ARA
Eğer ofis olarak evinizi kullanmaya alışık değilseniz ev ortamı zihninizde çalışma ortamı olarak kodlanmamış olabilir. Evde olmayı çoğunlukla dinlenmek ve iş dışındaki aktivitelere vakit ayırmakla ilişkilendirebilirsiniz. Ofis olarak evinizi kullandığınız bu dönemi en iyi ve en verimli şekilde geçirmek için öncelikle zihninizin çalışma moduna girebileceği, kendinize özel bir çalışma ortamı yaratın. Yapılan araştırmalar, kişisel olarak iş için ayrılmış, sesten uzak ortamlarda çalışan bireylerin performanslarının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu hazırladığınız çalışma alanı zihninizin çalışmak için uyarılmasını ve kolayca konsantre olmanızı sağlayacak. Arka planınızın video görüşmeleri için uygun olduğundan emin olmayı da unutmayın :)
Mesaiye başlama ve bitirme saatlerinizin evde olduğunuz için değişmesine izin vermemeye çalışın. Çalışma saatlerinizin dışında iş yapmaktan kaçının. Mesainiz bittikten sonra iş yapmaya devam etmek yerine rahatlamaya odaklanın. Gününüzün geri kalanını sizi rahatlatacak, enerjinizi geri toplamanızı sağlayacak aktivitelerle geçirin. Journal of Epidemiology and Community Health’ te yayınlanan boylamsal çalışmada ekstra çalışma saatleri depresyon semptomlarıyla ilişkili bulunmuş. Ruhsal sağlığınıza iyi bakmak için evde geçirdiğiniz saatleri iş zamanı ve iş dışı aktiviteler için zaman olarak ikiye bölerek dengeli yaşamınızı devam ettirebilirsiniz. Unutmayın, dengeli bir yaşam dengeli bir ruh halini de getirecek.
Mutlaka okuyun: Depresyondan korunmak için 10 adım
Uzun vakitleri evde geçirmek, işle ilgili değişim gibi içinde bulunduğumuz durumdan kaynaklı belirsizlikler kaygı hissini de zaman zaman beraberinde getirebilir. Kaygı yaşadığınız anlarda da veriminiz düşer. Organizational Behaviour and Human Decision Process dergisinde yayınlanan bir makaleye göre kaygı anlarında bir rutine sahip olmak, bir ritüel yapmak, kaygıyı azaltmak konusunda etkili bir yöntem. Evde olduğunuz bu süre boyunca belirli rutinler belirleyin ve onlara bağlı kalın. Örneğin; kendinize bir sabah rutini hazırlayın, işe giderken hazırlandığınız gibi hazırlanın, pijamalarınızı çıkarın, giyinin ve hatta sizi iyi hissetirecekse makyaj yapın. Önemli olan size iyi gelen rutini bulup onu her gün uygulamaya almanız. Bir rutine sahip olduğunuz zaman zihniniz optimal düzeyde işleyecek ve bu da verimli çalışmak için en iyi zihinsel koşul anlamına geliyor.
Çalışma sırasında kısa aralar vermek, dikkati ve performansı olumlu etkiler. Bazen işlerinizi ertelemek istemeyebilir ve ara vermeden devam etmek isteyebilirsiniz. Ama unutmayın, ara vermek aslında daha verimli bir performans sergilemenizi sağlayacak. Hatta veriminiz arttığı için normalde ara vermeden yaparak daha uzun sürede bitireceğiniz bir işi ara vererek yaptığınızda daha hızlı bitirebilirsiniz. George Mason University’de yapılan bir araştırmaya göre 45 dakikalık dikkat testi sırasında 5 dakikalık ara veren katılımcılar, hiç ara vermeden testi yapan katılımcılara göre daha iyi performans sergilemiş. Iscandinavian Journal of Work and Organizational Psychology dergisinde yayınlanan bir araştırmanın sonucu ise çalışanların öğlen arası vermesinin, enerji seviyelerini de arttırdığını gösteriyor. Araştırmalardan aldığımız sonuç çok net: ara vermek verimi arttırıyor.
Pozitif duyguların faydaları üzerine yapılan araştırmalar saymakla bitmez. Pozitif duygular tecrübelediğiniz zaman algınız genişler, daha üretken olursunuz. Bu durum işinize de olumlu yansır ve performansınız artar. Evde geçirdiğiniz iş günlerine minik aktiviteler ekleyin. Bunlar size iyi hissettirecek, neşe verecek her türlü davranış olabilir: belki en sevdiğiniz şarkı eşliğinde 3 dakika dans etmek, belki evinizin en sevdiğiniz köşesinde içeceğiniz bir kahve. Görmek için bakmaya başladığınızda, günlük hayatın içinde neşe ve keyif bulmak aslında hiç de zor değil. Size iyi gelen aktiviteler bulun ve evde geçirdiğiniz iş günlerine onları da ekleyin.
Mutlaka okuyun: Mutlu hissetmenin kariyerinize 5 etkisi
