İskoçya’nın görkemli şehri Glasgow’un doğal güzellikleri adeta baş döndürüyor. Şehri çevreleyen yemyeşil parklar özellikle Kelvingrove Park ve Glasgow Green gibi alanlar doğa severler için huzurlu bir ortam sunuyor. Şehrin biraz dışına çıktığınızda ise İskoçya’nın büyüleyici manzaralarıyla karşılaşıyorsunuz; uçsuz bucaksız yeşil vadiler, heybetli dağlar ve Loch Lomond gibi büyüleyici göller, İskoçya’nın efsanevi doğasını cömertçe gözler önüne seriyor. İskoçya’nın bu bölgesi doğa ve şehir yaşamını bir arada sunarak ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.
Türkiye’den Glasgow’a direkt uçuş bulunmuyor ancak birçok havayolu aktarmalı olarak Glasgow’a ulaşım sağlıyor. İstanbul, Türkiye’den Glasgow’a ulaşmak için en uygun çıkış noktası denilebilir. Türk Hava Yolları veya British Airways gibi büyük havayolları Londra, Amsterdam veya Paris gibi Avrupa şehirlerinde aktarma yaparak Glasgow’a uçuş seferleri düzenliyor. Aktarma sürelerine bağlı olarak Türkiye’den Glasgow’a toplam uçuş süresi yaklaşık 6-10 saat arasında değişebiliyor. Direkt uçuş olmadığı için yolculuk planlamasında aktarma süresini dikkate almak gerekiyor. Bununla birlikte Türkiye’den İskoçya’nın Edinburgh şehrine uçakla gidip sonrasında 1 saat 10 dakikalık bir tren yolculuğuyla Glasgow’a geçmeniz de mümkün. Glasgow Uluslararası Havalimanı şehir merkezine yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta. Havaalanından şehir merkezine otobüs (Glasgow Airport Express), taksi veya özel transfer ile kolayca ulaşım sağlanabiliyor.
İskoçya, İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda ülkeleri Birleşik Krallık’ı oluşturuyor. Bu ülkelere giriş yapmak isteyen Türk vatandaşlarının Birleşik Krallık vizesi alması gerekiyor. Diplomatik pasaport sahipleri hariç tüm pasaport türleri vizeye tabi tutuluyor. Vize başvurusu, gerekli evraklar ve süreçle ilgili tüm bilgiler için https://www.gov.uk/check-uk-visa adresini ziyaret edebilirsiniz.
Glasgow tüm İskoçya genelinde olduğu gibi yıl boyunca yağışlı bir iklime sahip. Şehrin havası genelde serin ve nemli; yaz aylarında bile ılıman bir hava şehre hakim oluyor. Yılın büyük kısmında yağış görüldüğünden yanınızda yağmurluk veya şemsiye bulundurmanız çok önemli. Glasgow’a seyahat etmek için en uygun dönem, Mayıs ile Eylül arasında kalan aylar denebilir. Bu dönemde sıcaklıklar biraz daha yüksek ve yağış daha az olabiliyor. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında gündüz sıcaklıkları 15-20°C arasında seyredebilir bu da şehri keşfetmek için daha uygun hale getirebilir. Kışın ise özellikle Aralık ve Ocak ayları oldukça soğuk ve kar yağışlı geçebilir.
Glasgow’da konaklamak için birkaç popüler bölge öne çıkıyor ve her biri kendi avantajlarıyla farklı seyahat tercihlerine hitap ediyor. Konaklama tercihlerinize göre Glasgow’da her bütçeye ve zevke uygun farklı bölgeler bulunuyor. Glasgow’da konaklayabileceğiniz başlıca bölgeler şu şekilde:
City Centre (Şehir merkezi): Glasgow’un şehir merkezi alışveriş, yemek ve eğlence seçeneklerinin yoğun olduğu bir bölge. George Square, Buchanan Street ve Merchant City gibi popüler alanlara yakın olduğu için turistik yerlere erişim çok kolay sağlanıyor. Ayrıca birçok müze, galeri ve mağaza yürüyüş mesafesinde bulunuyor, bu nedenle şehri ilk kez ziyaret edenler için ideal.
West End: Üniversite öğrencileri, sanatseverler ve genç gezginlerin tercih ettiği bir bölge olan West End; karakteristik Viktorya dönemi mimarisi, bağımsız kafeleri, butikleri ve restoranlarıyla ünlü. Bölge; Kelvingrove Park, Glasgow Üniversitesi ve Kelvingrove Sanat Galerisi ve Müzesi gibi turistik yerlere yakın. Gelişmiş toplu taşıma olanakları sayesinde şehir merkezine ulaşım da kolay sağlanıyor.
Finnieston: Son yıllarda popülerleşen Finnieston, yeme içme mekanları ve eğlence hayatıyla öne çıkıyor. The Hydro ve SEC Centre gibi etkinlik alanlarına yakın olduğundan konser veya etkinlik için gelenler burayı tercih edebiliyor. Trend restoranlar, barlar ve kafelerle dolu bu bölge canlı bir atmosfere sahip.
Merchant City: Şehir merkezinin doğusunda yer alan Merchant City, Glasgow’un tarihi bölgelerinden biri ve Viktorya dönemi yapılarıyla ünlü. Şık restoranlar, kafeler, sanat galerileri ve butikler bu bölgede bulunuyor. Hem gece hayatını sevenler hem de kültürel bir deneyim arayanlar için ideal.
Southside: Şehir merkezinin güneyinde yer alan bu bölge, Pollok Country Park ve Queens Park gibi geniş yeşil alanlara yakınlığıyla doğayla iç içe bir ortam sunuyor. Burası biraz daha sakin bir atmosfere sahip olduğundan aileler ve daha yerel bir deneyim arayanlar için uygun olabilir.
Glasgow’a seyahat edenler için şehrin tarihi, sanatı ve kültürüyle tanınan turistik yerleri keşfetmek oldukça keyifli olabilir. İskoçya’nın görkemli şehri Glasgow’u keşfetmek için iki günlük bir seyahat planı yapmanız yeterli olacaktır. Glasgow’da gezilecek popüler turistik noktalar ise şöyle sıranalabilir:
Kelvingrove Sanat Galerisi ve Müzesi: Glasgow’un en ünlü müzesi olan Kelvingrove, geniş sanat ve tarih koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Girişin ücretsiz olması ve Van Gogh’tan Dali’ye kadar ünlü sanatçılara ait eserlerin bulunması burayı cazip kılıyor.
Glasgow Katedrali: 12. yüzyıldan kalma bu Gotik katedral Glasgow’un en eski yapılarından biri. Glasgow Katedrali yanında bulunan Nekropol ile birlikte şehir tarihine dair büyüleyici bir atmosfer sunuyor.
George Square: Şehir merkezinde yer alan George Square, çevresinde tarihi binaların ve heykellerin bulunduğu geniş bir meydan. Glasgow City Chambers da bu meydanda yer alıyor ve ihtişamlı mimarisiyle dikkat çekiyor.
University of Glasgow: Orta Çağ mimarisiyle öne çıkan bu tarihi üniversite şehrin simgelerinden biri olarak kabul ediliyor. Üniversite kampüsünü gezerek Hunterian Museum and Art Gallery’yi de ziyaret edebilirsiniz.
Riverside Museum: Ulaşım tarihi müzesi olarak bilinen Riverside Museum etkileyici bir modern mimariye sahip. Trenler, arabalar, tramvaylar ve bisikletlerle dolu olan bu müze hem yetişkinler hem de çocuklar için oldukça eğlenceli.
The Lighthouse: Charles Rennie Mackintosh tarafından tasarlanan bu bina, İskoç tasarım ve mimarisine odaklanıyor. Tepeye çıkarak şehrin panoramik manzarasını izlemeniz de mümkün.
Buchanan Street: Alışveriş sevenler için ideal bir cadde olan Buchanan Street popüler mağazalar, butikler ve kafelerle çevrelenmiş durumda. Cadde boyunca yürürken sokak sanatçılarının performanslarını izleyerek keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.
Glasgow Science Centre: Özellikle çocuklu aileler için eğlenceli bir seçenek olan bu merkez interaktif bilim sergileri ve Planetaryum gibi bölümleriyle dikkat çekiyor.
Pollok Country Park: Şehirde doğa yürüyüşleri yapmak isteyenler için güzel bir alternatif olan bu park, Pollok House ve Burrell Collection gibi ilginç mekanlara da ev sahipliği yapıyor.
The Necropolis: Glasgow Katedrali’nin yanında bulunan bu tarihi mezarlık Viktorya dönemi anıtlarıyla ilgi çekici bir gezi noktası. Şehir manzarasını buradan izlemek de mümkün.
Ashton Lane: West End’de bulunan dar ve şirin sokak akşamları ışıklarla aydınlanıyor. Butikler, barlar ve restoranlarla çevrelenmiş olan Ashton Lane akşam keyfi için ideal bir nokta.
Bonus: Şehirde yeterli zamanınız varsa trenle 40 dakikada ulaşabileceğiniz İskoçya’nın büyüleyici kasabası Stirling’i seyahat listenize eklemek isteyebilirsiniz.
Glasgow’da İskoç mutfağını deneyimlemek şehrin kültürünü daha iyi anlamanızı sağlayabilir. İskoç mutfağı deniz ürünlerinden et yemeklerine kadar geniş bir yelpazeye sahip. İskoçya özellikle viski kültürüyle ünlü bir şehir; Glasgow’da bu geleneksel içeceğin yanı sıra bazı farklı yerel içeceklerin de tadına bakabilirsiniz. Glasgow’da mutlaka tadılması gereken bazı lezzetler şu şekilde sıralanabilir:
Haggis: İskoç mutfağının en ünlü yemeği olan haggis; koyun sakatatı, yulaf, soğan ve baharatlarla hazırlanıyor. Genellikle ‘neeps and tatties’ (şalgam ve patates püresi) ile birlikte servis ediliyor. İlk başta alışması zor bir lezzet gibi görünse de İskoç kültürünün temel yemeklerinden birini denemek iyi bir fikir olabilir.
Cullen Skink: Oldukça doyurucu olan bu çorba tütsülenmiş mezgit balığı, patates ve soğanla hazırlanıyor. İskoçya’nın kuzeyine özgü olsa da Glasgow’daki birçok restoranda bulunabilir ve soğuk havalarda ısıtıcı bir yemek olarak tercih edilebilir.
Scotch pie: Genellikle koyun eti veya dana etiyle doldurulmuş olan küçük ve yuvarlak turta, özellikle yerel publarda çokça tercih ediliyor. Hızlı bir atıştırmalık arayanlar için ideal.
Fish and chips: İskoçya’da da popüler olan bu klasik İngiliz yemeği taze balık ile hazırlanıyor ve çıtır patates kızartmasıyla servis ediliyor.
Black pudding: Koyun veya domuz kanıyla yapılan bu et ürünü baharat ve yulafla karıştırılarak hazırlanıyor. Kahvaltıların bir parçası olarak veya diğer yemeklerin yanında sunulabiliyor.
Arbroath smokie: Tütsülenmiş mezgit balığından yapılan arbroath smokie, İskoçya’ya özgü bir lezzet. Doyurucu bir ana yemek olarak tercih edilebilir.
Cranachan: İskoç mutfağının popüler tatlılarından biri olan cranachan; çırpılmış krema, bal, yulaf ve frambuazdan yapılıyor. İskoç viskisiyle de zenginleştirilerek servis edilen cranachan, İskoç tatlı kültürünü yansıtıyor.
Shortbread: İskoçya’nın meşhur tereyağlı kurabiyesi olan shortbread, tatlı severlerin mutlaka denemesi gereken bir lezzet.
Scotch Whisky (İskoç viskisi): İskoçya denince akla gelen ilk içecek viski olabilir. Farklı bölgelerden elde edilen viskiler çeşitli aromalara sahip. Glasgow’da birçok pub ve viski barı geniş viski koleksiyonları sunuyor. Single malt viski ve blended viski denemeleri, İskoç kültürünü daha iyi anlamak için harika bir fikir olabilir.
Scottish craft beer: Glasgow yerel bira üretiminde de oldukça iddialı. Özellikle BrewDog gibi markaları, İskoçya’da üretilen craft biraları mutlaka denemelisiniz. Glasgow’daki pek çok bar ve pubda farklı aromalara sahip İskoç biralarının tadına bakabilirsiniz.
Glasgow’un en ikonik restoranlarından biri olan Ubiquitous Chip, şehirde benzersiz bir İskoç yemeği deneyimi sunuyor. West End’de bulunan Ubiquitous Chip geleneksel İskoç yemeklerini modern dokunuşlarla sunan bir mönüye sahip. Özellikle yerel etler, deniz ürünleri ve sebzelerle hazırlanan yemekler, hem yerli halk hem de turistler tarafından çok seviliyor. Ubiquitous Chip’in atmosferi de oldukça sıcak ve sanatsal bir ambiyansa sahip; Glasgow’da hem kaliteli yemek hem de otantik bir deneyim arayanlar için ideal bir mekan. Bununla birlikte The Finnieston, Ox and Finch ve The Gannet gibi popüler mekanlar da İskoç mutfağını denemek için önerilebilir.
Glasgow çocukla seyahat etmek için oldukça uygun bir şehir; aile dostu mekanları, yemyeşil devasa parkları ve eğlenceli müzeleriyle çocukların keyif alabileceği çok sayıda seçenek sunuyor. Bununla birlikte şehrin hareketli ve eğlenceli gece hayatını keşfetmek istiyorsanız seyahatinizi yalnız ya da partnerinizle veya arkadaş grubunuzla planlamak da isteyebilirsiniz.