2016 yılı için bir astrolojik öngörü yazmam bekleniyor benden… Ve ben günlerdir işaretlere bakıp duruyorum. 2015 – 2017 sürecinde, sonuçları hayatlarımızın geri kalanına yansıyacak bir geçit var göklerde… Benim ‘’Ağır Abiler’’ dediğim, Jüpiter, Satürn, Neptün, Pluto, Uranüs ve Chiron arasında 2015 yılında başlayan ve 2017 baharına kadar devam eden bazı derin çatışmalar ve uzlaşmalar var. 2016 yılı bu görünümlerin en yoğun olacağı sene. Satürn’ün Neptün, Chiron ve Jüpiter ile kare Uranüs ile de üçgen açılar yapacağı süreçler var önümüzde. Pluto’nun Jüpiter’e hem karesini hem de üçgenini ve Jüpiter-Chiron karşıtlığını da 2016 da göreceğiz. Zamana yayılarak tekrar eden bu göstergelerin ışığında 2016 için hepimize şunları söylemek istiyorum;
2016 geçişinde göreceklerimiz ve yaşayacaklarımızı içinde olacağımız an itibariyle anlamlandırmak bize zor gelebilir. Ancak bu süreç insanlığın bir türlü kazanamadığı farkındalık ve bilgeliği beraberinde getirecek. Eğer 2015-2017 geçişinde yaşanacaklardan ders alırsak, güzel başlangıçların yolu açılacak hayatlarımızda. Işığı fark etmekte zorlanacağımız bir zaman olabilir önümüzde uzanan. Zira çok fazla toz duman, neye hizmet ettiği belli olmayan gövde gösterisi, oldu-bitti arasında kabul gören kararlar olacak etrafımızda. Kamplaşmaların, taraf seçmelerin artacağı, insanların gruplara saflara bölünebileceği bir sene… Din, dil, ırk gibi insani olmaktan ziyade sosyal bir önem taşıyan farklılıklar, bu süreçte ‘’meşru’’ ayrışma sebepleri olarak önümüze konulabilir. Etrafımızda kendi adalet anlayışını öne sürerek, insanlara Yaratan'ın adaletini unutturmaya çalışan insanlar görebiliriz. Nazilerin Almanya’da meşruiyet kazandığı, İspanya İç Savaşı’nın başladığı yıllar böyle görünümlere sahip…
Haklı görünen davalar adına maksadı ve haddi aşan adımlar atılması ve böyle tutumların, çok yönlü acılara yol açması mümkün. Sosyal düzlemde, bir yerden sonra kimin neyi başlattığının, kimin neyi yapmaya hakkı olduğunun birbirine karıştığı gerilim ve çatışmalara şahit olabiliriz. Kişisel hayatlarımızda da duruşumuza özen göstermemiz gereken bir evreden geçeceğiz.Önümüzde gerçeğin ve yapılması gerekenin ne olduğu hakkında belirsizliğe düşeceğimiz sınavlar var! İçimizde alıştığımız düzeni kaybetmemek ya da zarar görmemek kaygısı ağır basabilir. Böyle durumlarda etrafımızdakiler egoist ve acımasız olduğunda biz de haddi aşmayı meşru görmeye başlayabiliriz. İşimize gelmeyeni, hoşumuza gitmeyeni düşman ilan edip her türlü yoldan üzerine gitmenin ya da bizim önceliklerimize göre davranmayan herkese sırt dönmenin ‘’normal’’ olduğunu düşünebileceğimiz bir dönem. Ama işin içinde ben haklı çıkayım derken adaleti kaybetme riski var. Korku, kaygı ve olumsuz beklentilerle davranmak geçidi sadece daha karmaşık ve aşılması zor hale getirecektir. Bu nedenle kaygı krizlerine girmenin bir yararı yok! Aksine atacağımız adımlara vesvese karışacağı için, olumsuz düşünmenin fazlasıyla zararı var. Unutmamak gereken konu şu; Bu süreçte yapacağımız tercihlerin sonuçları olumlu ve olumsuz bir bir yansıyacak hayatlarımıza…
O zaman bize düşen ne 2017 baharına geçeceğimiz yolda?
Aslında her zaman olduğu gibi bizim işimiz, kuralları koyanın ve düzeni kuranın Yaratan olduğunu unutmadan davranmak! ‘’Bütün bunları Yaratan mı getiriyor başımıza?’’ diyebilirsiniz. Yok bütün bunları, Yaratan’ın sistemine uygun olmayan işleri, sırf kendi çıkarına öylesi uyduğu için yapan insanlar getiriyor…‘’Ben kurala uymasam da bana bir şey olmaz. Zira ben dünyevi anlamda çok güçlüyüm!’’ diyen ya da bu kuralları test etmeye kalkan çok insan var. Hepimiz zaman zaman bunu yaptık, yapıyoruz… Önümüzde uzanan süreçte bazen birilerinin nasıl olup da satın alabildiklerine inanamadığımız lafların peşine takıldıklarını göreceğiz. Bazen de kendimizi bir şeylerin peşine takılmak üzereyken bulacağız! Yanılsamaların, mesnetsiz varsayımların, anlamsız gövde gösterilerinin, kendimizi ve başkalarını kandırmak için takındığımız maskelerin önce çok popüler olduğu, sonra da hepsinin hayatlarımıza getirdiği zarar ve sorunların bir bir ortaya döküldüğü zamanlar bekliyor bizi. Bunu bilip de şimdiden yollarını düz tutanlara ne mutlu! Diğerleri için de, dar görünen ama feraha çıkartan yolları görmek için bir çok fırsat olacak. İnsanlığın uzun vadeli gündemini belirleyecek olan birçok gelişmenin tohumu 2016 yılında atılabilir. Yolumuz kapatan ya da çapraşık hale getiren bazı suni gündemlerin iç yüzü de 2016 yılında ortaya çıkabilir! Ne demiştik başta; bazı deneyimler yaşarken acı verse de, güzel bir başlangıcın yolu açılacak hayatlarımızda. Yeter ki biz samimi, açık ve cesur olalım. Kalplerimizi gerçeğe açmaktan çekinmeyelim. Ve unutmayalım; bu dünyanın bir sahibi var ve bu kendini öyle görenler değil!
IŞIK GÖRÜNMESE DE ORADADIR VE HER ZAMANKİNDEN DE İHTİŞAMLI BİR ŞEKİLDE YÜKSELMEK İÇİN TOZUN DUMANIN DURULMASINI BEKLEMEKTEDİR.
Bu yıl için seçtiğim şarkı Crazy Heart – Jeff Bridges; ”Şimdi kendini bırakmanın zamanı değil… Deli yüreğine bir şans daha ver!”
Sevgi , Umut ve Işık ile olduğumuz bir 2016 dilerim!