Mutluluk seviyenizi değiştirebilirsiniz! Bilimsel araştırmalar bunu destekliyor. Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, mutluluk seviyesinin yalnızca yüzde 50’sinin kalıtsal olduğunu gösteriyor. Peki kalan yüzde 50 nasıl bölünüyor? Yüzde 10 koşullar ve yüzde 40 yönelimsel davranışlar (intentional activity) olarak bölünüyor. Yani yüzde 40’lık bir oran tamamen sizin bakış açınız ve davranışlarınıza bağlı. Bu da tamamen sizin kontrolünüzde. Belirli davranış ve düşünce yapılarını geliştirerek mutluluk seviyenizi arttırmanız mümkün. Pozitif psikoloji alanı bunun için araştırmalar yaparak bunu uygulamaya taşıyor. Bu davranışların ne olduğunu öğrenmek ve hayatınıza adapte etmek için ise pozitif psikoloji hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.
Bonus: Daha mutlu yaşamanın 5 yolu
Bilimsel olarak mutluluk iki ana unsurdan oluşuyor; hayattan alınan tatmin ve gün içinde yaşadığınız pozitif duygular. Yani sadece keyif dolu anlar yaratmak mutluluğu getirmiyor. Hayatınıza anlam katmaya, bir amaç için uğraşmaya da ihtiyacınız var. İnsanlar alışma ve adapte olma kapasitesine sahipler, bu olguya bilimsel olarak hedonik adaptasyon (hedonic adaptation) deniyor. Bunu, başlarda keyif veren bir duruma alışarak bir süre sonra aynı keyfi yaşamama durumu gibi düşünebilirsiniz. Keyif anlarınız arttıkça alışkanlık geliştiriyor ve aslında iyi hissetmemeye başlıyorsunuz. Sonuç olarak, sadece keyif veren davranışlarda bulunmak iyi hissetmeniz için yeterli değil. Hayatınıza amaç ve yön katarak tatmininizi arttırmaya da odaklanmalısınız.
Araştırmalar, fazla para kazanmanın bireyleri yalnızca kısa süreliğine mutlu ettiğini ve bir süre sonra bireylerin eski mutluluk seviyelerine geri döndüklerini gösteriyor. Örneğin; yüksek miktarda bir zam aldığınızı düşünelim. Bu ilk anda sizi tabii ki çok heyecanlandıracaktır. Ama zaman geçtikçe beklentileriniz de yeni bütçenize göre adapte olacak ve yeni normaliniz bu olacak. Sonuçta mutluluk seviyeniz de eski haline geri dönecek. Bu noktada birinci aşama farkındalık. Yeniliklere, heyecana adapte olabildiğinizi fark etmek, bu durumla baş etmek için önemli bir adım.
Mutlu olmak demek, negatif duyguların yaşanmaması anlamına gelmiyor. Her duygu sizin için önemli. Negatif duygularınızı yok sayıp geriye itmeye çalışmak uzun vadede daha rahatsız edici bir hale gelecektir. Bunun yerine öncelikle duygularınızı olduğu gibi kabul etmelisiniz. Her zaman iniş çıkışlar var, bu düşünceyi içselleştirip benimseyin. Daha sonra, zorlayıcı durumlarla sağlık ve dirençli bir şekilde baş etmek için beceriler geliştirmeye odaklanın. Pozitif psikolojiden faydalanarak, negatif durumları iyi yönetebilmek için size özel mekanizmalar geliştirebilirsiniz. Negatif durumları karşılama biçiminiz hislerinizi ve dolayısıyla hayatı algılama biçiminizi değiştirecek.
Bir ayrılık yaşamak o an çok üzücü gelse de bu bir daha eski mutluluk seviyenize ulaşamayacağınız anlamına gelmiyor. Olumsuz olaylar da sürecin bir parçası, önemli olan sizi çevreleyen dünyayı algılama biçiminiz. Negatif durumlar size yeni beceriler ve farkındalıklar katarak gelişiminize destek olabilir. Örneğin; yakın zamanda bir yapılan araştırma, en düşük mutluluk seviyelerinin boşanmadan önceki yıllarda ölçüldüğünü gösteriyor. Yine aynı araştırma, zorlayıcı bir birliktelik sonrası boşanan insanların ilk dört senenin sonunda eski hallerinden daha mutlu olduğunu da ortaya çıkarıyor. Bir ayrılık yaşadıysanız uzun vadede bunun çok daha farklı sonuçlar getirebileceğini göz ardı etmeyin.