmakla beraber kombinasyon olarak tercih edilebilirler. Tek başına kullanıldıklarında probiyotik takviyeleri veren kozmetikler beraberinde verilmelidir.
Derimiz yaşlandıkça inceliyor ve damarlar daha belirgin hale geliyor. Güneş hasarı, aşırı hasas deri yapısı veya genetik özellikler de bazen damar yapısının yüzeyel olmasına ve genel bir kırmızılığın derimize hakim olmasına neden oluyor. Derimizin aşırı solgun olmasını istemediğimiz gibi gereğinden daha kırmızı görünmesi de tercih edilmez. Bu kırmızılıkların öncelikle bir dermatolojik hastalığın belirtisi olmadığını tespit etmek gerekir. Kalın ve belirgin damarlar özellikle bacaklarda mevcutsa bu takdirde de Damar Cerrahisi ile dolaşım sistemi gözden geçirilmelidir.
a. Copper Bromide Lazer: Derideki kırmızılıkların ve damarların azaltılmasında etkin bir yöntemdir. Kırmızı yüz diye bilinen durumda aşamalı olarak kızarıklıkların kontrol altına alınması ve derinin daha sağlıklı bir görüntüye ulaşmasını sağlar.
b. Skleroterapi: Damar içerisine çok ince iğneler ile girilerek damar kapatıcı birtakım ilaçlar enjekte edilir. Bu işlem yüzeyel damar problemleri için kullanılabilir.
Mutlaka okuyun: Cilde iyi gelen 5 madde