YAŞAM - ANNE - ÇOCUK

Çocuklarla uçak yolculuğunda 10 ‘kurtarıcı’ ürün

Beni takip edenler görmüştür yılbaşı için ailece Miami'ye gittik. Naz doğduktan sonra birlikte yapacağımız ilk uzun uçuştu bu. Bu sebeple açıkçası beni nasıl bir yolculuk beklediğini pek kestiremiyordum. 12 saatlik bu uçak yolculuğunda yanıma aldığım ‘kurtarıcı’ 10 ürünü sizlerle paylaşmak isterim…

profil
Buse Terim
15.02.2019
Çocuklarla uçak yolculuğunda 10 ‘kurtarıcı’ ürün

Uçağımız Türkiye saati ile saat 3'teydi ve bizi 12 saatlik bir uçuş bekliyordu. Planım her ikisini de akşam İstanbul saati ile erkenden yatırıp uçak boyunca uyumalarını sağlamaktı… Öncelikle her iki çocuk için bu uzun uçuşta yanıma neler aldım bunlardan bahsetmek istiyorum.

  1. Yedek kıyafet, çorap, bez, pijama. 
  2. İlaçlar (Ne olur ne olmaz diye ateş düşürücü, burun spreyi, alerji ilacı).
  3. Her ikisinin ilgisini çeken ve onları oyalayabileceğim oyuncaklar, boya kalemleri, çizim defteri.
  4. Nil 2 yaşından beri tablet izlediği için ona kullandığımız tabletin içerisine izlemeyi sevdiği şeyleri yükledim ve yanıma aldım.
  5. Atıştırmalıklar (Bu madde Naz için geçerli değil tabii ama Nil'in en sevdiği atıştırmalıkların olduğu bir kutu hazırladım, inanmayacaksınız ama bu atıştırmalıkları yerken uzun zaman geçiyor.)
  6. Kitaplar (İlgilerini çekebilecek kitaplar ve oyun kartları).
  7. Naz'ın rahatça oynayabilmesi için Lulyzoo oyun minderini uçağa yanımıza aldık. (Sırt çantası şeklinde taşınabildiği için taşıması çok rahat oldu.)
  8. Örtü, müslin, yastık. Ben uçaklarda verilen örtüleri çocuklara kullanmak istemediğim için günlük hayatta kullandığımız ve rahat ettikleri örtü ve yastıkları yanıma aldım.
  9. Naz'ın YOYO puseti. Bu puset benim gerçekten hayatımı kurtardı. Hayatımda kullandığım en hafif, en kolay kapanan, en kolay taşınabilen puset bu. Uçağa yanınıza alabiliyorsunuz çünkü küçücük. İyi ki yanımıza almışız çünkü Naz'ı ancak bu pusette uyutabildik.
  10. Naz'a toz mama, Nil'e günlük süt. Nil uyumadan önce 120 cc kadar günlük süt içiyor. Evde bu sütü ısıtıp bir mataraya koyduk ve yanımıza aldık. Böylece uyumadan önce sıcak bir şekilde biberonuna koyup içirebildik.

Tabii uçuş pek planladığım gibi gitmedi. Sanırım ikisi de ortama alışamadığı için normalde 7-8 gibi uyuyan çocuklar saat 11 olduğunda hâlâ uyumamışlardı. Naz'ı en sonunda son çare olarak pusette uyuttuk. Nil ise artık çok yorgun düştüğü için uyuyakaldı. Bu sırada ben de biraz dinlenme fırsatı bulabildim tabii, fotoğraflarda da göreceksiniz.

Aslında tüm seyahat beklediğim kadar kötü geçmedi. Bir ara ikisi de hiç uyumayacak diye çok panik yapmıştım ama son 6-7 saati uyuyarak geçirdiler. Her ikisi de oranın saatine alıştığı için dönüş yolculuğumuz çok daha kolay geçti. Uçağımız Amerika saati ile akşam 10'daydı. İkisi de uçağa biner binmez uyudular. İnişe 3 saat kala da uyandılar. O 3 saatte Nil biraz sıkıldı tabii, gezmek ve dolaşmak istedi. Son yarım saat kala ise her ikisi de artık inmeye hazır bir şekilde bekliyorlardı. Rutinin dışına çıkmak çocuklarda tabii ki bazı hasarlara yol açabiliyor. Döndükten sonra saat farkına ve eve yeniden alışmaları zaman aldı. Şimdi yeniden ‘Çocuklar bu kadar küçükken gider misin?’ diye sorsanız sanırım ‘Gidemem’ derim. Biraz daha büyüdüklerinde gitmeyi tercih ederim.

 

Sevgilerimle


Önceki ve Sonraki
Haberler