ARA
C vitamini, sadece ‘soğuk algınlığına karşı iyi gelir’ algısından çok daha fazlasını ifade eder.
Bağışıklık sistemi desteği: Beyaz kan hücrelerinin görevini güçlendirir, enfeksiyonlarla savaşta etkin rol oynar.
Antioksidan koruma: Hava değişikliklerinde artan serbest radikallere karşı hücreleri korur.
Kolajen üretimi: Cilt, damar, eklem ve kemik sağlığı için gereklidir; bu yüzden yara iyileşmesi de hızlanır.
Demir emilimi: Mevsim geçişlerinde sık görülen kansızlığa karşı bitkisel demirin emilimini artırır.
Hava sıcaklıklarının hızlı değişimi, gün ışığının azalması ve okulların açılmasıyla birlikte virüsler kolayca yayılır. Bu dönemde bağışıklık sistemi daha çok çalışmak zorunda kalır.
Araştırmalar, düzenli C vitamini alımının üst solunum yolu enfeksiyonlarının süresini kısaltabildiğini gösteriyor. Yani, hasta olmayı tamamen engellemese bile, iyileşme sürecini hızlandırabiliyor.
Kırmızı biber (100 g = ~127 mg): Sebzeler içinde açık ara lider. Çiğ tüketildiğinde en etkili sonucu verir.
Maydanoz (100 g = ~133 mg): Küçük porsiyonlarda tüketilse de sofradaki gizli C vitamini hazinesi. Bir avuç maydanoz bile güçlü bir destek sağlar.
Brokoli (100 g = ~89 mg): Kış aylarının vazgeçilmezi. Buharda kısa pişirildiğinde C vitamini korunur.
Kivi (100 g = ~92 mg): Soğuk aylarda sofraya mutlaka eklenmeli. Portakaldan daha yüksek C vitamini içerir.
Portakal ve mandalina (100 g = ~53 mg): C vitamini denince akla gelen klasikler. Düzenli tüketildiğinde günlük ihtiyacı karşılamak kolaydır.
Çilek (100 g = ~59 mg): Yaz aylarında bağışıklık desteği için ideal.
Kara lahana (100 g = ~120 mg): Kışın en sağlıklı tabaklarını süsleyen güçlü bir kaynak.
Mevsim geçişlerinde bağışıklık sistemimiz adeta bir sınavdan geçiyor. Bu dönemde sofralarımıza renk katmak, sadece göze değil sağlığa da iyi geliyor. Kırmızı biberden kiviye, portakaldan maydanoza kadar elimizin altında olan bu besinlerle, C vitamini ihtiyacımızı karşılamak çok kolay.
