İlk kez 2018 yılında ortaya çıkan ‘10 adımda Kore bakım rutini’, YouTube ve Instagram’da büyük bir etki yarattı. Bu trend, kısa sürede Türkiye’ye de ulaştı. ‘Cilt bakımının makyajdan daha önemli olduğu’ anlayışı Türk kadınları arasında da giderek yaygınlaştı.
Bugün ‘cilt bariyeri onarma’, ‘nem tabakası oluşturma’, ‘cam gibi cilt’ gibi ifadeler Türk kozmetik diline tamamen yerleşmiş durumda. Bu kavramlar artık yalnızca Kore’ye özgü değil; tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki kullanıcılar için de güzellik rutinlerinin bir parçası haline geldi.
Kore markaları Türkiye’de artık ‘niş’ bir alanın değil, ana akım güzellik anlayışının temsilcisi. Özellikle TikTok ve YouTube’da içerik üreten Türk influencer’lar, Kore rutinlerini birebir uygulayıp deneyimlerini paylaşıyor. Bu sayede K-Beauty ürünleri geniş bir kitleye ulaşıyor.
Konu bununla da sınırlı değil elbette… ‘Crash Landing on You’ veya ‘Business Proposal’ gibi popüler Kore dizilerinde görülen ürünler, Türkiye’de sık sık ‘viral satış’ etkisi yaratıyor. Ekranda görülen o ‘ışıltılı cilt’ ise, Türk kadınları için yeni bir güzellik standardına dönüşmüş durumda.
Kore kozmetik ürünlerinin Türkiye’ye ithalatının son 3 yılda yaklaşık %80 arttığını biliyor muydunuz? Türkiye, Kore’nin Avrupa’ya açılan ‘güzellik köprüsü’ olarak görülüyor. Yani Türkiye sadece tüketici değil, bölgesel dağıtım merkezi haline geliyor.
Bazı Türk markalar da Kore tarzını yerel bileşenlerle birleştiriyor; Gül suyu + Centella Asiatica, Zeytinyağı + Niacinamide ya da Propolis + Snail mucin gibi... Bu durum belki de ‘Anadolu içerikleriyle Asya formülasyonu’ trendini doğuruyor.
Türkiye’de K-Beauty’nin geleceğini merak edenler için de minik notlar paylaşmak istedik. Kişiselleştirilmiş cilt analizi yapan Kore tarzı uygulamaların (AI Skin Test, cilt tarayıcıları) gelmesi bekleniyor. Yerli eczane markalarının da Kore etkisiyle yeniden konumlanması öngörülüyor. ‘Temiz içerik + estetik ambalaj + sosyal medya hikayesi’ üçlüsü, pazarın yeni standardı olacak gibi görünüyor.
Kore’nin güzellik teknolojisi vizyonu da önlenemez bir yolda ilerliyor. AI + DNA analizi ile genetik yatkınlık temelli ürünler, ev tipi cilt laboratuvarları (3D yüz tarama + karışım yapma), kişisel ‘cilt dijital ikizi’ (digital twin) oluşturan sistemler…
Kore’de cilt bakımı bir zorunluluk değil, günün olağan bir ritüeli. Bu yüzden ‘çok adımlı bakım’ kültürü doğmuş: Temizleme, tonik, serum, nemlendirici, güneş koruyucu…
Her adım cildi bir sonrakine hazırlıyor, adeta bir katman gibi işliyor. Bu sabırlı yaklaşımın arkasında şu felsefe var: ‘Güzel bir cilt, zamana saygı duyar.’
Unutmayın; gerçek güzellik, parlamaktan çok dengede olmaktır. Cilt bakımı, bir ayna karşısı rutini değil; kendinle kurduğun sakin bir bağdır. Bu yüzden her serum damlası, her bir ürün aslında biraz da kendine iyi davranma şeklidir.