Covid-19 pandemisinin tüm insanlığı kasıp kavurduğu bu zorlu dönemde akciğer sağlığı gündemin en önemli konularından olmaya devam ediyor. Akciğer sağlığı deyince ilk akla gelense sağlıklı bir hava solumak için sigarayı bırakmak! Acıbadem Fulya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Uygar Cenik “Gerek aktif, gerekse pasif sigara içiciliği akciğerler başta olmak üzere vücudumuzdaki her organa ve sisteme ciddi zarar veriyor ve önemli hastalıklara yol açıyor. Dünya üzerinde yılda 8 milyondan fazla insan tütün ve tütün ürünleri nedeniyle hayatını kaybediyor” diyor. Sigara dumanında yedi binden fazla kimyasal madde bulunduğunu; bunlardan 250'sinin zararlı olduğunu ve en az 69 tanesinin kansere yol açtığını belirten Dr. Uygar Cenik şöyle konuşuyor: “Sigara dumanındaki en tehlikeli maddeler katran ve karbonmonoksittir. Karbonmonoksit egzoz gazıdır, kanın oksijen taşıma yeteneğini azaltır. Katran ise kanserojendir. Sigara dumanındaki nikotin ise kuvvetli bağımlılık yapıcı bir maddedir.” Araştırmalara göre nikotinin; alkol, esrar, eroin ve morfin kadar bağımlılık yapıcı olduğunu belirten Dr. Uygar Cenik; tütün dumanında bulunan diğer bazı zararlı maddeleri ise; boya sökücü aseton, akü yapımında kullanılan kadmiyum, roket yakıtında bulunan metanol, çakmak gazı bütan, temizlik maddesi amonyak, fare zehiri arsenik ve siyanür, naftalin gibi öldürücü zehirler olarak sıralıyor.
Sigarayı bırakmak bir değişim sürecidir. Kişinin günlük yaşantısını, çevresini, arkadaşlarını, eğlence anlayışını da değiştirmesi anlamını taşımaktadır. Sigarayı bırakmak için öncelikle kişinin kendisinin istemesi gerekir. Kişi kendisini hazır hissettiğinde sigara bırakma programına alınması bırakma başarısını arttırır. Kafasında sigara bırakma için bir gün belirlenmesi istenir; bu doğumgünü ya da herhangi bir tarih olabilir. Ayrıca hangi duyguyla baş etmek için sigara içildiği, duyguyu tanımlama ve sağlıklı baş etme stratejileri geliştirmek gerekir.
Sigara bırakma, artık kullanmıyor olma kararının arkadaşları, ailesi ve sosyal çevreyle paylaşılması ve bu konuda onların desteğinin istenmesi önemlidir. Eğer evde başka sigara içen biri varsa birlikte bırakmak her ikisinin de bu süreci daha kolay deneyimlemesini sağlayacaktır.
Sigarayı bırakma sürecinde kişinin sigara içen arkadaşlarından ziyade sigara içmeyen arkadaşlarıyla buluşması, sigara içen arkadaşlarıyla görüşmeyi biraz ertelemesi ya da yanında sigara içmemelerini rica ederek destek istemesi önem taşır. Ayrıca sigarayı çağrıştıran mekanlardan bu süreçte uzak durulması gerekmektedir.
Nikotin sakızları bu dönemde yarar sağlar. Yoğun içme isteği gelince kısa süre çiğneyip yanak içinde bekletilmesi fiziksel bağımlılığı giderir ve rahatlama sağlar. Kişinin günde içtiği sigara sayısı, bağımlılık derecesi ve nefesindeki karbonmonoksit düzeyi ölçülerek bırakma yöntemi seçilebilir. Tıbbi özgeçmişi ve hali hazırdaki sağlık durumu da yöntem konusunda belirleyici olur. Nikotin cikletleri ya da plasterleri ile nikotin replasmanı desteği ya da ilaç tedavisi, birtakım pratik önerilerle birleştirilerek bu dönemin kolayca atlatılması sağlanabilir.
Araştırmalarda, sigara içme isteğinin 3 dakika ertelenmesinin isteği ciddi oranda azalttığı saptanmıştır. Bu süreç kişiden kişiye farklılık göstermekle beraber bırakılmak istenen her alışkanlık için ertelemek önemli bir taktiktir. Sigara içme isteği ortaya çıktığında kişinin kendini farklı bir şeyle meşgul etmesi, ertelemeye başvurup dikkatini dağıtması, o sıradaki isteği anlamlandırıp duyguyu tanımlamaya çalışması işe yarayacaktır. Örneğin; mutfağa gidip bir içecek hazırlaması ya da bir havuç ya da salatalık alarak yemesi, sakız çiğnemesi, dudak tiryakiliği açısından kendini oyalamasını sağlar. Yine yakın bir arkadaşına telefon ederek konuşması, balkona çıkıp biraz hava alması, duşa girmesi veya sokağa çıkarak kısa bir yürüyüş yapması bu yoğun isteği atlatmasına yardımcı olur. Özellikle sürdürücüler sonrası gelen yoğun istekte ertelemeye başvurmak isteği azaltacak hatta geçirecektir.
Sigara içmekle ilgili isteği tetikleyen düşünceler, duygular, durumlara dair farkındalığı arttırmak, eşlikçileri, sürdürücüleri keşfetmek (kahve, sigara gibi) ve bu eşleştirmelerin bozulması sigara bırakmadaki davranış değişikliğine giden önemli adımlardır. Örneğin; kahve sigaranın eşlikçisiyse içilen kahve azaltılabilir ya da sigarasız içmek denenebilir. Böylece psikolojik yoksunluk hissi azalacaktır. Zira, sigarayı bırakmak bir davranış değişikliğidir ve sigara içmemenin yarattığı yoksunluk belirtileri (sinirlilik, uykusuzluk, iştah değişimleri gibi) kişi ne kadar sigarayı bırakmayı istese de bırakmama yönünde ikna edicidir. Terazinin iki kefesi gibi düşünceler birbiriyle çelişir.
Sigarayı bırakma sürecinde hobilere odaklanmak ya da yeni bir hobi edinmek, açık havada daha fazla zaman geçirmek ve fiziksel aktivitede bulunmak mutluluk hormonunu artırarak kişiyi güçlü tutar. Zararlı ama keyif veren bir alışkanlıktan kurtulurken kişi kendisini mutlu edecek şeylere yaşamında daha çok yer vermeli, kendini sevmeli, iyi hissettirecek şeyleri belirleyip sıklıkla yapmaya çalışmalıdır.
Ne olursa olsun tek bir sigara bile yakmamak çok önemli. Bıraktıktan sonra bu konuda uyanık ve dikkatli olmak gerekiyor. Bir şeye canınız sıkıldığında ya da keyifli bir anda “bir sigara yakayım bir şey olmaz, nasıl olsa bıraktım” demeyin. Sizi bekleyen güzel ve sağlıklı geleceği hayal edin ve hatırlayın; sevdiklerinizi düşünün ve o sigarayı yakmayın. Kişinin sigarayı hayatından çıkarması hem yaşam kalitesini artıracak, hem de sevdikleriyle uzun, sağlıklı ve mutlu yıllar geçirebilmesi için en önemli adım olacaktır. İnsanoğlu için her şey küçük adımlarla başlar. Everest'e bile adım adım tırmanılabilir. Küçük adımlar bizi hayatta istediğimiz yere götürür yeter ki kararlı olalım, isteyelim, motivasyonumuzu kaybetmeyelim.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Melike Şeyma Deniz sigarayı bıraktıktan sonra kilo almanın bazı kişiler için ciddi endişe kaynağı olduğunu belirtirken “Oysa yapılan çalışmalar sigarayı bıraktıktan sonra kilo alınmayabileceğini, alınırsa da bunun telafi edilebilir düzeyde olabileceğini gösteriyor. Sigarayı bıraktıktan sonraki ilk 3 ay kilo artışı için en riskli dönem ancak bu dönem doğru şekilde yönetildiğinde kilo almamak mümkün. Bunun için hayatınıza mutlaka hareket katın, düzenli egzersiz yapın, daha küçük tabak kullanın, sebze tüketimini artırın, yiyecekleri çok çiğneyin, kuruyemişleri ölçülü tüketin, tuz oranı daha az olduğu için çiğ kuruyemiş tercih edin, kafeinli içecekler sigara içme isteği uyandırabileceğinden çay ve kahve yerine bitki çayları deneyin, günde bir şişe maden suyu için” diyor.
Mutlaka okuyun: Akciğeri güçlendiren 10 besin