Yüz germede yaş sınırlaması bulunmuyor. Eğer hasta kendini yorgun, yüzünü yaşlanmış hissediyorsa ve muayenede gerçekten yüzünün sarktığı, dinamikliğini kaybettiği görülürse non-invaziv yöntemler denilen botoks, dolgu, lazer, hücresel tedavi ya da yüz germe ameliyatının planlaması her zaman yapılabiliyor.
Ehil ellerde başarıyla gerçekleştirilen işlemin kalıcılık süresi normal standartlarda 10 yıl devam edebiliyor. Ancak bu süre kişinin yaşam koşullarıyla yakından ilgili. Kişi eğer çok sigara içiyorsa, stresli bir yapısı varsa, uykusuz kalıyor kendine iyi bakmıyorsa, sporunu yapmıyor, diyetine dikkat etmiyor, güneş hasarına karşı önlem almıyorsa, bir de egzersizden uzak yaşantısı varsa kalıcılık süresi azalıyor. Ama bunlara dikkat eden kişide kalıcılık süresi uzuyor.
Kişinin sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olması ve gerektiğinde yüzüne küçük dokunuşlar yaptırması durumunda kalıcılık süresi artıyor. Örneğin; botoksun zamanında yapılması, gerekirse dolgu uygulamaları, lazerle sıkılaştırma ve öneriliyorsa hücresel tedaviyi yaptırması gerekiyor. Bunun dışında yüzünü güneşten çok iyi koruması şart. İyi bir kremle nemlendirme de çok önemli. Prof. Dr. Şükrü Yazar “Yani kişinin hem cildine kendisinin bakması hem de zaman zaman hekim tarafından bakımının yapılması gerekli. ‘Ben bir ameliyat yaptırdım, artık 10 yıl boyunca hiçbir şeye dokunmayayım’ demek doğru değil” diyor.
‘Yüzümüz çok şişecek, moraracak, bir süre toplum içine çıkamayacağız’ gibi endişelere artık gerek yok. Zira günümüzde plastik cerrahideki tekniklerin gelişmesi, endoskopik cerrahi kullanılması, kullanılan teknikler sayesinde dokulara zararın minimuma indirilmesi sayesinde hastaların iyileşme süreci daha hızlandı. Ameliyat sonrası genelde bir iki gün hastanede kalıp, taburcu olduktan sonra günlük yaşantılarına dönebiliyorlar. Yüzde morluk, ödem oluşursa 48-72 saatten sonra inmeye başlıyor, bir hafta 10 gün sonra da hastalar işlerine dönebiliyor. Yapılan işlemin sonuca ulaşması ve yüzün doğal halini bulması ise yaklaşık 1,5-2 ay sonra.
‘Çevremdekiler beni tanımayacak mı, çok mu değişeceğim, pasaporttaki resmimden çok mu farklı olacağım’ gibi sorular da en çok yöneltilen sorulardan. Oysa bu endişeler yersiz. Çünkü kişinin kendi kemik yapısı, kalıcı yapısı değişmiyor. Sadece kişinin mevcut yaşı daha geriye götürülüyor ve daha canlı, daha genç, daha az yorgun görünmesi sağlanıyor.
Hayır. Yüz germe ameliyatı yapılırken dokular üç boyutlu şekillendiriliyor, yani ciltte kesi yapılarak cildin altında yer alan mimik kaslarına, bağ dokusuna ve cildin aşağıya doğru gevşeyen dokularına ulaşılıyor. Ardından sarkmış olan mimik kasları ve yüzü yukarı çeken bağ dokuları normal dinamik bir yüzde olması gereken yerlere taşınıyor. Cilt altındaki derin dokularda yapılan bu tekniklerle yüz üç boyutlu olarak yeniden şekillendiriliyor. Mevcut bozukluk da bu esnada gideriliyor.
Endoskopik yöntemde 1-2 santimi aşmayan minik kesiler saçın içinde olduğundan görünmüyor. Klasik yöntemdeki kesiler ise kulak önünde ve arkasındaki doğal çizgi yerlerine yerleştiriliyor. Bu kesiler iyileştikten kısa bir süre sonra görünmüyor. Belli bir süre sonra da bu izler kayboluyor.
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Yazar “Yüz germe ameliyatı da tecrübeli plastik cerrahi uzmanlar tarafından yapılmalı. Eğer başarısızlık varsa, nerede ise ona yönelik çözümler üretmek gerekiyor. Yani ‘bir kere yüz germe ameliyatı oldum bu başarısızlığı taşımak zorundayım’ diye bir şey yok, çünkü düzeltilebilir. Ama ilk ameliyatın tecrübeli hekimle yapılması başarısızlığı ortadan kaldırıyor” diyor.