Hamilelik süreci kadınlar için güzel bir duyguyu barındırırken özellikle ciltte meydana gelen değişiklikler nedeniyle çeşitli sorunları da beraberinde getiriyor. Öyle ki bu sorunların yarattığı endişe bazen hamileliğin keyfini bile gölgeleyebiliyor. Hamilelikte yaşanabilecek cilt sorunları konusunda ayrıntılı bilgi vererek anne adaylarını aydınlatan Acıbadem Kayseri Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Efşan Gürbüz Yontar, “Hamilelik çok önemli bir süreç ve kadınların bu dönemi en rahat şekilde geçirmesi için birkaç noktaya özen göstermeleri yeterli. Özellikle bu süreçte paraben, parfüm ya da koruyucu maddeler içermeyen nemlendiricileri, güneş kremlerini ve mineralli makyaj ürünlerini tercih etmeleri gerekiyor” diyor. İşte Dr. Efşan Gürbüz Yontar’ın hamilelikte sık karşılaşılan cilt sorunlarına karşı önerileri...
Hamilelik döneminde genellikle alın, yanaklar, burun, üst dudak ve çenede renk değişimleri görülebiliyor. Birçok hamilede gözlenen bu lekelenmelerin doğumdan sonra yok olduğunu belirten Dr. Efşan Gürbüz Yontar, “Lekelerin önlenmesi için hamilelik sırasında ve lohusalık döneminde en az 30 faktörlü bir güneş koruyucu krem kullanılmalı. Bulutlu havalarda dahi güneşin UV ışınlarının cildi etkilediği unutulmamalı” hatırlatmasında bulunuyor.
Mutlaka okuyun: En iyi 10 güneş kremi
Hamilelikte makyaj yapmak sakıncalı değil ancak kullanılan malzemelerin kimyasal içerikli ve yapay renklendiricili olmamasına dikkat etmek gerekiyor. Tabiatta doğal halde bulunan renkli minerallerin kullanılması ile elde edilen mineralli makyaj ürünlerinin hamilelik döneminde kullanılmasında sakınca bulunmuyor.
Hamileliğin 20. haftasından sonra karın orta hattında linea nigra (siyah çizgi) olarak adlandırılan çizgi şeklinde bir lekelenme oluşuyor. Göbek deliğinin hemen altından başlayan ve kasık bölgesine doğru uzanan bu çizginin oluşumu son derece normal ve doğumun ardından kendiliğinden kayboluyor.
Yüzde, boyunda ve bazen karın bölgesinde kırmızı lekelenmeler görülebildiğini dile getiren Dr. Efşan Gürbüz Yontar, “Bu lekelenmeler merkezde bir damar ve bu damardan etrafa doğru ışınsal olarak yayılım gösteren kılcal damarlanmalar şeklinde oluyor. Hamilelikte artan östrojen hormonu nedeniyle ortaya çıkıyor. Doğumdan sonra da kısa süre içerisinde kayboluyor. Yani tedavi gerektirmiyor” diyor.
Anne adaylarının büyük bir çoğunluğunun meme uçlarında, koltuk altlarında ve genital bölgelerinde koyulaşma gözleniyor. Artan östrojen seviyesine bağlı olduğu düşünülen bu durumun özellikle esmer tenli olan anne adaylarında daha belirgin olduğunu kaydeden Dr. Efşan Gürbüz Yontar, “Tamamen fizyolojik olan bu koyulaşmalarda herhangi bir tedaviye gerek yok. Gebelik sonrası dönemde zaman içerisinde kayboluyorlar” diye bilgi veriyor.
Anne adaylarının önemli bir kısmında karında, kalçalarda ve memelerde çatlaklar görülebiliyor. Cildin aşırı gerilmesi ve bu nedenle kolajen liflerin yırtılmasına bağlı olarak ortaya çıkan bu çatlaklara çoğu zaman rahatsız edici bir kaşıntının da eşlik edebileceğini söyleyen Dr. Efşan Gürbüz Yontar, şöyle devam ediyor: “Hamilelikte kırmızı renkte olan bu çatlakların rengi doğum sonrası giderek açılıyor. Bazı anne adaylarında oldukça fazla kilo alınmasına ya da koruyucu önlemler alınmamasına rağmen çatlak oluşmuyor. Bazı anne adaylarında ise tüm koruyucu önlemlere rağmen çatlaklar görülebiliyor. Bu nedenle gebelik çatlaklarının kalıtımsal olduğu düşünülüyor.” Çatlakları tümüyle yok etmek mümkün olmasa bile bazı önlemlerle görünüşlerini biraz olsun azaltmak mümkün. Dermatoloji uzmanlarının önerisiyle kullanılması gereken çatlak kremlerinin cildi nemlendirerek esnemesine yardımcı olduğunu anlatan Dr. Efşan Gürbüz Yontar, “Ayrıca gün içerisinde yeterli sıvı alımı da oldukça önemli bir husus. Vücuda giren su miktarı yetersiz olduğunda cildin elastikiyeti azalıyor ve çatlaklar daha kolay oluşabiliyor. Tüm önlemlere rağmen çatlakların önüne geçilememesi durumunda doğum sonrası dönemde mikroiğneleme teknikleri ya da lazer uygulamaları yapılabiliyor” şeklinde önerilerde bulunuyor.
Avuç içlerindeki kızarıklık da hamilelik döneminde meydana gelen fizyolojik değişiklikler arasında. Nadiren ayak tabanlarında da kızarıklık ve kaşıntı görüldüğünü belirten Dr. Efşan Gürbüz Yontar, bu durumun nedeni hakkında şöyle bilgi veriyor:“Palmoplantar eritem olarak adlandırdığımız bu klinik tablonun da östrojen seviyesinin artması nedeniyle ortaya çıktığı düşünülüyor. Kaşıntının şiddetli olduğu durumlarda nemlendirici kremler faydalı olabilir.”
Hamilelikte saç dökülmesi azalıyor. Bunun nedeni ise hormonal değişimler. Buna karşın doğumdan sonraki lohusalık döneminde hızlı bir şekilde saç dökülmesi yaşandığını belirten Dr. Efşan Gürbüz Yontar, “Telogen effluvium adı verilen bu durum tedavi gerektirmez. Genellikle doğumu takip eden 6. aydan sonra kendiliğinden düzelir” diyor.
Mutlaka okuyun: Saç dökülmesine karşı en iyi 5 şampuan
Gebeliğin özellikle ilk haftalarından itibaren aknelerde ve yüzdeki siyah noktalarda artış yaşanabiliyor. Ciltteki yağ bezlerinin çalışmasındaki artışa bağlı olarak meydana gelen bu durumda cilt temizliğine dikkat etmek ve uygun nemlendirici ürünler kullanmak gerekiyor. Tüm bu önlemlere karşın akne oluşumunda ciddi bir artış gözlenmesi durumunda bir dermatoloji uzmanı kontrolünde topikal ilaçların kullanılması öneriliyor.
Özellikle karın cildinde ve çatlayan cilt bölgelerinde kaşıntı bazı hamilelerde dayanılamayacak kadar şiddetli olabiliyor. Yaygın kaşıntı olması durumunda olası bir karaciğer ve safra yolları patolojisinin araştırılmasının gerekliliğini vurgulayan Dr. Efşan Gürbüz Yontar, kaşıntıya karşı önerilerini “Dar ya da yünlü ve sentetik kumaşlardan üretilen kıyafetler kaşıntıyı artırıyor. Bu nedenle rahat, geniş ve pamuklu kıyafetlerin tercih edilmesi önemli. Ayrıca serin ortamda bulunma ve ılık duş alma deriyi rahatlatıyor. Duş sonrası tüm vücuda deri tipine ve gebeliğe uygun nemlendirici kremlerin uygulanması faydalı oluyor” diye sıralıyor.
Benlerin sayısında artış ya da mevcut benlerde koyulaşma hamilelik döneminde yaşanan cilt değişiklikleri arasında yer alıyor. Ancak ben renginde aşırı koyulaşma, sınırlarında düzensizlik, boyutunda artış, kanama gibi anormal bulgular olması durumunda bir dermatoloji uzmanına başvurmak gerektiğini ifade eden Dr. Efşan Gürbüz Yontar, “Benzer şekilde et benleri olarak adlandırılan ve sıklıkla boyun, koltuk altları ve kasıklarda gözlenen lezyonların sayı ve boyutlarında da artış gözleniyor” diyor.
Mutlaka okuyun: Hamilelikte doğru sanılan 10 yanlış