Periferik ödem olarak da tanımlanan bacaklardaki ödemin farklı şekillerde ortaya çıkabildiğini belirten Prof. Dr. Soner Sanioğlu, sözlerine şöyle devam ediyor: “Ödem her iki bacakta simetrik bir görüntü verebileceği gibi, sadece tek bacakta da görülebilir. Bazı ödemlere ağrı eşlik ederken, bazılarında ağrı görülmez. Bazı durumlarda ise bacak şişmelerine ayakların eşlik etmediğini görürüz. Periferik ödem ani başlangıçlı, tek taraflı ve çok ağrılı olduğunda tehlikelidir. Kimi zamansa ödeme cilt kızarıklıklarının eşlik ettiğini görebiliyoruz.”
Her hastanın ödeme neden olan altta yatan hastalığı farklı olduğundan ödemin karakteri de değişiyor. Bu durumun tanı koyma aşamasında hastalıklar konusunda ipuçları verdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Soner Sanioğlu, “Her iki bacağın simetrik şişmesi kalp, böbrek ya da troid yetmezliği, kanda protein düşüklüğü, ilaç reaksiyonları gibi tüm vücudumuzu etkileyen sebepleri akla getirir. Ödemin tek bacakta ortaya çıktığı durumlarda ise varis, toplardamar ya da lenf yetmezliği gibi sadece o bacağı ilgilendiren dolaşım sorunlarını düşünürüz. Bu dolaşım sorunları her iki bacağı etkilediğinde ödem çift taraflı da görülebilir. Şişmeye ağrının eşlik etmemesi ve ödemin ayaklarda daha yoğun ortaya çıkışı daha çok lenf yetmezliğini akla getirmelidir. Ödemli bacakta kızarıklık, ağrı ve cilt ısısının artması enfeksiyonu düşündürür.
Tek taraflı, ani başlayan, şiddetli ağrının eşlik ettiği ödemlerin bacak toplardamarlarında ani tıkanma belirtisi olabileceği için tehlikeli olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Soner Sanioğlu, “Bacak toplardamarlarında ani tıkanıklıklar nedeniyle oluşan bu ödemler, gerektiği gibi tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara yol açabilir. Ani başlangıçlı olmayan ödemlerin önemli bir sorun olmadığı söylenemez. Her ne nedenle olursa olsun periferik ödem tedavi edilmediğinde zamanla ciltte dermatide ve kalınlaşmaya, hatta yara açılmasına sebep olabilir” diye konuşuyor.
Bacakların kaldırılması kanın kalbe geri dönüşünü kolaylaştırdığı için hastalar genellikle şikâyetlerinin sabah saatlerinde geçtiğini belirtiyor. Ancak, gün içerisinde altta yatan hastalığın ağırlığına ve kişinin aktivitesine bağlı olarak öğle ya da akşama doğru ödem belirginleşmeye başlıyor. Prof. Dr. Soner Sanioğlu, ancak uzun süredir periferik ödemi olan ve gerekli tedaviyi görmeyen hastalarda, ödemin kalıcı olabileceğini ve dinlenmekle geçmeyebileceğine dikkat çekiyor.
Periferik ödem tedavisi altta yatan hastalığa göre şekilleniyor. Prof. Dr. Soner Sanioğlu’nun verdiği bilgiye göre, kalp ve böbrek yetmezliği olan hastalarda idrar sökücüler kullanılıyor. Tiroid hastalarında ise hormon takviyesi yapılıyor. İlaç reaksiyonun olduğu durumlarda ise hastanın tedavisi tekrar gözden geçiriliyor. Toplardamar problemlerinde ise hem ilaçlarla hem de cerrahi yöntemlerle sorunun çözülebileceğini anlatan Prof. Dr. Sanioğlu, “Ancak lenf kaynaklı ödemlerin yaygın fikir birliği sağlanan cerrahi ya da ilaç tedavisi yoktur. Bacakların özellikle kalp seviyesinin üstünde olacak şekilde kaldırılması, hareketin artırılması, fazla kiloların verilmesi, uygun varis çoraplarının kullanımı, bacaklara uygulanacak masaj tüm hastalarda periferik ödemin azaltılmasına yardımcı olur” diye konuşuyor.