Coronavirüs salgını sebebiyle alınan tedbirler kapsamında Türkiye'deki tüm illerde okullarda eğitime ara verilmiş, evde online bir sistem olan EBA üzerinden eğitim gören çocuklar eğitimlerine bir şekilde devam etmişlerdir. Ancak özel eğitim kurumlarına çocuklarının okul ortamında eğitim almaları için ücret ödeyen veliler, işin hukuki boyutunda birçok belirsizlikle karşı karşıya gelmişlerdir.
Salgın döneminde kararlar ve tedbirler kapsamında tüm ödemeler ertelenmiş, icra takipleri dahi durmuştur. Özel okullar eğitimlerine online olarak devam etmişseler de nihayetinde öğrenciler bir eğitim almışlar ve yaz dönemine geçmişlerdir. Ancak veliler, çocuklarının okuldaki gibi eğitim almadıklarını düşündüklerinden yaptıkları ödemelere ilişkin durumları sorgulamaya başlamışlardır. Bu nedenle ikinci dönemin ödemesini yapan velilerin, çocuklarının eğitimi okulda devam etmediği için (yapılan online eğitimin okuldaki eğitimle birebir ve etkili olmadığı düşünülürse) ödedikleri ücretin iadesini talep edip etmeyecekleri söz konusudur.
Öncelikle veliler ile özel okullar arasında imzalanan sözleşme, ücret sorununun çözümüdür. Çünkü kayıt yapılırken ödeme taksit planı ile beraber velilere bir sözleşme imzalatılmakta ve bu sözleşmenin hukuki bir niteliği bulunmaktadır. Bu sözleşmeler genel itibariyle bir tüketici sözleşmesi niteliğinde olup veliler bu noktada birer tüketici konumundadırlar. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna tabi olan tüketici sözleşmeleri, eğer bu kanunda hüküm bulunmazsa 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na tabi olmaktadırlar. Borçlar Kanunu’na göre de sözleşmeler tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulmaktadır. Taraflar sözleşmelerini sözleşme serbestisi ilkesine göre hazırlarlar ve kendilerine düşen yükümlülükleri sözleşmeye bağlılık ilkesiyle yerine getirirler. Yani veliler sözleşme yapma serbestisi içerisinde, özel eğitim kurumunun asgari şartları dışındaki konularda fikir beyan edebilir, sözleşmeye madde ekleyebilirler.
Normalde özel okul ücretleri; Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 54. maddesinde bulunan esaslara göre belirlenir. Buna göre veli ile özel eğitim kurumu arasında bu esaslara göre hazırlanan sözleşmede eğitim ücretlerinin paket olarak verileceği yani eğitim ücretinin yanı sıra yurt, yemek, servis ücretinin birlikte alınacağı belirtilmişse ve akabinde bu ücretler velilerden sözleşme gereği tahsil edilmişse, yine aynı sözleşme gereği veliler özel eğitim kurumundan, Covid-19 gereği yerine getirilemeyen yemek, servis, yurt gibi hizmetlerin iadesini talep edebilirler. Çünkü yemek, temizlik, servis gibi masrafların okullarda öğrenci olmaması sebebiyle talep edilmesi hakkaniyete aykırıdır. Sözleşmeye bağlılık ve tarafların uyması gereken dürüstlük ilkesi gereğince eğitime ara verildiği sürece özel okullar bazı ödemelere ara vermeli, tahsil ettiği ücretleri iade etmelidir. Veliler ise bu iadeleri yapmayan özel okul kurumlarına yazılı dilekçe ile başvurarak anlaşma/ uzlaşma prensipleri çerçevesinde iade şartlarını müzakere etmelidir. Eğer bu ücretler veli tarafından halen ödenmemişse veli özel eğitim kurumundan herhangi bir ücret talepte bulunamaz ve özel eğitim kurumu da bu bedelleri velilerden talep edemez.
Sadece sözleşmeye bağlılık ilkesi değil aynı zamanda 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda da ücret iadesi için belirli şartlar vardır. Bunlar:
- Sağlık raporu alarak öğrencinin sağlık sebebiyle kurumdan ayrılması,
- Kurumun kapanması,
- Dönemin açılamaması,
- Kurumun eğitim ve öğretim ortamının olumsuz yönde değiştiğinin maarif müfettişleri tarafından tespit edilmesi,
- Velinin/vasinin öğrencisini okutamayacak duruma düştüğünün resmî kurumlarca belgelendirilmesi durumunda okula ödemiş olduğu ayrılış tarihinden sonraki günlere ve saatlere isabet eden ücret öğrenci veli/vasisine iade edilir.
Özellikle salgının Yargıtay içtihatlarınca mücbir sebep olarak kabul edildiği düşünülürse özel okullar da salgın döneminde sözleşmelerindeki mücbir sebebe ilişkin madde hükümlerine dayanarak ödemeleri durdurabilir, askıya alabilir. Çünkü teknik olarak birebir eğitim için ödeme yükümlülüğü altına giren veliye karşılık okul eğitim verme yükümlülüğünü salgından dolayı getirememektedir.
Yaz tatilinden sonra Covid durumunun belirsizliği sebebiyle birçok velinin kafasında yeni döneme ilişkin ve yeni dönemin getirdiği ödeme yükümlülüğüne ilişkin soru işareti bulunmaktadır. Her ne kadar eğitim dönemi Eylül itibariyle başlanacak görünse de salgın tehlikesinin halen geçmediği şu dönemde belirsizlik devam etmektedir. Veliler bu süreçte kendilerini ödeme bakımından garanti altına almak istemekle birlikte özel okul kurumları da kendilerini Covid sebebiyle zayıflayan ekonomilerini koruyabilmek adına bu garanti talebini sözleşmede belirtmelidirler. Her yeni kayıt döneminde sözleşmeler MEB esaslarınca yenilendikleri için, Yargıtay’ın da mücbir sebep olarak kabul ettiği salgın hususu dikkate alınarak ödeme planı ona göre oluşturulmalıdır. Çünkü gerçekleşmemiş veya tahmin edilmeyen bir durum için ödeme yükümlülüğünden kaçınılmamalıdır. Veliler çocuklarını kayıt ettirdiklerinde ödeme planlarını Covid sebebiyle ertelenme ihtimalini sözleşmede belirtebilirler çünkü sözleşme iki tarafında karşılıklı olarak müzakere ettikleri ve kabul ettikleri bir hukuki araçtır. Veliler ve özel okul kurumları karşılıklı olarak Türk Borçlar Kanunu’na dayanarak sözleşme serbestliği çerçevesinde ödeme planlarını tartışabilir, şartlarını yenileyebilir, sözleşmelerine mücbir sebebe dayalı bir ödeme süreci kararlaştırabilirler. Velilerin böyle bir talepleri olması durumunda özel okul kurumlarına iletmemeleri için hiçbir engel bulunmamaktadır.