En iyi güneş koruyucu, aslında kişilerin tekrar tekrar kullanılabildikleri kullanım konforu olan güneş koruyuculardır. Bunun dışında geniş spektrumlu (UVA ve UVB) koruma sağladığından, 30 veya daha yüksek bir SPF’ye sahip olduğundan ve suya dayanıklı olduğundan emin olunmalıdır. Güvenilir markaların ve dermatolojik testlerden geçmiş ürünlerin tercih edilmesi çok sağlıklı olacaktır. Kullanılan güneş koruyucunun türü kişisel tercih meselesidir ve vücudun korunacak bölgesine göre değişiklik gösterebilir. Kuru ciltler ve yüz için kremler, yağlı ciltler ve saç derisi için jeller, göz çevresi için sticklerin kullanımı uygundur. Spreyler, çocuğun cildine uygulanması kolay olduğundan bazen ebeveynler tarafından tercih edilmektedir. Mist formda deodorant gibi sıkılabilen güneş koruyucular ise makyaj üzerine uygulama için avantajlı olabilir. Renkli güneş kremleri, güneşin UVA ve UVB ışınlarına ek olarak görünür ışığa karşı da koruma sağlar. Bazı nemlendiriciler ve kozmetikler SPF’ye sahiptir. Bu ürünler kullanışlı olsa da, dışarıda olduğunuzda güneş koruyucunun yaklaşık her iki saatte bir yeniden uygulanması gerektiğini unutmayın. Bazı güneş koruyucularının suya dayanıklı olmasına rağmen hiçbir güneş koruyucunun %100 ‘su geçirmez’ olmadığı unutulmamalı ve suya girdikçe tekrarlanmalıdır.
Güneş koruyucular, güneşin yaratacağı oksidasyona karşı cildi koruyabilmesi için geniş spektrumlu olmalı, yani içeriğinde antioksidanlar barındırmalıdır. Ayrıca cildimizi yaşlanmaya, alerjilere, lekelere ve DNA hasarına karşı güçlü bir şekilde koruyabilmesi için UVA koruması olmalıdır. Eğer leke endişesi varsa, görünür ışığa karşı da koruma sağlayan fondötenli tinted güneş koruyucular tercih edilmelidir. FDA tarafından güneş koruyucularda kullanımı tamamen yasaklanan ve bulundurulmaması gereken iki filtre bulunmaktadır: PABA ve Trolamine salicylate. Paraben, endokrin sistemi bozduğundan güneş koruyucularda kullanılmamalıdır.
Sun Protection Factor yani Güneş Koruma Faktörü anlamına gelen SPF, güneş koruyucunun cildi UVB ışınlarından koruma yeteneğini ölçer. SPF değeri yükseldikçe, güneşten koruma oranı değil, UVB ışınlarına karşı koruma süresi artar. Örneğin, krem kullanılmadığında cilt güneş altında 10 dakika içinde kızarmaya başlıyorsa, SPF 15 güneş kullanıldığında bu süre 15 katına kadar çıkar ve krem, güneşe karşı yaklaşık 150 dakikalık bir koruma sağlar. Ürünün cildi koruma etkisi de o kadar güçlüdür. Güçlü koruma için yüksek, bronzlaşmak için ise daha düşük koruma faktörü tercih edilebilir. Genel olarak kış aylarında en az SPF 30 ve yaz dönemlerinde ise SPF50+ tercih edilmelidir.
Güneşin vücuda verdiği hasar UV ışınlarından kaynaklanır. İki tür UV ışını vardır. UVB, çoğunlukla yaz aylarında mevcuttur. Güneş ışınlarının çoğunluğunu temsil eden, bulutlu kış günleri dahil olmak üzere tüm yıl boyu bulunan UVA ise görünmezdir, pencerelerden bile geçebilir. UV ışınları kirlilik ile birleştiğinde, bu iki faktör cilt üzerindeki oksidatif stresi artırabilir. Buna ‘foto kirlilik’ denir ve ciltteki yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmasında büyük rolü vardır. Güneş yanığı, güneşin neden olduğu bir tür cilt hasarıdır. Bronzlaşma aynı zamanda cildin potansiyel olarak zararlı UV-B ışınlarına karşı, ek pigmentasyon üreterek tepki gösterdiğinin bir işaretidir. Güneşte korunmasız vakit geçirmek; cilt kanseri ve erken cilt yaşlanması riskinizi artırır. Tüm ten renkleri bu hasara karşı risk altındadır. Riski azaltmak için güneş ışınlarının en yoğun olduğu saat 10.00 ile 14.00 saatleri arasında güneşte geçirilen süre sınırlandırılmalıdır. Uzun kollu gömlekler, pantolonlar, güneş gözlükleri ve geniş kenarlı şapkalar gibi güneşe maruz kalan cildi kapatacak giysiler tercih edilmeli, SPF değeri 15 veya daha yüksek olan geniş spektrumlu güneş koruyucuları kullanılmalıdır. Güneş, sadece yaz aylarında değil tüm yıl boyunca cilt sağlığımızı tehdit ettiği için her mevsim güneş kremi kullanımı, günlük cilt bakım rutinin en önemli ürünlerinden biri olarak öne çıkıyor. Genel olarak FDA, bulutlu günlerde bile SPF 15 veya daha yüksek olan geniş spektrumlu güneş koruyucu kullanılmasını önerir. Etkili bir koruma için ürünün doğru miktarda, doğru şekilde ve doğru zaman aralıklarıyla kullanılması için dışarı çıkmadan 25-30 dakika önce uygulanmalı, en az iki saatte bir tekrarlanmalıdır. Yüzme ve terleme durumunda ise daha sık uygulanmalıdır.
Çocuklar için güneş koruyucusu seçerken nelere dikkat edilmeli? Yetişkinler için üretilmiş olan güneş kremleri çocuklar için kesinlikle uygun değildir. Yetişkinler arasında da hassas cilde sahip olanlar elbette olabilir, ama çocuk ve bebeklerin cildi yetişkinlere oranla çok daha hassas olduğundan; çocuklar için yoğun nemlendirici içeriği olan, hipoalerjik, paraben ve alkol içermeyen özel üretilmiş güneş koruyucular tercih edilmelidir. Çocuklar yetişkinlere göre denizde çok daha fazla vakit geçirdiği için ekstra su ve kuma dayanıklı, göz yakmayan ürünler seçilmelidir. Çocuk güneş koruyucuları FDA tarafından da yasaklanan ve hormon dengesini bozduğu kanıtlanan PABA ve Trolamine salicylate gibi filtreleri kesinlikle içermemelidir. Ayrıca Amerikan Pediatri Akademisi, 6 aydan küçük bebeklerde güneş koruyucu kullanılmasını tavsiye etmemektedir
Güneş cildin kurumasına neden olabilir. Yağlı bir cilt de olsa aşırı kuruluk sonrası rebound etkisi ile daha fazla sebum üretimi meydana gelebilir. Güneş sonrası cildi, bariyer onarıcı nemlendiricilerle nemlendirmeye dikkat edilmelidir. Eğer güneş yanığı oluştuysa, cildi yatıştırmaya yardımcı onarıcı bakım kremlerinden yararlanılabilir.
Koyu cilt lekeleri yani ‘Hiperpigmentasyon’, cildimize doğal rengini veren ‘melanin’ pigmentinin aşırı üretiminden kaynaklanıyor. Özellikle yaz aylarında daha çok maruz kaldığımız güneş ışınları, cilt lekelerinin en önemli nedenlerinin başında geliyor. Çünkü aşırı miktarda güneş ışınına maruz kalmak sadece leke oluşumuna değil, var olan lekelerin daha da koyulaşmasına yol açıyor. Güneş lekelerinden korunmak için günlük olarak geniş spektrumlu bir güneş koruyucu kullanmak gerekiyor. Iron oxide (Demir oksit) gibi renkli pigmentler içeren güneş koruyucuların melazmaya karşı daha iyi bir koruma sağladığı görülmektedir. Antioksidanlar güneşin serbest radikal oluşturmasını önlemeye yardımcı olmaktadır. Antioksidan içerikli güneş koruyucular da lekeyi önlemede tercih edilmektedir. Ayrıca güneş lekeleri için özel leke giderici, etkili serumlar günlük bakım rutinlerine eklenebilir.
Yazın havaların ısınmasıyla birlikte terleme ve terin pH’ına bağlı cilt bariyerinde bozulmalar görülebilir. O yüzden her gün düzenli olarak cilt bariyeri onarmaya yardımcı olacak, seramid içeren nemlendiriciler tercih edilebilir. Bununla beraber Atopik dermatiti olan kişiler de atak sayıları ve sıklığı yine yoğun terle artabilir. Bu tarz cilt problemi olan kişiler; atopiye uygun ancak daha ince dokulu nemlendiricilerle her gün ciltlerini nemlendirmeyi ihmal etmemelidir. En önemlisi de güneşin yoğun olduğu saatlerde vücudumuzu güneşten korumalıyız.
UVMUNE400 son 30 yılın UV filtrelerindeki en büyük inovasyonu. UV ışınlarının yaklaşık %30’u ultra uzun UVA dediğimiz 380-400 nm dalga boyundaki ışınlardır. Dünyaya inen UV ışınlarının üçte biri olan bu ışına karşı, yani en uzun dalga boyuna sahip, cildimizde en derine etki eden ve en zararlı ışınlara karşı en etkili koruma sağlayan UV filtresi Mexoryl 400 filtresini içeren teknoloji aynı zamanda sekiz çeşit E vitamini kompleksi ve La Roche-Posay termal suyunun bu eşsiz Mexoryl 400 filtresi ile bezenmesinden oluşuyor. Bu denli uzun dalga boyuna ve cildimizde en alt katmanlara kadar inebilen bu zararlı ışınlara karşı en etkili koruma Mexoryl 400, diğer güneş koruyuculardan çok farklı ve etkili bir koruma sunuyor. SPF50 referans formülüne kıyasla SPF 50+Mexoryl 400 (%3) için pigmentasyona, özellikle lekelere ve kırışıklıklar/doku ve sarkmaya yönelik yaşlanma karşıtı belirtilere karşı etkinliği kanıtlanmıştır.