Söz konusu beslenme olduğunda; okuduğunuz yazılar, sosyal medyadan öğrenilen bilgiler, diyetisyenlerinizin verdiği bilgiler evet çok kıymetli ve motive edici ancak bu öğrendikleriniz sizin yaşamınıza ne kadar uyuyor? En önemlisi; sizin kendinizi tanımanız, size neyin iyi, neyin kötü gelebileceğini anlamanız. Her metabolizma birbirinden çok farklı, o nedenle kendi metabolizmanızı en iyi siz tanırsınız. Ve vücudunuzu dinleyerek ona en iyi geleceklere göre hareket ettiğinizde emin olun her şey çok daha kolay ilerleyecektir.
Bu yaklaşım ne yazık ki vücudunuzu öncesinde çok açlık çektiğiniz, sonrasında ise gereğinden fazla doyacağınız bir hale sokabiliyor. Onun yerine yine vücudunuzu dinleyerek açlık hissettiğinizde (ancak burada açlığın biyolojik mi, duygusal mı olduğu çok önemli) yemek yiyin. Bu sayede aşırı açlık sonrası birden yemek yeme sonucu oluşacak şişkinlik, hazımsızlık, yorgunluk ve aşırı yemeden kaynaklı mutsuzluğu yaşamamış olacaksınız.
Kilo vermeye odaklanıldığında genellikle ilk yapılan şey belirli bir besin grubunu komple hayatınızdan çıkarmak oluyor! Ki bu büyük ihtimalle gluten, şeker, karbonhidrat, süt ya da herhangi başka bir besinden tamamen vazgeçmek olabiliyor. Bu durum başta iyi hissettirebilir ama eğer bu besinlere fiziksel bir alerjiniz yoksa, bir süre sonra süreç sürdürülebilir olmaktan uzaklaşacaktır. Onun yerine öğünlerinize farklı meyve ve sebzeler ekleyerek ya da porsiyon miktarını değiştirerek çok daha ılımlı bir program uygulayabilirsiniz. Unutmayalım ki gerçek sağlıklı beslenmede yasak yoktur, porsiyon kontrolü vardır.
Özellikle diyetin başlarında neredeyse her sabah, hatta her öğün öncesi/sonrasında tartılanlardan mısınız? Maalesef bu alışkanlık genellikle motivasyonunuzun düşmesine sebep oluyor. Çünkü vücuda aldığınız besinler, içtiğiniz su, uyku saatiniz, hareket durumunuz tartıda her an değişikliğe sebep olabiliyor. Bu nedenle en doğru tartılma sıklığı; haftada bir gün, aynı kıyafetlerle, erken saatlerde ve tuvaletten sonra olacaktır.
Her gün aynı mutlulukta ve histe olmadığımızı göz önüne alırsak, yaşamımızda da vücudumuzun ve hormonlarımızın aynı kalacağını düşünmek doğru olmayacaktır. O nedenle belki geçmişte uyguladığınız bir beslenme tarzı ya da alışkanlığının yeniden işe yarayacağının garantisini veremeyiz. Örneğin daha önceleri aralıklı oruç tarzı beslenme size çok iyi gelirken, belki şu anda şekerinizi ve tansiyonunuzu kötü etkileyebilir. Bunu da vücudunuzda gözlemlemeli ve gerekli düzenlemeleri yapmalısınız.
Diyelim ki bir doğum günündesiniz ve pasta ikram ettiler. Herkes gayet keyifle yerken siz reddettiniz ve yemediniz. Belki o günü çok güzel kurtardı bu reddediş ancak kendinize böyle kesin yasaklar koyarsanız bir süre sonra büyük bir patlama yaşanabilir ve koca bir pastayı çatallarken görebilirsiniz kendinizi … Eğer canınız gerçekten bir şeyi çektiyse; birkaç parça tüketmenin, nefsinizi köreltmenin hiçbir zararı olmayacaktır, hatta motivasyonunuzu artıracaktır. Bu nedenle çok sık olmayacak şekilde ve porsiyonuna dikkat ederek istediğiniz besinlerden tadabilirsiniz.