İYİ HİSSET - SAĞLIK

Karne nasıl değerlendirilmeli?

Yarıyıl tatiline girdik, karneler eve geldi. Peki karne notlarına verdiğiniz olumlu veya olumsuz tepkilerin neleri beraberinde getirdiğini biliyor musunuz? Ödül mü gerekli ceza mı? Kızmalı mı? Kendi haline mi bırakmalı? Uzman Psikolog Duygu Karaer yazdı.

profil
Duygu Karaer
22.01.2019
Karne nasıl değerlendirilmeli?

Ceza işe yarıyor mu?

Araştırmalara göre, ilkokul çağında baskı ve ceza türü yöntemleri kullanan ebeveynlerin çocukları, lise sonunda genel akademik başarı açısından daha çok gerileme gösteriyor. Bunun en büyük sebebi ise şu; “Ders çalışmazsan arkadaşınla buluşamazsın”, “Ceza olarak telefonunu/bilgisayarı elinden alacağız” türünden yaklaşımlar, soruna doğrudan bir çözüm getirmiyor. Ayrıca aile içi ilişkilerde de çatışmalara, bozulmalara yol açıyor.

Ders çalışmakla ilgili bir eksiklik varsa, bunun kaynağını anlamak ve çocuğunuzun sorunlarına önleyici şekilde destek sunmak daha faydalı sonuç verecektir. Yani işe, problemleri tespit ederek başlıyoruz.

 

Duygularımızı ifade etmek ya da etmemek

Bazen de, ceza veya kızgınlık gibi tepkiler vermeseniz bile çocuk bunu hisseder. Onu yetersiz bulduğunuzu, notları düşük olduğu için üzüldüğünüzü veya endişelendiğinizi hissetmesi bir çocuk için çok ağır bir yüktür. Sessiz kalmanın her zaman işe yaramayacağını unutmayın ve olabildiğince konuşarak, duyguları söze dökerek iletişim kurmaktan yana olun.

Benzer bir durum iyi notlarla gelen bir karne için de geçerli. Çocuğunuzun karnesinden memnunsunuz, notları güzel geldi. Peki ona bunu ne kadar ifade ettiniz? ‘Aferin’ kelimesi her zaman yeterli olmayabilir. “Onu takdir ettiğimizi zaten biliyor” demeyin. Bazen içten bir sarılma, sevdiği bir yemekle ona jest yapmak, içinizden gelen güzel sözler, çocuğunuzun başarı duygusunu çok daha iyi bir şekilde pekiştirecektir.

 

Koşulsuz olumlu kabul

Oldukça çarpıcı bir başka sonuçtan bahsetmek isterim. Ülkemizdeki eğitim sistemi ve kültürel alt yapıya bağlı olarak, ne yazık ki çocuklarımıza onları birtakım koşullara bağlı olarak sevdiğimizi hissettiriyoruz. Yani, “Daha yüksek not alırsam beni daha çok severler”, “İyi bir okul kazanırsam ailemin gözünde daha değerli olurum” türünden inançlara sahip çocuklarımız var.

Sizler anne, baba olarak elbette onların iyiliğini düşünerek çalışmalarını ve başarılı olmalarını istiyorsunuz. Ancak unutmayın ki, her koşulda sevildiğini hisseden, özgüveni yüksek ve kendini değerli gören her çocuk zaten er ya da geç başarıya ulaşacaktır. Belki de sizin başarı anlayışınızla onunki birbirinden farklıdır. Çocuğunuz için başarıya giden yol, ‘iyi’ bir okul ya da ‘prestijli’ bir meslekten değil, bambaşka adımlardan geçiyor olabilir. Ona kendi yolunu çizme hakkını vermek gerekiyor, sevmekten ve değer vermekten vazgeçmeden…

 

 

 

Önceki ve Sonraki
Haberler