ARA
Hande Şarman, 1974 yılında İstanbul’da doğdu. Kadıköy Kız Lisesi ve Uludağ Üniversitesi İktisadi Ticari Bilimler’in Maliye bölümünden mezun olan Gazeteci Hande Şarman, önde gelen yayınevi ve gazetelerde yayın danışmanlığı, editörlük ve kitap tanıtı yazıları ve köşe yazarlığı yaptı. Hande Şarman'ın İthaki Yayınevi'nden çıkan ‘Aidiyet’ isimli romanı ise Haziran 2019'da okuyucuyla buluştu. Şarman, bu tarihten sonrası ise sadece yoga eğitmenliği yapmaya başladı.
Önce yayıncılık, sonra gazetecilik, yazarlık ve en son yoga eğitmenliği… Her birini çok severek yaptığını söyleyen Şarman, yoga eğitmenliğinin yerinin ve anlamının ise çok başka olduğunu ifade ediyor: “Hiçbir işimde ‘Aman kariyerim devam etsin’ diyerek kendimden ödün vermedim. Hiç büyük paralar kazanmadım, ünlü de olmadım, başarı konusunu da mesele etmedim. Çünkü zaten hepsinde çok mutlu oldukça kaldım. Ne zaman ki karnımda bir burukluk hissi oluştu, bir B planı yapmadan çıkıp gittim.”
Yoga eğitmenliğinin dışarıdan göründüğü kadar ‘rahat’ ve havalı bir iş olmadığını belirten Şarman, bu işte öğrencilik ve öğretmenliğin daima el ele, aynı anda yaşandığını söylüyor: “Kendimi bildim bileli bir imkan olsa da sürekli öğrenci olsam-kalsam derdim. Meğer o da insanın kendisine bağlıymış. Yani kazandığın üç kuruştan birini de eğitime ayıracak kadar çok istiyorsan yapıyorsun. Günümüzde bu işe talep çok, yani hemen her şeyde olduğu gibi; eğitmen olmak isteyen çok, öğrenen olmak isteyen az… Oysa bizim işimizde ikisi sürekli birlikte devam eder, yoksa susuz kalırsınız, su verecek el olmak için çabalarken hem de… Bu tempodan, sürekli ilham almak ve vermekten çok mutluyum. Hocalarım, öğrencilerim en hakikatli dostlarım. Büyük bir tatmin ve mutlulukla çalışıyorum, yaşıyorum. Hepsi birbirini etkiliyor, büyütüyor. Mutlu olduğum için faydalı oluyorum, faydalı oldukça mutlu oluyorum.”
Klasik yoga derslerinden çok konseptli çalışmalar ve atölyeler düzenleyen Hande Şarman, kendisi için ne isterse katılımcılar için de onu yapmaya çalıştığını söylüyor: “Belli bir konuya odaklanmak, bugün hayatımızın gerçeği. Bütünsel bir bakış açısı ise daha çok zaman, adanmışlık, çaba gerektiriyor. Bunu herkesten beklemek imkansız. O sebeple bazen belli bir konu başlığı altında çalışmalar yapıyorum. Daha da çok ilgi görüyor. Oysa aslında yoga her şekliyle gelenekseldir. En eski ve bozulmamış kelimelerden biri. Ne yaparsak yapalım içini boşaltamayız, yogaya zarar veremeyiz; neyse ki... Günümüzde moda oluş biçimlerini ve yogayla başka pek çok kavramın iç içe geçişini normal ve çoğu kez zararsız buluyorum. Kişi kendisine ne iyi geliyorsa ona yönelir zaten. Yeter ki eğitmenler olarak da, katılımcılar olarak da yalansız olalım. Yalan da kişinin gerçeğinin ne olduğuyla çok ilgilidir. Yani yanlış öğrenen yanlış aktarır. Bu böylece sürer gider. Neyse ki dediğim gibi temiz kaynaklar da burada; ararsak buluyoruz.”
