Çocuklar hayvanlara sezgisel olarak tepki verirler. Hayvanların sevgisi koşulsuzdur. Hayvanlar, çocukları yargılamaz ve eleştirmez, dolayısıyla çocukların hayvanlarla ilişki kurması ve onlara güvenmesi kolaydır. Pek çok zaman evcil hayvanlar çocuklar için ilişki ve bağ kurabilecekleri, kendilerine yakın, güven veren, samimi canlılardır.
Özellikle köpek gibi hareketli yaşam tarzına sahip olan bir canlıyla yaşamak, çocukları hareketli bir yaşam tarzı için teşvik eder. Yapılan bir araştırma; köpekleri olan çocukların, köpekleri olmayan çocuklara göre günlük 11 dakika daha fazla egzersiz yaptıklarını ortaya koyuyor. Bir köpeği olan çocukların, çıkıp oynamaya, yürümeye, koşmaya, atlamaya, zıplamaya müthiş bir teşvikleri olur.
Evcil hayvanı olan bir çocuk, ilişki kurmayı sık sık deneyimleyeceği için bu konuda tecrübe kazanacaktır. Çekingen tavırlar sergileyen çocukların, evcil hayvanlar sayesinde diğer insanlarla daha rahat ilişki kurabildiği gözlenmektedir. Zira evcil hayvanlar pek çok çocuğun ortak ilgi alanıdır ve çocukların birbirleriyle bağlantı kurmaları ve konuşmaları için vesile olurlar.
Hayvanlarla kurdukları süregelen ilişki, nihayetinde çocuklara kendi duygularını tanımayı, ifade etmeyi ve düzenlemeyi öğretir. Karşısındakinin de duyguları olabileceğini fark eden çocuk ben ve öteki kavramlarını benimser. Kendinin ve ötekinin duygularını keşfeder.
Evcil hayvanlarla büyümenin en büyük avantajlarından biri de, hayvanların doğal olarak rahatlama sağlaması nedeniyle çocukların stres seviyelerinin düşürmesidir. National Childhood Grief Institute’te yapılan bir araştırmada çocuk terapi gruplarına köpekler dahil ediliyor. Terapi köpekleri, duygu yoğunluğu yaşayan çocuklara eşlik ediyor. Araştırma sonuçları çocukların, köpeklerle vakit geçirirken yoğun bir rahatlama yaşadığını ortaya koyuyor. Hem köpeğin hem çocuğun tansiyonları ölçüldüğünde, bu sevgi dolu deneyim neticesinde çocuğun ve köpeğin kan basınçlarının dengelendiğini ortaya koyuyor.
Evde tüylü bir arkadaşla büyümek, çocuklara sorumluluk bilincini aşılamaya yardımcı olabilir. Çocuklar, besledikleri hayvanın sorumluluğu ile güven kazanabilirler, ego güçleri artar. Çocuklar evcil hayvanlarının suyunu ve yemek kaselerini doldurmak gibi basit işleri yapabilirler. Çocuğun yaşı büyüdükçe dostlarını yürüyüşe çıkarabilirler.
Bir evcil hayvan, çocuğa empati ve merhamet öğretebilir. Çocuğunuz zamanla evcil hayvanınızın ihtiyaçlarını okumayı öğrenir: Aç mı? Dışarı çıkması gerekiyor mu? korkuyor mu? Kansas Eyalet Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, bir evcil hayvana bağlanma ve daha yüksek empati puanı arasında bir pozitif korelasyon olduğunu ortaya koymuştur.
Hayvanlar, çocukları sosyalleştirmeye ve sözel becerileri arttırmaya yardımcı olabilmektedir. Evcil hayvanlar sadece sosyal ve duygusal destek için değil aynı zamanda çocukların bilişsel dil becerilerini de desteklemektedir. Bir evde beslenen hayvanın varlığı, çocuğunuzun başka bir canlıyla konuşup sosyalleşmesine yardımcı olmak için sözlü uyaran sağlar.
Otizm, diğer spektrum bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu gibi alanlarda evcil hayvanların çocuklara yoğun terapötik destek verebildiği bilinmektedir. Özellikle ABD ve Avrupa’da pek çok çocuk terapisi programına evcil hayvanlar sıklıkla eşlik etmektedir.
Evcil hayvan sahiplerinin genel olarak daha az hasta olduğu kanıtlanmıştır. Özellikle çocukluğun ilk yıllarında hayvanlarla yetiştirilen çocukların, diğer çocuklara göre daha az solunum problemi ve enfeksiyon yaşadıkları araştırma bulgularıyla desteklenmektedir. Farklı bakterilere erken maruz kalma, gelecekte ortak alerjiler geliştirme olasılığını azaltır. Journal of Pediatrics'te yayınlanan bir araştırma, hayatının ilk yılında köpeği olan çocukların, olmayanlara kıyasla bağışıklık tepkilerinin daha yüksek olduğunu ve solunum yolu enfeksiyonlarının% 31 daha az olduğunu gösteriyor. Yine de bu konunun muhattabı çocuk doktorlarıdır ve sağlık konusunda kendilerine danışılması elzemdir.