Çocuklarımızla aramızda kurduğumuz sağlam bağ, onların kurallarımıza gönüllü olarak uymasının da temel sebebidir. Kendilerini ebeveynlerine bağlı hisseden çocuklar, mümkün olduğunda iş birliği yapmak isterler. Elbette çocuk olmanın doğası gereği, bazen duyguları, gelişmekte olan beyinlerini aşabilir. Ancak onlara her zaman anlayışla yaklaşacağımıza ve yanlarında olacağımıza güven duyduklarında, bizim rehberliğimizi takip etmeye daha yatkın olurlar.
Araştırmalar, sağlıklı ilişkilerde her olumsuz etkileşime karşılık beş olumlu etkileşimin olması gerektiğini ortaya koyuyor. Ancak ebeveynlik sırasında düzeltmeye, hatırlatmaya, eleştirmeye veya uyarmaya çok fazla zaman ayırdığımız için olumlu bağlantılara yeterince odaklanmamız zor olabilir. Bu yüzden, her gün çocuklarımızla daha fazla anlamlı ve pozitif zaman geçirmeyi hedeflemek önemlidir.
Yine de, hepimiz insanız ve bazı günler yalnızca çocuklarımızın temel ihtiyaçlarını karşılayacak enerjimiz olur. Onları beslemek, temizlemek, zamanında uyutmak ve onlarla nazik bir tonda konuşmak bile bazen kahramanca bir çabadır.
Ebeveynlik dünyadaki en zorlu görevlerden biri. Çoğu zaman, gün boyunca birbirimizden uzak kaldıktan sonra kısa boş zamanlarımızda bu rolü yerine getiriyoruz. İşte tam da bu yüzden, çocuklarımızla güçlü bir bağ kurabilmek için küçük ama etkili günlük alışkanlıklar geliştirmek çok önemlidir.
Aşağıdaki alışkanlıkları günlük rutininize dahil ederek çocuğunuzla daha derin, sevgi dolu ve anlamlı bir bağ kurabilirsiniz.
Hayatta kalmak için günde dört, bakım için sekiz, büyümek için 12 kucaklaşmaya ihtiyacımız var. Sabah ve akşam çocuğunuza sıkıca sarılın, vedalaşırken ve yeniden bir araya geldiğinizde ona dokunmayı unutmayın. Saçını okşayın, sırtını sıvazlayın veya omuzlarına hafifçe masaj yapın. Göz teması kurup gülümseyerek bile güçlü bir bağ kurabilirsiniz. Ergenlik çağındaki çocuklarla bağ kurarken daha sabırlı olun; bir içecekle yanına oturup ayaklarını ovmak, onunla derin bir sohbete başlamak için harika bir yol olabilir.
Gülmek ve fiziksel oyunlar, endorfin ve oksitosin salgılayarak hem size hem de çocuğunuza mutluluk verir. Oyun, çocuğunuzun kaygı ve stresini atmasına yardımcı olurken, sizinle olan bağını da güçlendirir. Günlük hayatınıza bol bol kahkaha ekleyerek hem onun hem de kendinizin ruh halinizi iyileştirebilirsiniz.
Çocuğunuzla vakit geçirirken telefonunuzu bir kenara koyun. Bu basit eylem, ona ne kadar önemli olduğunu hissettirir. Hatta arabada müziği kapatarak samimi sohbetlere alan açabilirsiniz. Teknolojiye ara vermek, ilişkinizi derinleştirir.
Her gün her çocuğunuza 15 dakika ayırın. Bu zaman diliminde sırayla onun ve sizin seçtiğiniz aktiviteleri yapın. Çocuğunuzun yönlendirmesine izin verin ve onun sevdiği oyunlara katılın. Bu özel zamanlar, ilişkinizi derinleştiren değerli anlar yaratır.
Çocuğunuz duygularını ifade etmekte zorlanıyorsa, sabırla dinleyin ve empati kurun. Öfkesi veya üzüntüsü sizi tetiklese bile, onun duygularını anlamaya çalışın. Gözyaşları ve korkuları kabul ederek ona güven verin, daha sakin ve iş birliğine açık bir ruh hali geliştirmesine destek olun.
Çocuğunuzu anlamanın en etkili yolu, onun gözünden bakmayı öğrenmektir. ‘Vay canına’, ‘Anlıyorum’, ‘Gerçekten mi?’ gibi ifadelerle onu dinlediğinizi hissettirin. Bu yaklaşım, sizi rahatsız eden davranışların ardındaki nedenleri görmenizi sağlar ve saygıya dayalı bir ilişki kurmanıza yardımcı olur.
Çocuğunuzla her etkileşim bir bağlanma fırsatıdır. Günlük koşturmacanın içinde yavaşlayarak küçük anların keyfini çıkarın. Birlikte yemek yaparken malzemeleri koklamasına izin verin, ellerinizi suyun altına birlikte tutarak anı paylaşın. Bu anlar, ilişkinizde kalıcı bir sevgi bağı oluşturur.
Çocuğunuzun yatma saatini biraz erkene alarak karanlıkta onunla sarılın ve sohbet edin. Bu sakin anlar, gün içinde yaşadığı endişeleri paylaşmasına fırsat tanır. Onu dinleyin, duygularını kabul edin ve birlikte çözümler üreteceğinizi belirtin. Bu alışkanlık, çocuğunuzla aranızdaki güveni derinleştirir.
Çocuğunuzla geçirdiğiniz anlarda %100 orada olun. Onunla konuşurken tüm dikkatinizi verin. Çocukluk dönemi hızla geçer ve onunla paylaştığınız anılar ömür boyu sizinle kalır. Günün birkaç anında bile bu farkındalığı sağlamak, ilişkinizde büyük bir fark yaratır.