Günümüzde çoğu çalışma, çinko eksikliği durumunda kadında yumurtlama sırasında folikül gelişiminin bozulduğunu; yumurtlama işleminin daha küçük ve az hücre sayısı olan yumurtalarla sonuçlandığını ortaya koymuş durumda. Bu da düşük kaliteli yumurta anlamına geliyor. Çinko eksikliğinin zararının, beklenenden daha önce ve geri dönüşü zor olarak yumurtaları etkilediği de tespit edilen bir durum. Bu durum hem doğal gebelik hem de tüp bebek için önem taşıyor. Bu nedenle, buğday rüşeymi, kabak çekirdeği, kaju fıstığı, yer fıstığı, yulaf, kefir, yoğurt, mantar, ıspanak, tavuk, nohut, dana eti gibi çinkodan zengin besinler tüketmeye özen gösterin.
Arginin birden fazla vücut fonksiyonunda önemli rol oynayan, vücut için gerekli temel bir amino asit. Kan damarlarının genişlemesine neden olan bir kimyasal gibi davranan arginin, cinsel organların içinden geçen kan dolaşımına yardımcı oluyor; sperm hareketliliğini ve bunların sayısını artırdığından erkeklerde kısırlığın tedavisinde kullanılıyor. En çok bulunduğu besin maddeleri ise hindi göğsü, tavuk, kabak çekirdeği, soya fasulyesi, fıstık, süt, spirulina ve nohut.
Sperm hareketliliğini doğrudan etkileyen karnitin yağ asitlerinin kan yardımı ile hücrelerin enerji santrali olarak bilinen mitokondriye taşınmasını sağlıyor. Mitokondri aldığı bu yağları yakarak enerjiye dönüştürüyor ve yağ yakımını kolaylaştırıyor. Vücudumuz ihtiyacımız olan karnitinin bir kısmını sentezlemekle birlikte önemli bir kısmını dışarıdan almak ihtiyacı duyuyor. Bu ihtiyacı gidermek içinse beslenme düzeninde kırmızı et, süt ürünleri, balık, fıstık ezmesi, buğday ve avokado gibi besin maddelerine yer vermekte fayda var.
İnositolün üreme çağındaki kadınlarda yumurta kalitesi üzerine pozitif etkiler gösterdiği biliniyor. “Özellikle üreme çağındaki kadınları etkileyen bir endokrin bozukluk olan polikistik over sendromunda inositol alımının yumurta kalitesini iyileştirdiği, gebelik oranında artış sağladığı ve menstrüel siklusu düzenlediği saptanmış durumda” diyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Funda Öztürk, bu sorunların tedavi edilmediği ya da önlem alınmadığı durumda kadınlarda kısırlığa neden olabileceğine dikkat çekiyor. İnositolden zengin gıdalar olan lahana, bakliyat, fasulye, tohumlar, kuruyemiş, kavun, muz, kuru üzüm, narenciye, buğday, tahıl, yulaf gevreği, buğday kepeği, esmer pirinç, rafine edilmemiş pekmez tüketebilirsiniz.
E vitamini en önemli antioksidanlardan birisi. Bu özelliği ile kısırlık riskini azaltıyor. Özellikle damar tıkanıklığına bağlı olarak yaşanan kısırlık probleminde E vitamini damar yüzeyini temizliyor ve kan dolaşımının artmasını sağlıyor. Bu şekilde cinsel faaliyetleri kolaylaştırıyor. Ayrıca E vitamini libido seviyesini yükseltiyor. Unutulmaması gereken diğer bir önemli konu ise; çinko ile E vitamininin bir arada alınması durumunda hormon seviyesini yükseltip, üreme bezlerinin işlevini geliştirdiği. En iyi kaynakları: ayçiçeği, mısırözü ve pamuk yağı gibi bitkisel yağlar. Ayrıca fındık, badem ve ceviz gibi yağlı tohumlar ve susam gibi yağ miktarı yüksek olan besinlerde de yüksek miktarda bulunuyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Funda Öztürk, “Yeterince temizlenemeyen ya da artış gösteren oksidatif stres, hücre, doku ve organlarda hasara neden oluyor. Bu sistem üreme sistemi olunca da kısırlık ortaya çıkıyor” diyor. Oksidatif strese karşı antioksidanlardan zengin besinlerin beslenme düzenine dahil edilmesini öneren Dr. Funda Öztürk, bu besinleri C vitamini için narenciye, çilek, brokoli, domates, tatlı biber, mango, üzüm, kivi, kuşkonmaz, bezelye, maydanoz, su teresi ve ıspanak; selenyum kaynağı olarak ton balığı, tahıllar ve susam; karotenler için havuç ve domates ve Omega 3 ve 6 için de ketentohumu yağı, yağlı balıklar, ceviz, yeşil yapraklı sebzeler olarak sıralıyor.
Bonus: Doğurganlık artıran 2 tarif