Eşit bir ilişki mi istiyorsunuz? O zaman her zaman kendinize şunları sorun: Çocuğumun başka seçeneği var mı? Dürüst müyüm ve benim için önemli olan şeyler hakkında konuşuyor muyum? Karşılığında, çocuğumu ciddiye alıyor muyum?
Çocuklarınıza duyguları adlandırmayı öğrenmelerinde eşlik edin ve bunu kendiniz de yapın. Onların duygularına saygı duyarsanız (ve en başta onları kabul ederseniz), çocuğunuz ciddiye alındığını hissedecektir.
Bir düşünün; çocuğunuz bazen bir şey anlattığında ne kadar ciddiyetle onu dinliyorsunuz? Ona tüm dikkatinizi vermek, aktif ve ilgiyle sorular sormak, cümlelerini tekrar etmek ve doğru anlayıp anlamadığınızı sormak; bazen tek istediği budur.
Her zaman bütün bir anne-oğul/kız/baba-oğul/kız günü olmak zorunda değildir. Ne kadar kısa olursa olsun aile ritüellerini güçlendirin. Örneğin sabahları yatakta birlikte sarılmak veya cumartesi günleri birlikte pazara gitmek… Bu sadece birlikte güzel vakit geçirmenizi sağlamaz; aynı zamanda rahat bir ortamda herhangi bir baskı ve stres olmadan birbirinizle iletişim kurmak için zaman pencereleri açar.
Çocuklarla vakit geçirdiğinizde, birlikte bir şey izlemiyorsanız veya birlikte görüntülü görüşme yapmıyorsanız; cihazlar tabu olmalıdır. Çünkü odağınız çok hızlı bir şekilde birbirinizden başka bir şeye kayar.
Elbette sevgi ve şefkat asla çocuğun işleyişiyle ölçülmemelidir. Çünkü çocuklar, ebeveynlerinin sevgisine tam olarak güvenebildikleri ve bunu hissedebildikleri zaman en iyi şekilde gelişebilirler. Özellikle stresli durumlarda, ebeveynler olarak kendimize bir kez daha cezaya karşı ödül kalıbına girmemeyi, empati ve anlayış göstermeyi hatırlatabiliriz. Buna ‘kalpten kalbe’ iletişim diyebiliriz.
Kendiniz bir hata yaptıysanız özür dileyin. Bu şekilde çocuğunuza onu ciddiye aldığınızı ve kendi zayıf yönlerinizi de kabul edebileceğinizi göstermiş olursunuz. Aynı şeyi farklı ruh hallerinde de yapabilirsiniz Sadece kendinizi iyi hissettiğinizde ve iyi bir ruh halindeyken iletişim kurmayın. Bazen çocuğunuza iyi bir gün geçirmediğinizi de söyleyebilirsiniz. Çocuğun yaşına bağlı olarak, burada doğru kelime seçimi önemlidir. Bu sayede çocuklara neşenin her zaman olmadığını, olumsuzluklarla kendi başlarına başa çıkabileceklerini çok daha iyi öğrenirler. Ayrıca bu, yanlış bir şey yapmadıklarını (ve ruh hallerinden sorumlu olmadıklarını) bilmelerini sağlar.
Çatışma durumlarında bile çocuklarınızla iletişim kurmaya çalışın ve onları hemen azarlamayın. Sakinleşerek, şefkat göstererek, çatışmanın ne olduğunu açıklayarak ve durumla ilgili çocuğunuzu neyin rahatsız ettiğini sorarak işe başlayabilirsiniz. Sakinleştikten sonra artık görmek istemediğiniz noktaları çok iyi bir şekilde ele alabilir ve çocuğunuzla iş birliği içinde çözüm yolları bulabilirsiniz. Tüm bu yollar, çocuklarınızla uzun vadede ilişkilerinizi güçlendirir ve zorlu durumlarda bile oldukça soğukkanlı kalmanıza yardımcı olur.